Yerebatan Sarnıcı veya diğer adıyla “Batık Saray”, Türkiye’nin metropolü İstanbul’un sokaklarının altında yer almaktadır. Bildiğimiz gibi Yerebatan Sarnıcı, gizli yeraltı dünyasının bir harikası!
1545’te Konstantinopolis’i ziyaret eden Fransız Peter Gyllius, yerlilerin bu büyüleyici sarnıçtaki tatlı suyu kullandığına ve hatta mahzenlerindeki deliklerden balık tuttuğuna dair ilgi çekici hikayeler duyuyordu. Bu hikayeler ve büyük yeraltı tapınaklarının efsaneleriyle o kadar ilgilendi ki, bu gizemli yeri bulmaya ve keşfetmeye karar verdi.
Birtakım araştırmalar sonucunda Bizans İmparatorluğu’nun uzun zamandır unutulmuş olan görkemli sarnıçlarının en büyüğü olan bu yeraltı harikasını yeniden keşfetti. Balıklar, iki futbol sahası büyüklüğünde yapay bir tatlı su gölünde yüzüyordu, kubbe şeklindeki tuğla tavanlar yakındaki Roma harabelerinden gelen 336 sütunla desteklenmişti.
Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatorluğu I. Justinianus (527-565) tarafından kurulmuştur. Yerliler tarafından “Batan Saray” lakabı verilen Yerebatan Sarnıcı’nda zemindeki koyu sulardan yükselen Roma sütunları adeta bir ormanı andırıyor, bir zamanlar büyük bir bina olan yapının iskeletine benziyor ve yavaş yavaş sulu bir mezara boyun eğiyor gibi görünüyordu.
Sarnıç, tramvay hatlarının ve İstanbul’un kalabalık caddelerinin hemen altında yer almaktadır. İstanbul’un altındaki yüzlerce sarnıcın en büyüğü olan bu yapı, 336 büyük sütun ile, kil borular ve su kemerleriyle yaklaşık 19 kilometre uzaktan taşınmış 27 milyon galon su alabilecek kapasite ile desteklenmektedir.
Saray, bir zamanlar Konstantinopolis için su tedariği olarak kullanılıyordu ancak günümüzde tahliye edilmiştir.
İçeride iki dev boyutlarda Gorgon Kardeşler heykeli bulunmaktadır. Bu ünlü Gorgon Kardeşler’den Medusa’nın, motiflerinin koruyucu bir amblem olarak kullanıldığı eski bir pagan tapınağından alınmış olabileceği düşünülüyor. Her iki heykel de gelişigüzel bir şekilde biri baş aşağı konumlu, diğeri yana yatırılmış halde birer sütun olarak kullanılmıştır.
Bu iki heykelin yerleştirilme şeklinin Hıristiyan İmparatorluğu’nun gücünü simgelediği düşünülüyor.
İlgili Yazılar
Bir deniz perisi olan Medusa, üç Gorgon kız kardeşin en güzeliydi. Denizlerin tanrısı Poseidon ile, Poseidon’ın karısı Athena’nın tapınağında aşk yaşamış.
Öfkeli tanrıça Athena, Medusa’nın güzel yüzünü canavarlara benzeyen bir çirkinliğe döndürmüş ve alımlı saçlarının her bir telini birer yılana çevirmiş. Medusa’ya bakan herkesin taşa dönmesini sağlamış. Daha sonra Athena’nın isteğiyle, Athena’nın üvey kardeşi olan Perseus tarafından uyurken Medusa’nın başı kesilerek öldürülmüş. Perseus’un kılıcı Medusa’nın kafasını bedeninden ayırdığında, Medusa’nın Poseidon’dan olan çocukları, Medusa’nın karnından dışarı çıkıvermişler.
Çocuklardan biri olan Pegasus, daha sonra Bellerophon tarafından Chimera’yı öldürmesine yardımcı olmak için evcilleştirilen kanatlı bir attı.
Diğeri, Chrysaor’un akıbeti bilinmiyor. Sarnıcın sütunları altında kalan Medusa heykellerinin gizemi asla tam olarak bulunamamıştır.
Sarnıç 1985 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından temizlenmiş ve yenilenmiş, 1987 yılında halka açılmıştır.
Bizce Yerebatan Sarnıcı, şüphesiz ülkenin en büyük ve en sıradışı turistik cazibesidir.
Eğer İstanbul’da iseniz, bu yazıdan sonra Yerebatan Sarnıcı’nı ziyaret etmeyi unutmayın, şehirdeki en havalı yapı olduğunu düşünürsek bu gezinize kesinlikle değer.
Çeviri: Selen Gizem Caba
Kaynak
ancientpages
Hep duyduğumuz ve bildiğimiz bir yer fakat derinlemesine anlatımı mekanı daha da anlamlı kılmış. Teşekkürler.
Keyifli okumalar:)