Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Terracotta Askerler Hakkında Merak Ettiğiniz Herşey

Şimdilik sadece pişmiş kilden 8000 savaşçı, 600 at ve 100 savaş arabası açığa çıkarıldı. Peki bu antik dönemin topraktan savaşçıları hangi sebeple yapıldı? Hiç bu kadar detaylı incelenmedi keyifli okumalar.

0 29.689

Terracotta Ordusu (askerleri), Çin‘in ilk imparatoru ve Çin’in orta kesimindeki Shaanxi eyaletinde, Lishan’ın yakınında ve Qin hanedanının kurucusu Shi Huangdi‘nin dev anıt mezarının çevresinde ortaya çıkarılmış, gerçekleriyle aynı boyutlarda, kilden yapılmış binlerce asker, at ve at arabası topluluğudur. Öyle görünüyor ki bu ordunun var olma nedeni, anıt mezarın koruyucuları olmak ya da gelecek yaşamda yöneticilerine hizmet etmektir. Site 1974’te keşfedilmiştir ve bu gerçekçi askeri figürler, silahlardan zırhlara veya savaş arabalarının mekanizmalarına ve rütbelere kadar Çin savaşları konusunda bulunmaz değerde fikirler vermektedir. Shi Huangdi’nin ölümsüzlüğe umutsuzca ulaşma çabası, sonunda, pişmiş kilden 8000 savaşçı, 600 at ve 100 savaş arabasının ordusu ile en azından ismen de olsa ona bu pâyeyi vermiş oldu. Anıt mezarın bulunduğu alan, iç mezar henüz kazılmamış olsa da, bir UNESCO Dünya Mirası Alan olarak ilan edilmiştir.

ÇİN’İN İLK İMPARATORU

Shi Huangdi (Shi Huangti olarak da bilinir), M.Ö. 221’de Çin’i birleştiren ve ardından Qin devletini kuran Wei’nin hükümdarıydı. M.Ö. 210 yılında ölümüne kadar Çin’in ilk imparatoru olarak hüküm sürdü. Saltanatı kısa ancak çoğu, Shi Huangdi’ye megaloman despot olarak kalıcı ün kazandıracak kötü olaylarla dolu olarak geçti. Bu dönem, Çin Seddi‘nin inşasına, binlerce edebi ve felsefi eserin yok edildiği talihsiz Kitap Yakma olayına ve görkemli bir kraliyet sarayının inşasına tanık oldu. İmparator, ölümsüzlüğe ulaşmak için öyle arzuluydu ki, üç suikast girişiminden kurtulmasıyla bu arzusu daha da pekişmiş, daha da motive olmuştu. Bilim insanlarına yaşamı uzatan iksirleri keşfetme görevi verildi, ölümsüzlük ülkesi efsanevi Penglai’yi bulmak üzere Doğu Denizi’ne genç elçiler gönderildi.

YÜZBİNLERCE İŞÇİYE, ÇİN TARİHİNDE GÖRÜLMEMİŞ EN BÜYÜK ANIT MEZARINI İNŞA ETME GÖREVİ VERİLDİ

Ömrünü doğal olmayan yollarla uzatma çabalarında başarısız olan Shi Huangdi, asırlık otokratik yöneticiler gibi ölümü beklemeye başladı, sadece dev bir anıt mezar inşa etmekle yetinebildi. Aslında, bu devâsâ proje olağanüstü çalışma gerektirdiğinden, hazırlıklara daha hükümdarlığının ilk yıllarından itibaren başlanmıştı. Bölgeye zorla iskân ettirilen 30.000 ailenin bulunduğu bir idari bölge kuruldu ve bu insanlara, Çin tarihinde veya başka hiçbir yerde görülmemiş büyüklükte bir mezar inşa etme görevi verildi. Sonunda, zamanının azaldığını fark eden Huangdi, yüz binlerce işçiyi, projeyi tamamlamak için baskıyla bölgeye gönderdi. Öyle ya da böyle, Shi Huangdi saltanattan çok sonra bile hatırlanacaktı. Bu hedefe, Terrakota Savaşçılarının ulaşmış olduğunu görüyoruz.

Ordunun panoramik görüntüsü

Huangdi’nin Anıt Mezarı

Gerçekten de 35-60 kilometrekarelik inanılmaz bir alana yayılmış, çok sayıda mezarın bulunduğu kompleksin içinde yer alan Shi Huangdi’nin anıt mezarı, Orta Çin bölgesi Shaanxi Eyaletinde, Qin’in başkenti Xianyang’ın 50 km doğusunda, Lishan (günümüzde Lintong) yakınlardaki yapay Li dağının eteklerindedir. Mezarın kendisi hâlâ keşfedilmemiş olsa da, muhteşem terrakota savaşçıları kısmen ortaya çıkarılmış ve bu haliyle siteye “Dünyanın En Büyük Mezarı” unvanını kazanmış durumda. Üç basamaklı bir piramit şeklindeki anıt mezarın tümülüsü, bir kenarı 350 metre dörtgen şeklinde ve toplam uzunluğu 1.640 metre olan etkileyici bir duvarla çevrilmiştir. Duvarın boyu, yer yer 60 metreye kadar yükselir. Tamamı çift duvarla çevrelenmiştir.

