Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Özgürlük Savaşçısı: Ahmed Şah Mesud

İşte savaş alanındaki kahramanlıkları sayesinde ''Penşir Aslanı'' lakabını kazanan Mesud'un arkasında yatan bir kaç hikaye...

0 2.304

Özgürlük savaşçısı ve Taliban karşıtı lider Ahmed Şah Mesud 9 Eylül 2001 tarihinde El-Kaide suikastçıları tarafından öldürüldü. Bu olay Afganistan’ı küresel terörizm savaşının merkezine yerleştirecek olaylar zincirinin fitilini ateşledi.

Ölümünden iki gün sonra, El-Kaide ajanları ABD’deki 11 Eylül saldırısını gerçekleştireceklerdi. Bir ay sonrasında ise, Amerikan ordusu, Taliban’ı devirmek ve El-Kaide lideri ve 11 Eylül olayının sorumlusu Usame Bin Ladin’i yakalamak amacıyla Afganistan’ı bombalama kampanyası yürütüyor ve bölgeyi ele geçirme planları yapıyordu.

Hayatta olduğu kadar ölümünden sonra da, Taliban karşıtı güçlerin komutanı olarak ün salan bu askeri stratejistin, Afganistan’daki yaşam üzerinde önemli bir etkisi olacaktı. İşte savaş alanındaki kahramanlıkları sayesinde ”Penşir Aslanı” lakabını kazanan Mesud’un arkasında yatan bir kaç hikaye…

Kuzey İttifakı’nın Kurucusu

Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesine karşı koymak için 1996’da toplanan Afganistan merkezli güçlerin birleşmesiyle oluşan Kuzey İttifakı’nın kilit liderleri Mesud idi. Ekim 2001’de ABD liderliğinde gerçekleşen işgalden sonra bu güçler, yeni bir hükumet kurulana kadar koalisyon olarak önemli bir rol oynayacaklardı.

Efsanevi Bir Kişilik

Mesud hakkında çok sayıda kitap, film ve makale yazıldı. Üstelik halen Afganistan’da Mesud’a ulusal bir kahraman olarak saygı duyuluyor. 48 yaşında vefat eden liderin, kendine has yün şapkasını yani pakolunu taktığı posterlerine, halen anıtlarının dikildiği ve şerefine sokaklara adı verilen başkent Kabil’in her yerinde rastlanılabiliyor.

Bombalı Kamera

Mesud Afganistan’ın kuzeydoğusunda Tacikistan sınırına yakın, operasyon üssü olarak kullanılan Hoca Bahaddin isimli uzak bir yerde öldürüldü.

Belçika pasaportu ile seyahat eden ve gazeteci kılığına giren Tunus kökenli Abdessater Dahmane ve Bouraoui el-Ouaer, Mesud’un suikastçileri olarak tespit edildi. Mesud’u, ofisinde röportaj yaparken bombalı bir kamerayı patlatarak öldürdüler.

Saldırganlardan bir tanesi olay yerinde ölürken, diğeri kaçmaya çalışırken vurularak öldürüldü. Mesud ağır yaralandı ve tedavi için helikopterle Tacikistan’a götürülürken hayatını kaybetti.

Suikastçiler Molenbeek’te Kaldılar

Mesud’u öldüren El-Kaide militanlarının Brüksel’in Molenbeek semtinden geçtikleri düşünülüyordu. Molenbeek bölgesi ise Brüksel ve Paris’te kısa süre önce gerçekleşen terörist saldırıları ile bağlantılı bir kaç şüphelinin evinin orada bulunmasıyla biliniyor.

2005 yılında, Paris’teki bir duruşmada dört kişi Mesud’un katillerine lojistik destek sağladıkları gerekçesiyle suçlu bulundu. Bu dört islam militanı iki ila yedi yıl hapis cezasına çarptırıldı. Fransız yetkililer, suçluların pasaportlarının izini, 2003 yılında altı yıllık hapis cezasına çarptırılan Tarek Maaroufi’nin öncülük ettiği Brüksel merkezli bir örgüte kadar sürdüler ve failleri yakaladılar.

Komşu Tacikistan’da Gösterilen Saygı

Tacik kökenli Mesud’a komşu Tacikistan’da oldukça saygı duyuluyor. Mesud isminin erkek çocukları için oldukça rağbet görmesi ise hala devam etmekte olan popülerliğinin bir göstergesi.

