Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Özbekistan’da Yerin Altı: Taşkent’in Görkemli Sovyet Metrosu

Uzun yıllar boyunca, Özbekistan’ın başkent metrosunda fotoğraf çekmek kesinlikle yasaktı. Fotoğraf çekilmesi, devletin ulusal güvenliği ve köprüler, demiryolu hatları ve askeri üsler gibi tesisler için bir tehdit olarak kabul ediliyordu.

0 9.814

Hafta içi yoğun ve hareketli sabahları, trenler gelip gidiyor ve yolcular Alisher Navoi (Alişir Nevaî) istasyonu üzerinden Özbekistan’ın merkezine ve Chilanzar hatlarının kesiştiği noktaya akıyor. Yolcular, hiç de alışık olmadıkları bir durumu, İstasyonun Taşkent metro ağındaki süslü mavi kubbeli kemerlerinin altında poz veren bir grup turisti şaşkınlıkla izlemekte.

Uzun yıllar boyunca, Özbekistan’ın başkent metrosunda fotoğraf çekmek kesinlikle yasaktı. Fotoğraf çekilmesi, devletin ulusal güvenliği ve köprüler, demiryolu hatları ve askeri üsler gibi tesisler için bir tehdit olarak kabul ediliyordu. Ancak siyasi ve ekonomik reformların hayata geçirildiği Özbekistan’da bu kısıtlamalar 2018’in sonlarında kaldırıldı ve fotoğrafçıların şimdiye kadar inşa edilmiş en güzel Sovyet metro sistemlerinden birini görüntülemelerine izin çıktı.

Soldaki platformdan geçen mavi bir tren ve zemini aydınlatan parlak beyaz ışıklar altında Taşkent Metrosu’ndaki istasyonun görünümü

Lonely Planet yazarı ve fotoğrafçısı Stephen Lioy, bu muhteşem metro sistemini ilk fotoğraflayanlardan biriydi.

Özbekistan’ın tarihi İpek Yolu üzerindeki cami ve medreseleri anımsatan Alisher Navoi istasyonunun parlak mavi kubbeleri altında, yolcular Taşkent metrosunun en yoğun iki hattı arasında aktarma yapıyor.

1977’de tamamlanan Taşkent metrosu, eski SSCB’de inşa edilen yedinci metro olmuştu. Her bir istasyon, dünyanın görsel açıdan en etkileyici metro mekanları arasında yer alan sanatsal Sovyet ve Özbek tarihinin ve kültürünün stilistik yorumlarını yansıtacak şekilde kamuya açık birer sanat eseri niteliğinde.

Sovyet dönemi Moskova, St. Petersburg, Kiev ve Minsk sistemleri gibi, Taşkent metrosu da, sanat ve kültürü Sovyet vatandaşlarının günlük yaşamlarına getirmeyi amaçlayan sanatsal bir toplu taşıma örneği olarak tasarlanmıştı. Bu istasyonlar, tamamlanıp hizmete verildikten sonra ve tüm şiddetiyle süren Soğuk Savaş dönemi boyunca, bir nükleer saldırı durumunda sığınak olarak kullanılacak şekilde işlev görmüştü.

Taşkent metrosu Haziran 2018’den bu yana askeri tesis niteliğini kaybetti ve nihayet gözaltına alınma veya tutuklanma riski olmadan görüntülenmeye açıldı. O zamandan beri, yavaş ama istikrarlı bir fotoğrafçı ilgisi – turistler ve yerli halk- arttı ve sadece Özbekistan başkentinden geçerken uğramak şeklinde değil, doğrudan bu amaçla gelenlerin akınına uğradı.

İlgili Yazılar

1977 yılında inşa edilenler de dâhil pek çok istasyon, Özbek tarihi veya Sovyet kültürünün özelliklerini yansıtmakta. Bazılarında oryantalist süslemeler veya geometrik desenleri görmek mümkün. Kosmonavtlar istasyonundaki uzay teması, Sovyet uzay programının öncülerine, özellikle ilk kozmonot Yuri Gagarin’in anısına  saygı duruşunda bulunuyor. Puşkin istasyonu, yazar Orta Asya’yı hiç ziyaret etmemiş olsa da, Sovyetler sonrası edebiyat dünyasında hâlâ büyük önem taşımaya devam eden yazar ve şairi yaşatıyor. Ulusal şairlere adanmış olan istasyonlar da var: Khamid Olimjon istasyonu, 20. yüzyıl Özbek edebiyatının şair, oyun yazarı ve çevirmen Hamid Âlimcan’a adanmışken,  Alisher Navoi istasyonu da (belki de tüm sistemdeki en güzel istasyon) İpek Yolu’nun yazar ve sanatçının, Alişir Nevai’nin Özbek kültüründeki büyük önemini kanıtlıyor.

Khamid Olimjon istasyonunun geometrik süslemelerle bezeli ağırlıklı olarak beyaz kubbeli tavanı.

İstasyonlardaki temaların bir bölümü de zaman zaman günümüze ait konularla ilgili. Pakhtakor (pamuk toplayıcı) istasyonunda geleneksel yeşil ve mavi mozaiklerle stilize edilmiş pamuk figürü, pamuğun Özbek ekonomisi için günümüzde de devam eden tarihsel önemine işaret ediyor. Pamuk endüstrisi, sıkı kontrol altındaki bu ülkede uzun zamandır insan hakları ihlallerinin kaynağı olarak görülürken, Özbekistan siyasi sistemindeki yaşanan değişimler, artmakta olan ”dünyaya açıklığa” ve emek, insan hakları ve diğer sektörlere ilişkin uluslararası normlara uygun yapılanmaya işaret ediyor.

Pakhtakor istasyonunun duvarları, istasyon adını taşıyan mavi ve yeşil Özbek mozaikleriyle süslü.

Nitekim başka bir istasyonda, bir diğer açılımın, Buyuk Ipak Yuli veya Büyük İpek Yolu’nun sürmekte olan hikâyesini dinliyoruz. Sovyetler döneminde adı Maxim Gorki olan istasyonun temiz modern hatları ve geniş alanları, birçok yönden ulusun dış dünyaya ve özellikle turizme yönelik değişmekte olan yapısını yansıtıyor. Tarihi motiflerle bezeli, yerli ve yabancı ziyaretçileri karşılayan, bir kare fotoğraf için uğranıp geçilen ve antik İpek Yolu’nun modern versiyonu boyunca bir sonraki durağa geçilen modern mekanlar.

Her iki taraftan da mavi trenlerin gelip geçtiği Büyük İpek Yolu istasyonuna bir trenin gelişi, platformu üzerinde istasyon görevlileri ve 1960’ların geleneği Brutalist aydınlatma armatürleri

Çeviri: Sinan Akbaytürk

Kaynak Lonely Planet

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More