Efsaneye göre mezarı sınırsız zenginlikleri içeriyor, ancak Huangdi’nin sonsuza dek huzur içinde dinlenmesini sağlamak için de sinsi ve acımasız tuzaklarla korunuyor. Tuzakları ve iç mekânı, aşağıdaki pasajda tarihçi Sima Qian (M.Ö. 146-86) Shiji‘sinden okuyalım:

Dünyanın dört bir yanından 700.000’den fazla mahkûm işçi bölgeye gönderildi. Üç toprak katmanı kadar derine indiler, sıvı bronzla doldurdular ve lahdi sağlama aldılar. Resmi görevliler, rütbeli askerler, değişik ve pahalı şeylerle doldurmak için buraya taşındılar. Shi Huangdi, sanatkârlara mekanizmalı yaylar yapmalarını emretti. Kendilerinden önce geçen herkes ânında vurulacaktı. Cıvadan nehirler yaptı Jiang ve O, içinde civanın mekanik olarak dönüp durduğu harika denizler yaptı. Tavanı gök cisimleri, yerleri de coğrafi işaretlerle süslediler. (Shelach-Lavi, 318)

Coğrafi modelleriyle yer haritası ve tavana resmedilmiş evren atlasıyla, Cennetin Oğlu ve Tanrı’nın dünyadaki gölgesi olarak imparator için statü simgesiydi. Qian ayrıca, “Huangdi’nin zengin mezar eşyaları hazinesinin ilelebet sır olarak kalması için, Huangdi’nin haremindekilerin de ölen imparatorları ve çok sayıda zanaatkâr ve işçiyle kuşatıldığına dikkat çekiyor.

Çinli toprak savaşçı

TERRAKOTA ORDUSU

İlgili Yazılar

Mezarları koruması ya da belki, bir sonraki yaşamda muhafızlık yapması için bile olsa, Shi Huangdi seleflerinden çok daha fazlasını yaptı. Genelde Eski Çin’deki hükümdarların mezarlarının dışında koruyucu olarak duran iki ya da üç heykel olurdu, ama Huangdi’nin tercihi, bunun için tüm ordusunu kullanmak oldu. Terrakota Ordusu, aslında şu ana kadar kazılmış olan kısmı – türbeye 1,5 km uzaklıktadır – doğu tarafındadır ve muhtemelen tümülüsün diğer üç tarafında da aynısı tekrarlanmıştır. Bu çeyrek bölüm bile tam olarak kazılmamıştır, dört kazı alanından sadece üçü arkeologlar tarafından tam olarak araştırılmıştır.

Keşfedilen ordunun bulunduğu dördüncü ana çukur 230 x 62 metre uzunluğunda ve 4 ila 6 metre derinliğinde. İçinde, boyları gerçek yaşamdaki boyutlarından bir miktar daha uzun (180-190 cm) yaklaşık 6.000 piyade, arabalar ve atlar bulundu. Ahşap kirişli tavanı destekleyen ahşap kolonlu çukur, 10 adet tuğla kaplı koridordan oluşmakta. Zemin ise, sıkıştırılmış topraktan yapılmış ve daha sonra 250.000’den fazla seramik karo ile kaplanmıştır. Biraz daha küçük ve R şeklinde olan ikinci çukurun içinden de 1.400 figür çıktı. Tam olarak gerçek bir orduyu yeniden yaratma girişimi doğrultusunda, 21 x 17 metre ölçülerindeki 3. çukurda ise komutanlar ve sahradaki komuta merkezine benzeyen bir yapı vardı.

Savaş arabası

Piyadelerden başka orduda, subay ve süvarileri taşıyan, 600 atla birlikte iki, üç veya dört atın çektiği 100 civarında araba da var. Askerler düzenli kollar halinde ve farklı duruşlarda, bazıları çömelmiş, bazıları da ayakta tasvir edilmiş. Bunlardan çeşitli gruplar ve özel subay düzenleri (herkesten biraz daha uzunlar, generalleri ise en uzunu olarak tasvir edilmiş), süvariler, tatar yayı taşıyanlar, avcı gruplar, okçular, arabacılar ve seyisler, harekete hazır bir savaş ordusu izlenimi yaratıyor. Eskiden askeri eserlerde belirtilen askerlik görevlerine uygun, savaşçıların yanlarına ve önlerine, arkasındaki ağır piyadelere yerleştirilmiş okçuları olan hafif piyade birimleri var.

