Roma’daki kadar bilinmeseler de onun kadar etkileyici olan bu amfitiyaroların çoğu hala etkinliklere ev sahipliği yapıyor ve böylece MS 30 yılını tekrar yaşıyormuş hissine kapılıyorsunuz.
1- Tunus, El Cem Amfitiyatrosu
Roma’daki orijinal Kolezyum örnek alınarak inşa edilen El Jem amfitiyatrosu, Kuzey Afrika’daki birkaç bağımsız arenadan biri olmasıyla dikkat çeker çünkü çoğu amfitiyatro tepelere dayanarak inşa edilmiştir.
UNESCO listesindeki bu alan mükemmel bir şekilde korunmuş olup, Brian’ın Hayatı ve Gladyatör filmlerinde kullanılan lokasyonlardan biridir. Ancak alana ulaşmak için agresif hediyelik eşya satıcıları ile zorlu bir mücadeleye girmeniz gerekecek, bu kısmı geçip içeri girdikten sonra üst kısımlara tırmanabilir ve çevredeki kırsalın muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
2- Hırvatistan, Pula Arenası
MS 1. yüzyılda, ışıltılı Adriyatik Denizi’nin yanında inşa edilen Pula Arenası, Hırvatistan’ın en iyi korunmuş antik anıtlarından biridir.
Bir zamanlar gladyatör dövüşleri için kullanılan mekân artık, açık hava sineması, opera alanı ve yaz aylarında konserlerin yapıldığı sahne olarak kullanılmaktadır. Bir zamanlar gladyatörler tarafından kullanılan yer altı geçitler ise, şimdilerde antik çağlarda Istria’da bağcılık ve zeytin yetiştiriciliğine adanmış kalıcı bir sergiye ev sahipliği yapıyor.
3- Arles (France), Roma Arenası
Romalı tarihçi Suetonius bir zamanlar Arles’ı, ‘Galya’nın küçük Roması’ olarak tanımlamıştı ve bunun nedenini anlamak zor değil. Çünkü Roma’daki Kolezyum şehrin merkezindeki Roma Arenası ile kıyaslanamaz.
MÖ 1’de inşa edilen ve üç katta 20.000’den fazla seyirciyi ağırlama kapasitesine sahip olan bu yapı, bugün hala düzenli olarak etkinliklere ev sahipliği yapmak için kullanılmaktadır. Temmuz ve ağustos aylarında her Salı ve perşembe günü gladyatör dövüşleri de dahil olmak üzere tiyatro ve spor etkinlikleri düzenlenmektedir.
4- İtalya, Pozzuoli Amfitiyatrosu
Napoli’nin hemen yukarısındaki bu arena, Roma’daki Kolezyum’u inşa eden imparator Vespasianus tarafından yaptırılmıştır. Ne yazık ki, üst kısımlar pek iyi durumda olmamasıyla beraber, Solfatarain Yanardağı’nın patlamasından sonra kül altına gömüldüğü için yeraltı alanları çok iyi korunmuş durumda.
Burada hayvanları tutmak için kullanılan kafeslerin kalıntılarını ve onları arena zeminine kaldırma mekanizmalarının parçalarını görebilirsiniz.
5- Fransa, Amfitiyatrosu of Nimes
MS 1. yüzyılın sonunda 24.000 seyirci kapasiteli olarak inşa edilen Nîmes Arenası, Galya’daki en önemli Roma amfitiyatrosu olmak için Arles’taki arenayla sürekli yarışıyordu.
Bu rekabet, her baharda arenada düzenlenen, Roma döneminin dünyadaki en büyük tarihi yeniden canlandırmasına ev sahipliği yaparak günümüze kadar devam ediyor. Fransa, Almanya ve İtalya’nın dört bir yanından 400’ün üzerinde oyuncu, ünlü ludi oyunlarını yeniden yaşamak için Nîmes’e akın ediyor.
6- İtalya, Verona Arenası
Verona Arenası, Roma döneminden kalma üçüncü büyük amfitiyatro olmakla birlikte yüzyıllar boyunca sürekli olarak gösteri ve oyunlara ev sahipliği yapmak için kullanılan birkaç amfitiyatrodan biridir.
Başlangıçta ortaçağda gladyatör dövüşleri, mızrak dövüşleri için kullanılan yapı, 18. yüzyıldan itibaren ise opera için kullanılmıştır. Gerçekten de arenada her yıl düzenlenen Opera Festivali dünyanın en görkemli festivallerinden biri olarak kabul edilmektedir.
7- Londra Kolezyumu
London Kolezyumu, ne bir arena ne de antik bir Roma harabesidir ancak 2.359 koltuk kapasitesi ile Londra’nın en büyük tiyatrosudur.
24 Aralık 1904’te Londra Kolezyumu Varyete Tiyatrosu olarak açılan bu tiyatro, döneminin ‘halkın eğlence sarayıydı ve Avrupa’da müşterileri üst katlara çıkarmak için asansör sağlayan tek tiyatrosu olmak özelliğini taşımaktaydı.
Çeviri: Ayşegül Atalay