Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Tarihin Tozlu Sayfalarında Kendine Yer Bulan 8 Vampir Hikayesi

Vampirler, binlerce yıl öncesine dayanan dünya folklorunun kritik bir parçasıdır. Belirlenen eski vampirler modern çağ vampirlerinden farklıydı. Bu vampirler, zombiler ve cadılar arasında özelliklere sahiptiler. Sizlere bilinen en eski 8 vampiri sunuyoruz.

0 4.925

Vampirler, binlerce yıl öncesine dayanan dünya folklorunun kritik bir parçasıdır. Belirlenen eski vampirler modern çağ vampirlerinden farklıydı. Bu vampirler, zombiler ve cadılar arasında özelliklere sahiptiler. Bazıları mitolojik tanrılar arasında, bazıları ise gerçek hayatta vahşi olaylara neden oldular ve toplumların kültürlerine büyük bir iz bıraktılar

Sizlere bilinen en eski 8 vampiri sunuyoruz.

8- Mercy Lena Brown

Yer: Amerika Birleşik Devletleri

Yıl: 1892

Püf noktası: Acımasız bir aile dramı

1800’ler de New England (USA),  büyük ilerlemelerin yanı sıra batıl inançların doruklara çıktığı dönemdi. İki ideoloji çarpışıyordu. Büyük bir karışıklık vardı. Karışıklığın kaynağı bulaşıcı bir hastalığın neden olduğu yaygın panikti. Bu listede göreceğimiz gibi, vampir efsanelerini yaratmada hastalıkların önemli katkısı bulunuyor.  New England’da insanları bu kadar etkileyen hastalık tüberkülozdu.

Tüberküloz şakaya gelmez.  “Verem” ,”TB” veya “İmmün tükenişi” olarak da adlandırılan tüberküloz, tüm vücuda saldıran ve zarar veren bulaşıcı bir akciğer hastalığıdır. Bundan muzdarip insanlar konuştuklarında veya öksürdüklerinde kan tükürürler.

George Brown karısını oğlunu ve kızını öldüren bu vampirizm hastalığından çok korktuğu için kızı Mercey lena Brown’un cesedini incelemek için mezardan çıkardı. Kasaba halkı ile kalbini çıkarıp bir taş yığını üzerine yaktı. Küllerini bir iksir oluşturmak için kullandı ve tüberküloz hastalarına iyileşmesi için dağıttı.

Biliyor musun?

Tarihte bahsedilen birçok hastalığın aksine tüberküloz modern dünyada hala korkutucu derecede yaygındır. Özellikle Afrika ve Asya değişik bölgelerinde yılda 2 milyar insan düşük sağlık ve beslenme standartları nedeniyle bu hastalığa maruz kalmaktadır.

7- Vampir (Vampyre)

Yer: İngiltere

Yıl: 1819

Püf noktası: Ünlü hikaye anlatma yarışması

John Polidori, 1816’da Lord Byron’ın villasında düzenlenen ünlü bir hikâye yarışmasına katıldı. Katılanlardan bir hayalet hikayesi yaratmaları istendi. Polidori hikayesini “The Vampyre” olarak adlandırdı ve bu hikâye modern romantik vampir kurgusunun temel taşı oldu. Evet, Drakula Bram Stoker’ın zihninde dolaşmadan önce ilk Alacakaranlık kitabı yazılmıştı.

Hikâye, yolda saldırıya uğrayan delice aşık bir çift hakkındadır. Bu saldırıda Ruthven, boğazı parçalanmış halde bulunur.

Bir yıl boyunca sessizlik yemini eden sevgilisi Aubrey, onu Londra’da canlı ve iyi bulana kadar ölümünün yasını tutar. Aubrey, Londra’ da Ruthven’i canlı, iyi ve yeni bir kimlik altında yaşadığını görünce çok şaşırır, ardından Ruthven, Aubrey’nin kız kardeşini baştan çıkarıp onunla evlenir. Daha sonra kanı çekilmiş halde cesedi bulunur.

Biliyor musun?

Mary Wollstonecraft Shelley, bilimkurgunun erken bir örneği olarak kabul edilen gotik roman, Frankenstein ya da Modern Prometheus’ u yazan bir İngiliz romancıdır.

