Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Yunan Alfabesinin Kökenleri ve Gelişimi

En eski Yunan alfabesi yazıtları, günlük kullanıp kapları ve çanak çömlek parçaları üzerine oyulmuş grafitilerdir.

1 24.921

Yunan alfabesi, Yunanistan’da geliştirilen ve MÖ 8. yüzyılda arkeolojik kayıtlarda ortaya çıkan yazı sistemidir. Bu, Yunanca yazmak için kullanılan ilk yazı sistemi değildi: Yunan alfabesinin icat edilmesinden birkaç yüzyıl önce, Linear B yazı tipi Miken dönemlerinde Yunanca yazmak için kullanılan yazı sistemiydi. Linear B yazı tipi, MÖ 1000 civarında kayboldu ve onunla birlikte tüm yazma bilgisi, Yunan alfabesinin geliştirildiği zamana kadar Yunanistan’da kayıplara karıştı.

Linear B tableti

Yunan alfabesi, Yunanlılar Fenike yazı sistemini, ünsüz ve ünlü harfleri temsil edebilecek doğrusal bir şekilde düzenlenmiş tek tek işaretlerden oluşan tamamen fonetik bir yazı sistemi geliştirerek kendi dilini temsil edecek şekilde uyarladıkları zaman doğdu. En eski Yunan alfabesi yazıtları, tencere ve çanak çömlek parçaları üzerine oyulmuş grafitilerdir. Lefkandi ve Eretria’da bulunan grafiti, Atina’da bulunan ‘Dipylon yazıtı’ ve ‘Nestor’un kupası’ Pithekoussai formundaki yazıtların tümü MÖ 8. yüzyılın ikinci yarısına dayanır ve bilinen ve şimdiye kadar kaydedilmiş en eski Yunan alfabetik yazıtlarıdır.

Yunan Alfabesinin Kökeni ve Gelişimi

Dipylon oinochoe üzerindeki yazılar MÖ 740’lar

MÖ ilk bin yılın başlarında Lübnan kökenli Fenikeliler başarılı deniz tüccarlarına dönüştüler ve Akdeniz boyunca karakollar kurarak etkilerini gitgide batıya doğru yaydılar. Fenike dili, Afro-Asya dil ailesinin Semitik koluna aitti ve İbranice ve Kenan diline yakındı. Bu dillerle Fenikeliler ticaret yapmak için malları ve bir başka değerli emtiayı da taşıdılar: yazı sistemleri.

Fenikelilerin, Levant’ın diğer Semitik konuşan halkları tarafından kullanılanlara benzer bir yazı sistemi vardı. İdeografiyi kullanmamışlardı; sesleri temsil eden bir dizi harften oluşan fonetik bir yazı sistemiydi. Modern Arapça ve İbranice yazı sistemleri gibi Fenike alfabesinde de ünlüler için değil, ünsüzler için harfler vardı. Yunanlılar Fenike alfabesini aldılar ve birkaç önemli değişiklik yaptılar: Yunan dilinde ünsüz eşdeğeri olmayan işaretleri çıkardılar ve bunları tek tek ünlü sesler için kullandılar. Sonuç olarak, Yunanca ünlü harfleri A (alfa), E (epsilon), I (yota), O (omikron), Y (ipsilon) ve H (ita), Yunan dilinde olmayan ünsüz sesler için Fenike harflerinin uyarlaması olarak ortaya çıktı.

Ünlü ve ünsüz harfleri temsil etmek için tek tek simgeler kullanarak, Yunanlılar ilk kez konuşmayı net bir şekilde temsil edebilecek bir yazı sistemi oluşturdular. Bu değişikliklerden kaynaklanan bazı önemli avantajlar vardır. Hece yazısı, logografik ve piktografik sistemler bazen konuşulan dili temsil etmek için belirsiz olsa da, Yunan alfabesi konuşmayı doğru bir şekilde iletebilir. Yakın Doğu’da ve Ege’nin Bronz Çağı’nda, yazı, uzmanlar yani kâtipler tarafından tekelleştirilen bir beceriydi. Bütün bunlar Yunan alfabesinin zamanından sonra Yunanistan’da değişecekti: Yunan alfabesinin daha az sayıda işareti vardı, bu da öğrenmek isteyenler için yazma sistemini daha erişilebilir hale getirdi.