Bu girişimin boyutuna bakılırsa, figürlerin pişirildiği seramik fırınlarını yakmak için büyük miktarda odun gereksinimi olmalıdır, her biri 200 kiloya kadar olan figürler yapmak için gereken yerel rezervlerden sonsuz sayıda tonlarca kilden bahsetmiyorum bile… Bitmiş olarak önümüzde uzanan nefes kesici eserin yanı sıra, bu girişim, aynı zamanda bir organizasyon ve planlamanın zaferidir.

Her biri, kalıplardan yapılıp birleştirilmiş sınırlı sayıda vücut parçalarından yapılmış olsa da her bir parçayı benzersiz kılmak için çok çaba sarf edilmiş. Bu parçalar 7.5 cm kalınlığında ve bir kafa, gövde, bacak, heykelin kaidesi olarak yapılmış başka bir bacak, iki kol ve iki elden oluşuyor. Özellikle yüzler ve saçlar üzerinde oynanmış, sadece sekiz farklı tür gövde ve kafa olsa bile, benzersiz bireylerden oluşan gerçek bir ordu izlenimi verecek şekilde değiştirilmiştir. Eller de, düz veya bükülmüş parmaklar şeklinde kalıplanmış ve başparmak ve bileklerde de değişiklikler yapılmıştır. Figürler sırlanmamış ancak korunmak amacıyla cilalanmış ve canlı renklerle boyanmıştır – bazı figürlerde kırmızı pigment izleri kalmıştır. Bu sonsuz çeşitliliği ve gerçeğe son derece benzeyen figürleri, hiçbir zaman başkalarının görmesinin istenmemiş olması çok şaşırtıcı…

Her bir figür, muhtemelen kılıçlar, baltalı kargılar, mızraklar, yaylar ve tatar yayları gibi gerçek birer silah taşımakta, ancak bunların çoğu, bronzdan yapılmış olmaları nedeniyle değerli bulunarak çalınmışlar. Halen yerlerinde duran kılıçların kenarları hâlâ keskin, her birinin üzerinde imal edenler ve ustalarının isimleri yazılı. Savaşçıların üzerinde, genel olarak perçinlenmiş veya birleştirilmiş deri veya metal panel biçimde (taklit) yedi değişik Qin zırhı görülüyor, bunlar tasarım ve malzeme olarak; başka yerlerde, yazılı kaynaklarda ve başka yerlerdeki mezar resimleri gibi diğer sanat formlarında karşımıza çıkan arkeolojik buluntularla teyit edilmiş nadir parçalar. Bazı piyadeler zırh kuşanmamış ve başka kaynaklardan Qin ordularında kullanıldığına dair kanıtlara rağmen, kalkanların olmaması da bir diğer önemli eksik olarak göze çarpmakta. Onlar da, bazı figürler her iki elinde bir nesne tutuyor gibi göründüğü için, antik dönemde çalınmış olabileceklerini düşündürmekte…

DİĞER ESERLER

Arkeologlar, merkezi mezarlık alanına daha da yaklaşırken, bölgede keşfedilen diğer pişmiş toprak eserler arasında bulunan dört bronz atın çektiği yarı boyda bronz ve ahşap araba ve özellikle 3 adet bronz çok nârin turna, 20 kuğu ve 20 kaz heykelleri, hepsi bir nehir görüntüsünü yeniden yaratmak için 60 metre uzunluğunda bir gölet etrafında yerleştirilmiştir. Bir ambar içinde, bir tapınağa ait düzgün ve sağlam temellere benzer zemin ve çanak çömlek kaplarının replikaları bulunmuştur. Her biri yüzlerce küçük taş parçasından titizlikle yapılmış yüzlerce zırh ve kask replikalarıyla dolu 100 x 130 metre ölçülerinde bir de silah deposu bulunmaktadır. Diğer kraliyet ailesi üyeleri ve üst düzey yetkililerin mezarları ve onları temsil eden heykelleri ile birlikte bir saray akrobatının da mezarı bulunmuştur.

Yüz detayı

Ve sadece modellerin değil, gerçek nesnelerin de uzun bir listesi var. Her biri, kendi ahşap tabutları için 31 egzotik kuş ve hayvan, gerçek atlar (sadece bir çukurda 300 tane) ve yüzlerce insan iskeleti ve bunlara eşlik eden, bu iskeletlerin, anıt mezar yapılırken ölen işçi ve mahkûmlar olduklarını gösteren bronz plakalar da yer almakta. Topluca ele alınan bu öğelerin tümü, kendi düzenleri ve iç mezarın harita ve gökyüzü görüntüsüyle birlikte, Çin’in ilk imparatorunun, Çinlilerin gözünde muhakkak ki merkezi ve tüm dünyayı olmasa da, en önemli kısmını yönettiğini göstermek üzere tasarlanmıştı.

Çeviri: Sinan AKbaytürk

Kaynak ancient.eu

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More