6- Vampir Mezarları

Yer: Bulgaristan

Yıl: 1700’ler

Püf noktası: Acımasız defin geleneği

2004 yılında, Bulgaristan’da Debelt Kasabası’nın doğusundaki bir mezar alanında araştırmacılar 700 yıllık iskeletler keşfettiler. İskeletler doğrudan göğüsten demir çubuklarla delinmiş ve mezara sabitlenmişti. Bu tür toplu mezarların bir ritüel olduğunu ve benzer ritüellerin Balkan ülkelerinde özellikle Bulgaristan, Sırbistan uzun süredir uygulandığını öne sürüldü.

Araştırmacılar, 100’e yakın demir çubukla sabitlenmiş iskeletin vampirlerle ilgili bölgesel batıl inançların kanıtı olduğuna inanıyor. Demir çubukların cesetleri mezarlara tutturmalarının nedeninin cesetlerin ayağa kalkıp yeni kurbanları öldürmelerini engellemek amacıyla olduğunu düşündüler. İskeletlerin dişleri de çekilmişti, muhtemelen kaçsalar bile insanları ısırıp kanlarını içmemeleri içindi.

Biliyor musun?

Bu iskeletlerin temsil ettiği Bulgar vampir mitleri Bram Stoker’ın Dracula (1897) adlı romanına doğrudan ilham kaynağı olmuştur. Hikâye, Romanya’da (Transilvanya olarak bilinen bölgede) geçse de Bulgaristan sınırına yakındır.

5- Manananggal

Yer: Filipinler

Yıl: 1589

Hile: Acımasız mitoloji

Manananggal, Filipin folklorunda modern vampirin mitolojik habercisi olarak bilinen efsanevi bir yaratıktır. Yarasaya benzer kanatları, dişleri ve yırtıcı pençeleri vardır.

Çoğu manananggal dişidir. Üst ve alt bedenlerini ayırma gücüne sahiptirler. Manananggal’ın favori kurbanları hamile olan kadınlardı. Hamilelerin karınlarındaki bebeklerinin kanını emerlerdi. Oldukça dehşet verici bir yaratık.

Vampir ilmi ile diğer bağlantısı yaratığın ezilmiş sarımsak, tuz ve külden korkmasıdır. Bu da ayrılan alt gövdesinin yeniden bağlanmasını engeller. Bu yaratıkla ilgili yazılı anlatımlar 1589’a kadar uzanır. Bununla birlikte sözlü anlatımlar bu efsanenin çok daha eski olabileceği düşündürüyor.

Biliyor musun?

Austronesian dilinde bu yaratığın adının dayandığı “tanggal” kelimesi, “ayırıcı” veya “ayırmak” anlamına gelir ve yaratığın vücudunu ikiye bölerek av arama konusundaki benzersiz yeteneğini ifade eder.

İlgili Yazılar

4- Porfiri Kurbanları

Yer: Avrupa

Yıl: 1600’ler

Püf noktası: Batıl tıbbi uygulamalar

Porfiri adı verilen kan hastalığı vampir folkloruyla ilginç şekillerde kesişir. Porfiri hastalığının semptomlarını döküntü, kırmızı idrar, ağrı, halüsinasyonlar, oryantasyon bozukluğu ve ışık hassasiyetidir.

Porfiriden muzdarip insanlar, özellikle tedavinin ve tıbbi anlayışın daha az olduğu orta çağda, modern vampirin davranışsal arketipini yaratmış olabilir. Hastaların doğrudan güneş ışığına maruz kaldıklarında şaşırmış halleri, zihinsel durumları, halüsinasyonlar ve ağrılar ve yaralar (kabarıklık ve sert yanıklar) insanların hayal gücünü tetiklemiş olabilir. Bu hastalık o kadar şiddetliydi ki, bazı kurbanlar burunlarını ve kulaklarını bile kaybettiler. Bu da şeytani bir görünüme yol açtı.

Biliyor musun?

Porfirinin bir başka belirtisi de diş eti dokusunun çekilmesidir. Her şeyin ötesinde, şiddetli porfiri hastaları uzun dişlere sahip olmaları bir vampir görünümü vermiş olabilir.

3- Venedik Vampiri

Yer: İtalya

Yıl: 1576

Püf noktası: Bir vampirin erken arkeolojik kanıtı

Veba, 1500’lerde İtalya’nın Venedik kentini sert bir şekilde vurdu. Bunun nedeni kısmen şehrin inşası zamanı değişik ülkelerden gelen işçiler kısmen de popüler bir ticaret merkezi olması nedeniyle oluşan nüfus yoğunluğu olmuştur. 2006 yılında ortaya çıkarılan o dönemin ilginç eserlerinden biri Venedikli kadın doğrudan vampir mitolojisini akla getirdi.