Mesud, 1996-2001 yılları arasındaki Taliban yönetimi süresince Tacikistan hükumetinden silah desteği ve mali destek aldı. Yaralanan askerlerin bazıları Tacikstan’daki hastenelere götürüldü. Mesud’un Kuzeydoğu Afganistan’daki sığınağı Tacik bölgesinin sınırında idi ve sık sık Tacikistan’ı ziyaret ederdi.

Ölümünden sonra Mesud’un ailesi kısa bir süreliğine, hala bir evlerinin bulunduğu Duşanbe’ye taşındı. Aile son olarak İran’a gitti.

İlgili Yazılar
Anıt Mezar

ABD’deki Saldırı Hakkında Uyarı

”Eğer Başkan Bush bize yardım etmezse, bu teröristler çok yakında ABD’ye ve Avrupa’ya zarar verecek.”

Mesud bu uyarıyı Nisan 2001 tarihinde Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı bir konuşmada yaptı. Aynı zamanda Avrupa liderlerine, El-Kaide tarafından ABD topraklarında gerçekleştirilecek eli kulağında olan bir terör saldırısı için kanıt topladığını da söyledi.

Söylediklerinde haksız olmadığı ortaya çıktı. Aylar sonra, El-Kaide ajanları dört yolcu uçağını ABD’deki hedeflerine uçurmak için kaçırdılar. İki tanesi New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelerini yıktı. Üçüncüsü Washington, DC’deki Pentagon’a çarparken, dördüncüsü ise Peninsilvanya’da bir tarlaya düştü. Bu saldırılarda toplamda yaklaşık 3000 kişi hayatını kaybederken 6000’den fazla kişi yaralandı.

Soğuk Savaşçı

1992 yılında Wall Street Journal’daki bir editör Mesud’tan ”Soğuk Savaş’ı kazanan Afgan” olarak bahsetti.

Penşir, Sovyet güçlerinin 1979-89 yıllarındaki Afgan işgaline karşı bir direniş kalesiydi ve Taliban karşıtı Kuzey İttifakı’nın son sığınağıydı.

Mesud’un Cemiyet-i İslami isimli siyasi partisi ve askeri kanadı, işgalci Kızıl Ordu’ya karşı savaşmış en başarılı Mücahit grubuydu. Mesud’un adamları Penşir Vadisi’ndeki üssünden, vadiyi ele geçirmek için yaptıkları bir kaç girişimde başarısız olan Sovyet güçlerine karşı başarılı bir gerilla savaşı yürüttü.

Penşir halen Mesud’un Sovyet Birliği’ne ve Taliban’a karşı yaptığı savaşların yaralarını taşıyor. Tıpkı Taliban’ın bölgeyi ele geçirmek için yaptığı başarısız girişimlerinden sonra bıraktıkları silahlar gibi, vadinin her tarafında yüzlerce harap Sovyet tankı da bulunuyor. Mücahitlerin Sovyet ve Taliban bombardımanlarından kaçmak için dağlara açıkları geniş tünel ağları halen görülüyor ve vadiyi çevreleyen kayalık tepelerde düzinelerce mayın temizleme operasyonu devam ediyor.

Penjir Vadisi

Fransız Bağlantısı

Mesud, Kabil’de Fransızca eğitim veren Lycée Esteqlal okulunda okuduğu için biraz Fransızca konuşabiliyordu ve Fransa’ya da hayrandı. 2001 yılında Avrupa Parlamentosu Başkanı Nicole Fontaine Mesud’u Parlamento’da konuşma yapması için davet etmişti.

Mesud aynı zamanda, kendisini 1990’lu yıllarda Penşir Vadisi’nde ziyarete gelen Fransız entelektüel Bernard-Henri Levy ile de arkadaştı. Mesud’un Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’ün kendisinin siyasi kahramanlarından birisi olduğunu söylediği de biliniyordu.

Mesud’un Fransız seyirci kitlesiyle tanışması, Sovyetler’in Afganistan’ı işgalinden iki yıl sonra, 1981 yılında Fransız gazeteci Christophe de Ponfilly tarafından yayınlanan ”The Valley Against an Empire ( Bir İmparatorluğa Karşı Çıkan Vadi)” isimli belgesel ile oldu.

İranlı-Fransız foto muhabiri Reza Deghati Afganistan’a gitti ve Mesud’u 1980’li yıllardan ölümüne kadar takip etti. Deghati’nin ikonik fotoğrafları Mesud’un efsanesini inşa etmesine de katkıda bulundu.

Çeviri: Buse Kamer Öztürk

Kaynak rferl

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More