Pompeii ve Herculaneum’da Roma Grafitisi
En eski grafiti örneklerinden bazıları Pompeii ve Herculaneum kentindedir ve Roma kültürüne büyüleyici bir bakış açısı sunarlar.
En eski grafiti örneklerinden bazıları Pompeii ve Herculaneum kentindedir ve Roma kültürüne büyüleyici bir bakış açısı sunarlar.
İnsanlar var olduklarından beri, çevrelerindeki dünyaya izlerini bırakmaya çalıştılar. Özellikle ortak kullanımda olan yapıların içine bir şeyler yazdılar, çizdiler ve duvarlara bir şeyler kazımaya hazır birileri hep var oldu. Grafitiye, tarih boyunca neredeyse her kültürde rastlanır. Ancak geçmişin insanlarının oluşturduğu grafitinin günümüzden farklı olduğunu hatırlamak önemlidir. Roma şehirleri olan Pompeii ve Herculaneum’da yaşanmış felaket ve afet olaylarına rağmen grafitinin mükemmel bir şekilde korunmuş en güzel örnekleri bulunmuştur.
Sokak Resimleri: Roma Döneminde Grafiti
Pompeii ve Herculaneum’daki sokak sanatının oldukça kaba olan örneklerine bakmadan önce bunların nasıl ve neden yazıldığını bilmek önemlidir. Açıkçası, tarih boyunca var olan çok sayıda grafiti göz önüne alındığında, antik Roma’daki örnekler pek de benzersiz değildir ve genel olarak grafitinin Roma toplumunda genel olarak hoş karşılanmamasına rağmen aşırı sert değildi. Bunun nedeni, Roma kültürünün iki önemli yönüdür. Birincisi, insanların dünyaya iz bırakmaları önemli olduğu düşünülüyordu. Roma toplumu kişinin eylemlerine, statüsüne saygı duyulmasına ve hatırlanmasına büyük önem verirdi. Bu nedenle, Roma grafitisi özellikle çok sık yazanların isimlerini içerir, çünkü niyetleri kelimenin tam anlamıyla isimlerini tarihe kazımaktı.
İkincisi, statü ve zenginlikle hava atma arzusuydu. Romalılar genellikle gösteriş için misafirlerine partiler vermekten, akşam yemekleri ve aşırılık içeren gösteriler düzenlemekten zevk alırlardı. Zenginliklerini göstermenin yolu ilk olarak Roma resimleri ve sanatlarıdır. Bir duvara yazı yazmak tuhaf bir yol gibi görünse de MS birinci yüzyılda erkeklerin yalnızca yüzde yirmi ila otuzunun ve kadınların yüzde onundan azının okuryazar olduğunu aklımızda tutmamız gerekir.
Sonuç olarak eğitim, antik Roma’da gurur duyulacak bir şeydi. Bu nedenle, insanlar okuryazarlıklarını göstermek istediler. Birçok Roma kentinde yaygın olan alçı duvarlı binaların yumuşak dokulu olması ve yazı malzemelerinin kıtlığı göz önüne alındığında, ne kadar akıllı ve iyi eğitimli olduğunuzun reklamını yapmak için önemli alanlar oldu.
“Ağlayın kızlar. Penisim sizlerden vazgeçti. Artık erkeklerin arkasına giriyor. Elveda, harika kadınlık!” [Wilhelm, Z. (1871). Pompei duvar yazıları Herculanenses, Stabianae, s.502]
Barların ve genelevlerin grafitinin en kaba örneklerinin bulunabileceği yaygın yerler olması şaşırtıcı olmamalıdır. Bugün birinin böyle bir yerde kendinin reklamını yapması için kamusal bir duvar kullanmasının garip olduğunu kanısı yaygındır.
Bir kez daha söylemek gerekir, bunun yazıldığı dönemi dikkate almak önemlidir. Diğer bir önemli nokta Roma toplumunun eşcinselliğe yaklaşımıdır. Dünyanın diğer birçok bölgesinden ve hatta modern dünyamızın çoğundan daha hoşgörülü olduğu düşünülebilir. Tuhaf bir şekilde, bir Roma tarihinde eşcinsellik olumsuz algılanmadı, daha çok erkekliğin karşısındaki her şey kadınlık olarak algılanıyordu.
Roma toplumunda erkeklik övünülen ve hayranlık duyulacak bir şey olarak görülürken, kadınlık genellikle kenarlara itilmiş ve ayrımcılığa maruz bırakılmıştır. Eşcinsellik sadece cinsel ilişki çeşitleri arasında yer almıştır ve basitçe söylemek gerekirse, bir erkeğe başka birinin ilişkiye girdiği görülüyorsa, bu kadınsılık olarak kabul edildi ve Roma toplumu bütün kadınları aşağıladığı gibi eşcinsellik Roma toplumu tarafından aşağılandı.