Veba kurbanlarının toplu mezarında, ağzında tuğla olan ilginç bir iskelet göze çarpıyordu. O zamanlar Avrupa’da bilinen bir vampir kovma geleneği olarak bir tuğla parçası dişlerin arasına sıkıştırılırdı.  Bazı araştırmacılar tuğlanın gömüldükten sonra düştüğüne inanırken,  Matteo Borrini gibi diğer araştırmacılar bir vampirin erken arkeolojik kanıtı olarak işaret ediyor.

Biliyor musun?

Ortaçağ’da birçok insan vebanın vampirler tarafından başlatıldığına ve yayıldığına inanıyordu. Vampirlerin hastalıkları yaymak için ölmekte olan insanların kefenlerini ağızlarında çiğnediklerine inanılırdı ve bu nedenle çiğnemelerini engellemek için cesetlerin çenelerine tuğlalar sıkıştırdılar.

2- Lilith

Yer: İsrail

Yıl: 40 M.Ö.

Püf noktası: Yahudi inancında önemli folklorik varlık

2000 yıl veya daha eski tarihli Yahudi Folklorunda Lilith büyüleyici bir figür olarak ortaya çıkar. MS 800 civarında yazılan Sirach Alfabesi ve MÖ 40 civarına tarihlenen Ölü Deniz Parşömenleri gibi metinlere göre Lilith, Adem’in Havva’dan önceki ilk karısıdır. Adem’in kaburga kemiğinden yaratılan Havva’nın aksine çamurdan Âdem ile eşzamanlı olarak yaratıldığı belirtilir.

Orta çağ boyunca, Lilith efsanesi büyüdü. Sadece Adem’in kölesi olmayı reddetmekle kalmayıp daha sonra Eden’den ayrılıp bir baş melek olan Samael ile iyi ilişkiler kurdu.

Lilith, Babil’de kadın iblisler ve ruhlara verilen bir isimdi. İnsan olduğunu hatırlayıp evlere gizlice girdiğine kadınları mağdur ederek onların yerini aldığına inanılıyordu.

Biliyor musun?

İbranice “lilith” terimi, “Gece yaratığı” veya “gece canavarı” anlamına gelir. Uzun zamandır bir cadı olarak görülse de, True Blood serisinde İlk Vampir olarak görünür. Günümüzde feminist bir ikon olmuştur. Lilith adlı Yahudi-Amerikan dergisi onu alıngan ama yanlış anlaşılan bir hanımefendi olarak betimliyor.

1- Sekmet

Yer: Mısır

Yıl: 1500 M.Ö.

Püf noktası: En eski vampir tanrı

Sekhmet, eski Mısır’da bir savaşçı tanrıçaydı ve en eski vampirdi. “Vampir” terimi kullanılmasa da bu kedi canavarı hanımefendi vampir tanımına uyuyor ve tarihçiler onu genellikle ilk antik vampir olarak görüyorlar.

Sekhmet sadece bir savaşçı tanrıça değil, aynı zamanda bir ölüm ve şifa tanrısıydı. Bu birleşim vampir folkloruyla bir benzerlik hissi yarattı ( sonsuz ölüm ve sonsuz yaşam). Babası olan güneş tanrısı Ra, Sekhmet’i sadakatsiz, itaatsiz olmalarından dolayı insanlığı katlederek cezalandırması için gönderdi. Sekhmet, insanları öldürürken, kendine güç almak için kanlarını içti.

Biliyor musun?

Ra aşırı kana susamışlığını bastırmak için büyük miktarda birayı kırmızıya boyardı ve Sekhmet’i içmesi için kandırırdı. Eski Mısır dilindeki tam unvanı “Katliam hanımı” ve “Önünde Kötülüğün Titrediği Kişi” olarak geçer.

Son olarak:

Vampir ilmi, insanın korkularının,  dönemin güncel olan dünya olayları ile batıl inançların çeşitli bileşimini sunar. İhtiyatla parçalanmış cesetler, eski mezarlar, değişik vampir türleri ve vampirlerin doğalarını detaylandıran metinler günümüzde korku hikayeleri olarak ortaya çıkmıştır.

Çeviri: Bülent Pekardan

Kaynak Oldest

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More