Yunanlıları Fenike alfabesine bu tür değişiklikleri uygulama konusunda motive eden sebepler nelerdi? Bu tam olarak anlaşılamamıştır, ancak Fenike ve Yunan fonolojisi arasındaki bazı farklılıkların bu süreçte rol oynadığı görülmektedir. Hiçbir Fenike sözcüğü ünlü bir harfle başlamazken (sadece ünsüzle başlar), çoğu Yunanca kelimenin başında ünlü bir harf vardır. Bu, Fenike alfabesi değiştirilmediği sürece Yunancayı doğru yazmanın imkânsız olacağı anlamına gelir. Bu değişikliklerin gerçekleştirilme şekli de kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, mevcut arkeolojik kanıtlara dayanarak yapılabilecek birkaç çıkarım vardır. Yeniliklerin Yunanlılar tarafından tek bir hareketle gerçekleştirildiğine inanılıyor.

Nestor Kupası

Bu, Ω (omega) hariç olmak üzere klasik Yunan ünlü harflerinin hepsinin, Yunan alfabetik yazıların en eski örneklerinde mevcut olmasıyla desteklenmektedir. Başka bir deyişle, ilk kaydedilen örneklerden anlatabildiğimiz kadarıyla Yunan alfabesinin gelişim aşamasına dair bir kanıt yoktur: eğer Yunanlılar bu yenilikleri tek bir hamle yerine, kademeli olarak uygulasalardı, yetersiz, tutarsız ve eksik ünlü harf temsillerinden örnekler görmeyi beklerdik, ancak şu ana kadar bunların hiçbiri tespit edilmedi. Bazılarının Yunan alfabesinin tek bir “mucidi” ya da en azından belirli bir “buluş” anı olduğuna inanmasının nedenlerinden biri de budur. Alfabenin ilk versiyonlarında, Yunanlılar Fenikelilerin sağdan sola yazma pratiğine uydular ve harfler sola dönük bir yönelime sahipti.

İlgili Yazılar

Bunu iki yönlü yazma dönemi izledi, bu da yazının yönünün bir satırda bir yönde, ancak bir sonraki satırda ters yönde olduğu anlamına gelir, bu da bustrofedon olarak bilinir. Bustrofedon yazıtlarında, simetrik olmayan harfler yönlerini, parçası oldukları satırın yönüne göre değiştirdiler. Ancak MÖ 5. yüzyılda, Yunanca yazının yönü soldan sağa olarak standartlaştırıldı.

Yunan Alfabesinin Kökenindeki Hesaplar

Antik Yunanlılar, alfabelerinin Fenike alfabesinin bir uyarlaması olduğu gerçeğinin aşağı yukarı farkındaydılar ve antik Yunan’da alfabenin oluşturulması hakkında birkaç açıklama vardı. Ünlü bir örnek Herodot tarafından rapor edilmiştir:

‘’Böylece bu Fenikeliler Kadmos’la birlikte geldi ve bu toprağa [Boeotia] yerleşti ve Helenlere çok fazla bilgi aktardılar ve özellikle onlara, Helenlerin daha önce sahip olmadığına inandığım, ancak başlangıçta tüm Fenikeliler tarafından kullanılan alfabeyi öğrettiler. Zaman geçtikçe, hem ses hem de harflerin şekli değişti. (Herodot, 5.58).’

 Herodot’un bahsettiği Kadmos, Boeotia’daki Thebes’in kurucusu ve ilk kralı olarak kabul edilen Yunan folklorunun efsanevisi Fenikeli Cadmus’un Yunanca yazılışıdır. İlginç bir şekilde, adı Fenikece “doğu” (qadm) kelimesine bağlı gibi görünüyor. Cadmus ve Fenikelilerin alfabenin aktarılmasında sözde katılımlarından dolayı, M.Ö. 6. yüzyılda Girit’te yazı kopyalama görevine sahip bir yetkili hala poinikastas “Fenikelileştirici” ve eski yazılar bazen “Kadmeian harfleri” olarak anılmıştır. Yunanlılar alfabelerine “Fenike harfleri” olarak tercüme edilebilecek phoinikeia grammata adını verdiler. Ancak, bazı Yunanlılar alfabelerinin doğu etkisini kabul etmek istemiyorlardı, bu nedenle phoinikeia grammata adının kökenini farklı kıyamet hesapları yaparak akladılar: bazıları alfabenin Akhilleus’un özel öğretmeni Phoenix tarafından icat edildiğini söylerken bazıları da adın phoinix “palmiye ağacı” yapraklarıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