Roma Grafiti 2: Banliyö Hamamlarından, Herculaneum
Daha önce belirtildiği gibi, Roma grafitisi barlar, genelevler ve hamamlar gibi halka açık alanlar etrafında dönüyordu ve genellikle övünme mesajları içeriyordu. İnsanların bu karalamaları akıllarını ve okuryazarlıklarını göstermek için kullandıkları doğru olsa da, aynı zamanda rakip gördükleri insanları utandırmak için de yaygın olarak kullandılar. Pompei şehri çevresinde, özellikle de halka açık alanlardaki örneklerin çoğunda kötülemek istedikleri insanların isimleri yazıldı. Yukarıdaki grafiti örneğinde Herculaneum’da ki bu iki isimsiz arkadaş, yaşadıklarından oldukça mutsuz görünüyorlar ve bunun yerine paralarını harcamanın başka yollarını bulmaya çalışıyorlar.
Bu noktada para konusundan bahsetmek gerekir. Bir sestertius’un (çoğul sestertii) modern para biriminde ne kadar değerli olduğu konusunda sabit bir değer vermek zordur. Pompei’nin bir dizi mağaza ve kayıt şehir yıkıldığı dönemdeki para değerine dair bir fikir verdi. Örneğin, yeni bir gömlek on beş sesterti, bir somun ekmek yarım sesterti ve bir eşek beş yüz sestertii değerindeydi. Şehirde listelenen daha pahalı ürünlerden biri, toplam 6.252 sestertii’ye açık artırma için satılan bir köleydi. Pompeii’deki ortalama işçi günde kabaca iki sestertii ve düşük rütbeli Roma Lejyonerleri o dönemde yılda dokuz yüz sestertii kazanıyordu.
Roma Grafiti 3: Vico di Eumachia, Pompeii’deki Genelevden
Gaius Valerius Venustus: 1. praetorian kohortunun askeri, kadınların vidacısı. (Pompei duvar yazısı, Herculanenses, Stabianae, s. 136) Wilhelm, Z. (1871).
Bir genelev, iyi geçirilen bir gecenin ardından grafiti erkeklerin övünmesi için önemli bir yerdi. Bu mekânda odaklanmamız gereken ilginç bir kişi daha var, Gaius Venustus adında bir adam. Bu özel kişiyi kayda değer kılan şey, o bir Praetorian Muhafızı olması prestijli ilk kohortun (Askeri Birlik) bir üyesi olduğunu amirinin adını bile grafitilere yazmasıdır.
Praetorian Muhafızları belki de Roma ordusunun var olan en şöhretli koludur. Yalnızca deneyimli gazilerden oluşan Praetorianlar, başlangıçta Roma Cumhuriyeti’nin sivil ve askeri liderlerinin seçkin korumalarıydı. Ancak Sezar Augustus’un tahta çıkışından sonra MÖ 27’de Praetorianlar daha da prestijli ve ayrıcalıklı bir asker birliği şekline döndü. Dokuz kohorttan oluşan bu muhafızlar Roma’nın en içteki kalbinde ve sarayın yakınında silah taşımasına izin verilen yetkili kişiler olduğundan, İmparator’un korumalığını yaptılar. Seçkin statüye, kıdemli statüye ve büyük ölçüde artan ücretlere rağmen, Praetorianlar, İmparatorlarına inanılmaz derecede sadakatsiz olarak biliniyorlardı. Hizmet ettikleri üç yüzyıl boyunca, imparatoru korumadan daha fazla aleyhine suikast düzenlenmesine karıştılar. Romalılar arasında bile Praetorianlardan korkulur ve çoğu zaman küçümsemeyle bakılırdı.
Roma Grafiti 4: Mücevher Evi’nden, Herculaneum
“İmparator Titus’un doktoru Apollinaris buraya sıçtı.”
İmparatorun özel doktoru kadar varlıklı ve önde gelen birinin bile duvarlara yazı yazıp izini bırakması bile övünmenin önemini anlatıyor. İnsanlar Roma’yı düşündüğünde veya su kemerlerinin, hamamların ve hatta kaydedilen en eski sıhhi tesisat örneklerinden bazılarının gördüğünde muhtemelen temiz ve hatta sıhhi bir yer olarak hayal ederler, ancak pek çok kamusal “sanat” örneğine göre durum pek de öyle değildi.
Romalılar genel olarak herhangi bir bedensel işlevlerden utanmadılar ve tuvalet mizahından büyük keyif aldılar. Roma’nın arındırma sistemlerine öncülük ettiği ve kamu tuvaletlerinin varlığı doğru olsa da nüfusun çoğunluğunun bunları kullanmak zorunda hissetmiyordu. Belki de ortamı dolduran bilinen kokular ya da sadece görüntü rahatsızlığı nedeniyle, birçok Roma vatandaşı uygun herhangi bir yerde rahatlardı. Bu o kadar yaygındı ki, Herculaneum’um su dağıtım kulesinde, birinin kulenin içinde veya yakınında dışkı yaptığının tespit edilmesi durumunda verilecek para ve dayak cezaları ile ilgili uyarı grafitisi bulundu.
Roma toplumunda çok önemli bir şahsiyet tarafından yazıldığı iddia edilen yukarıdaki metin, Roma grafitilerinin en yaygın türlerinden oluşturan tuvalet grafitisi örneğidir.
Çeviri: Bülent Pekardan