Pavlo Fedykovych 12 yıldan fazla bir süredir Kiev’de yaşıyor. Tarihi Ujgorod şehrinden ailesiyle birlikte Kiev’e taşınan Pavlo, ilk günden itibaren başkentin enerjisine tutulmuş. Zamanının çoğunu şehrin gizli mimari harikalarını, barlarını, lezzetli yemeklerini ve muhteşem manzaralarını keşfetmekle geçiriyor. Pavlo’nun gözünden Kiev’i tanıyalım:
Arkadaşlarım şehri gezdirmemi istediklerinde, onları şehrin önemli noktalarını gururla gösterebileceğim bir yürüyüşe çıkarıyorum. Unesco Dünya Mirasları Listesindeki Azize Sofya Katedrali (St. Sophia’s Cathedral) ve Mağaralar Manastırı (Kyevo-Pecherska Lavra) olmazsa olmaz duraklarımdan. Özellikle Manastır’ın altın renkli kubbesinin güneşli bir günde parlamasını çok seviyorum. Zoloti Vorota civarındaki sokak sanatı eserlerini göstererek onlara şehrin bambaşka bir tarafını tanıtıyorum ve Andrevski Yokuşu (Andriyivsky Uzviz) tepelerinin muhteşem manzaralarıyla kısa turumuzu tamamlıyoruz.
Kiev’de gece hayatı oldukça çeşitli. Bazen, her zaman kaliteli canlı müzik dinleyebileceğiniz ve gece yarısına doğru DJ’in gelmesiyle dans pistine dönüşen Alchemist Bar’a gidiyoruz. Bazen de lezzetli kokteyllerimizi yudumlayıp yorgunluğumuzu attığımız Wood You Like Bar’a. Veya Taras Shevchenko Park’a gidip banklarda oturarak şehrin loş ışıklarının tadını çıkarıyoruz. Büyük gecelerde hepsini karıştırmayı seviyoruz.
Hafta sonları için sabit bir planım olmuyor. Büyük bir mimari hayranıyım, bu yüzden bazı hafta sonları civar semtleri keşfe çıkıyorum ve bloğum için fotoğraf çekiyorum. Podil’deki Art Nouveau mimari eserleri görmeye değer.
Açık havada bir gün için Trukhaniv Adası’nda pedal çevirmeyi tercih ediyorum. Ada aynı zamanda ormanlık yolları ve Kiev tepelerinin manzarasıyla doğa yürüyüşü için de harika bir yer. Hareket etmekten pek hoşlanmıyorsanız, Dnipro Nehri’nde tekne turu yapmak da bir o kadar keyifli bir seçenektir, hele ki gün batımında. Tekne turlarının başlangıç noktası ise River Port.
En uygun yiyecekler için bilinmesi gereken iki adres var: Kyivska Perepichka ve Bulochnaya Yaroslavna. Kyisvka Perepichka sosisli kızarmış çörek satan, pencereden servis yapan bir yer. Yaroslavna da lezzetli ve çok çeşitli çörekleri sudan ucuz bir fiyata bulabileceğiniz bir yer. Benim favorilerim tarçınlı ve haşhaşlı çörekler. İki yerde de yoğun saatlerde kuyruk oluşması muhtemel. Zaten bir yerde yemek için kuyruk oluşmuşsa, oranın kaliteli olduğu bellidir.
Alışveriş için 482 Store uygun bir seçenek olacaktır. Şehir merkezindeki bu samimi mağazada Ukraynalı tasarımcıların en iyi kıyafetlerini bulmak mümkün. Market alışverişi için Bessarabsky Rynok’a gitmelisiniz. Renkli meyve ve sebze tezgahlarıyla, yüz yıllık bir Art Nouveau binasının içindeki market aslında kapalı bir pazar. Ayrıca aylık olarak kurulan Kurazh Bazar’da şehrin en büyük bit pazarı ve ziyaret etmeye değer.
İlgili Yazılar
Kiev insanlarının sevdiğim yönü, burada bir nevi topluluk içinde topluluk olması. İnsanlar yardım etmeye çok hevesliler, metronun kapısını sizin için tuttuklarında veya sokakta yol sorunca gerçekten yardımsever tepkiler aldığınızda bu durumu net bir şekilde görebiliyorsunuz.
Kiev’in nefret ettiğim bir yönü, temposu. Herkes acele içinde bir yerlere yetişmeye çalışıyor, yaşam temposu çok hızlı. Fakat bir yandan da beni bu şehre ilk çeken şey bu özelliğiydi. Şehirde ulaşım için metro kullanmak mantıklı bir seçim, genel olarak uzun mesafeler kat etmek gerekiyor çünkü. Metro durakları başka bir nedene ihtiyaç duymadan da ziyaret edilebilecek yerler aslında; örneğin Arsenalna Avrupa’nın en derin metro istasyonu, Zoloti Vorota da orta çağ avizeleri ve freskleriyle süslü harika bir istasyon.
Kiev’de en sevdiğim yer Shota Rustaveli Sokağı. Bu sokak Kiev’in özü benim için: Art Nouveau binaların pencerelerinden yansıyan gökdelenler ve gökdelenlere komşu Mağribi Revival mimarisinin örneği Brodsky Sinagogu… Bu sokak şehrin esas kalbi benim gözümde; eski ve yeninin, iş hayatı ve eğlencenin birbiriyle buluştuğu ve iç içe geçtiği bir yer. Aynı zamanda şehrin bar ve konser merkezi.
Şehir dışına çıktığımda genellikle trenle yalnızca beş saatlik mesafedeki Lviv’e gidiyorum. Dar sokakları, rengarenk bir pazar meydanı ve tablo gibi Old Town ile Lviv’in havası Kiev’den oldukça farklı.
Kievli olduğumu nasıl anlıyorum? Neyle karşılaşırsam karşılaşayım sakin kalıp güzel günlerin geleceğine inanıyorum. Son yıllar Ukrayna halkı ve Kiev için oldukça zor yıllardı. Yine de Kiev insanı her zaman pozitif ve daha iyi bir geleceğe umutla yaklaşıyor. Ayrıca eğlenmeyi ve hayatın tadını çıkarmayı çok iyi biliyorlar.
Çeviri: Damla Özden
Kaynak
Lonely Planet