 Yunan Alfabesinden Türetilmiş El Yazıları

Eski Yunan alfabesinin iki farklı gruba ayrılabilen çeşitli versiyonları vardı: doğu ve batı alfabeleri. M.Ö. 403’te Atina, alfabenin birçok versiyonunu birleştirmek için ilk adımı attı ve Yunan alfabesinin doğu versiyonlarından biri resmi olarak kabul edildi. Bu resmi versiyon gitgide Yunanistan’daki diğer tüm versiyonları yerinden etti ve baskın hale geldi. Yunan etkisi Akdeniz dünyasında büyüdükçe, birkaç topluluk Yunanların yazı fikriyle temasa geçti ve bazıları Yunan modeline dayanan kendi yazı sistemlerini geliştirdi.

Sicilya’daki Yunan sömürgeciler tarafından kullanılan Yunan alfabesinin batı versiyonu İtalyan yarımadasına geçti. Etrüskler ve Messapianlar, Yunan alfabesine dayanarak kendi alfabelerini oluşturdular, Latin alfabesinin kaynağı olan Eski İtalik alfabelerin yaratılmasına ilham oldular. Yakın Doğu’da Karyalılar, Likyalılar, Lidyalılar, Pamfilyalılar ve Frigyalılar da Yunan alfabesine dayanan kendi alfabe versiyonlarını yarattılar. Yunanlılar Helenistik dönemde Mısır’ın kontrolünü ele geçirdiğinde, Mısır yazı sisteminin yerini yine Yunan alfabesine dayanan Kıpti alfabesi aldı.

Got alfabesi, Glagol alfabesi ve modern Kiril ve Latin alfabeleri nihayetinde Yunan alfabesinden türetilmiştir. Bugün Yunan alfabesi sadece Yunan dili için kullanılmasına rağmen, bugün batı dünyasında kullanılan alfabelerin çoğunun kökenidir.

Çeviri: Seda Toy

Violatti, Cristian. “Greek Alphabet.” Ancient History Encyclopedia. Ancient History Encyclopedia.

Kaynak ancient.eu

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

1 yorum
  1. Murat diyor

    Antik Yunanlı dostlarımız (Bugünkü Yunanistan’dan söz etmiyorum) Hatay-Samandağ ilçesinde bulunan Almina Limanında Fenikelilerle etkileşir ve onlardan Fenike sessiz alfabesini alır. Aramilerle etkileşimlerinden de sesli harfleri alırlar. Kendi fonetiklerine uygun olsun diye de diftong dediğimiz çift seslileri ( Aİ-AU-Eİ-EU-ηU- OU-Oİ) alarak alfabelerini oluşturmuşlardır. Önceleri kelimeleri sağdan sola yazmışlar daha sonra 9.ncu yy’dan itibaren soldan sağa yazmışlardır ama hece ölçüsü aynı kalmıştır. Örneğin Philos derken birinci hece yani baştaki hece los’dur. Yazılarında hece ölçüsünü aramilerden kalma alışkanlıkla hiç değiştirmemişler ve günümüze kadar da yazı olarak böyle gelmişlerdir. Bir kelimenin aksentini yani aksanını belirlemek için bir takım vurgulama işaretleri ( akut-zirkumflex-gravis) kullanmışlar ve bunlar da kurallar getirmişlerdir. Ancak yıllar sonra bunları tam bir kural içinde anlayan ve Antik Yunan alfabesine günümüzdeki kural şekillerini veren Hollandalı Erasmus’tur. Bu arada Yunan sömürgesi Sicilya diye bir kavram yoktur. Kolonizasyon döneminde Yunan ana karasından yayılan bir çok devletin koloni kurduğu yer olarak adlandırılması daha geçerli olacaktır. Tarihlerinin hiç bir safhasında ülke kuramamış, sadece 1830’da bir defa ülke kuran Yunanistan’a bunları atfetmek tarihe haksızlık olacaktır.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More