Nam-I Diğer Büyük İskender
İmparatorluk, ölümünün hemen ardından yıkılsa da tarihte çok önemli izler bıraktı. Burada İskender’in dünyaya bıraktığı izlerin bir kaçını göreceğiz.
Büyük İskender, devrinin en önemli şahsiyetlerinden biriydi. Fethettiği oldukça küçük bir bölgeden, dönemin süper gücü oldu ve daha ötesine de gitti. Askerlerini Avrupa’dan Hindistan’ın Nras nehri kıyılarına kadar sürdü. Herkesin imkansız olarak gördüğü başarıyı elde etti ve dünyanın hiç görmediği büyüklükte bir devlet kurdu. Ve tüm bunları yaptığında 32 yaşındaydı.
İmparatorluk, ölümünün hemen ardından yıkılsa da tarihte çok önemli izler bıraktı. Burada İskender’in dünyaya bıraktığı izlerin bir kaçını göreceğiz.
Efsaneleşen İskender
Hikayeler, İskender in kısa sürede efsane haline gelmesiyle ilgili. Genç yaşı, ilahlaştırılması, karizması ve büyüklük hırsı, ortacağlara kadar dilden dile dolaşan uydurma hikayelerle fantastik hale sokuldu. İskender’in Arturlular ile ilgili öyküleri, kendi yöresel gündemlerine uygun ve fetihleri bir sürü efsane ile süslenmiş, bir kaç farklı kültürde ortaya çıkmaktadır.
Örneğin, İskender masallarının yahudi versinyonu, Büyük İskender’in Kudüs kalesini ziyareti sırasında, Ptolemaic Dönem Mısır’da, Makedon kralının son Firavun’un oğlu ll. Nectanebo olduğuna dair hikayeler yayıldı. İskender’in fetihlerinin abartılan hikayeleri fazlalaştı. Hatta İskender’in uçan bir aygıt kullandığını, bir denizaltı ile Hint Okyanusu’nun derinliklerine inerek, efsanevi canavarlar ile savaştığı hikayelerine bile onu dahil ettiler.
Arturlular’ın İskender hikayeleri, rönesans dönemine kadar yakın Doğu ve Avrupa boyunca dilden dile dolaştı.
Kutsal İskender
İskender’in ölümü ve bedeninin soğumasının ardından, cesedi, gücünün ve meşrutiyetinin sembolü haline geldi. Sahip olduklari için savaşılsa da, dünya üzerinde çok büyük bir iz bıraktı. MÖ 301’de İpsus Savaşı’nın ardından, Mısır’da hüküm süren varis kral Ptolemy, İskender’in naaşını, yeni baskent İskenderiye’nin merkezinde devasa bir mezarlığa nakletti. Uzaktan ya da yakından, tüm ziyaretçiler, 600 yıl boyunca, İskender’in anıt mezarını görmek için akın ettiler. MÖ 47’de Julius Caesar, İskenderiye’de kazandığı zaferin ardından, İskender’in kabrini ziyaret ederek, onun kahramanlığını saygıyla yaad etti.
Caesar, İskender e hürmet gösteren birçok Romalı dan ilkiydi. Süper güç olmak isteyen Romalılara göre İskender, dünyayı fethetmiş, imrenilen ve hayranlık duyulan, ölümsüz bir fatihti.
Roma imparatorluğu dönemi boyunca, Augustus, Caligula, Vespasian, Titus ve Hadrian’ın da aralarında bulunduğu birçok hükümdar, İskender’in anıt mezarını ziyaret etti. Onlara göre İskender’in bedeni, imparatorlukların gücünün zirvesini temsil ediyordu. Bazıları daha hırslı olmakla birlikte, birçoğu kendini İskender ile özdeşleştiriyordu. Örneğin, deli imparator Caligula İskender’in göğüs zırhını çalmıştı.
İskender’in naaşı, Doğu Roma İmparatoru Theodoisus’un, tüm imparatorluk sınırları içerisinde, Paganlığın resmi olarak yasaklandığı MS 391 yılına kadar Pagan türbesi olarak İskenderiye’de kaldı. İskender’in mezarının bu yasaklama sıralarında zarar gördüğü ya da yerinin değiştirildiği aşikardır. İskender’in naaşının ve mezarının nerede olduğu halâ gizemini korumaktadır.
İskender Tarzı Ordu Kurma
Antik çağlardaki tüm generaller, Büyük İskender’e, örnek bir komutan olarak saygı duydular. İşte İskender’in en büyük mirası buydu. Büyük İskender’in ölümü, onun gerçek varisi olmak için, hırslı generallerin giriştiği savaşlar, imparatorluk içinde kaosa neden oldu. Sonraki 40 yıl boyunca, “Taht Oyunları” (Game of thrones) filminin antik versiyonu gibi, birçok ürkütücü komutan meydanlara indi ve çıktı.
O dönemlerde birçok general, Büyük İskender’e benzemenin yollarını aradı. İskender’in vasıflarını en çok haiz olan *Epirus’un en güçlü kabilesinin liderliğini yapan ve Roma’ya karşı yaptığı seferlerle nam salan general Pyrrhus’un olduğu söylenir. Ve İskender’den sonra gelen tüm generallerin arasinda büyük fatihe en çok benzeyen komutanın Pyrrhus’tur.
Hannibal Barça ve Julius Caesar gibi dikkat çeken komutanlar da benzer bir şekilde, savaş meydanında, İskender’i, imrenilecek ve hayranlık duyulacak bir adam olarak gördüler. Zama Savaşı’nı kazanan Scipio Africanus, MÖ 193 Efes’te Hannibal ile tanışması akabinde, ona göre, gelmiş geçmiş en büyük komutanın kim olduğunu sorar. Hannibal’ın cevabı ise “İskender” olur. Çünkü o birçok asker ile az güç sarfederek, en uzak toprakları kendi imparatorluğuna kattı. Hannibal bu listede, kendini en büyük 3. Komutan olarak görüyordu.
Caesar’a gelince, Hannibal, onu da aynı şekilde Makedonya fatihi olarak meth ediyor. Bir rivayete göre, 31 yaşındaki Caesar, İspanya’ya seyahati sırasında Büyük İskender’in heykelini farkediyor. Heykele bakarak ağlıyor ve kendisinin bu zamana kadar hicbirsey başaramamışken, 31 yaşında olan İskender’in bu büyüklükteki imparatorluğu nasıl kurmuş olduğuna sızlanıyordu.
Ve böylelikle Büyük İskender’in komutanlığ, Pyrrhus, Hannibal, Caesar ve daha yakın geçmişteki Napoloen Bonaparte’nin de aralarında olduğu, tarihin en seçkin generallerinin birçoğuna ilham kaynağı oldu.
Yunan Kültürünü Dünyaya Yayma
İskender’in fetihleri uzak yakın heryere yayıldı. Seferleri sırasında, iletişimi, yönetimi ve ticareti geliştirmek için eski Yunan tarzı şehirler kurdu. Bu şehirlerden bazıları günümüze kadar ulaştı. Afganistan’da Kandahar (İskenderiye-Arachosia), ve Herat (İskenderiye-Ariona), Tacikistan’da Khujand (İskenderiye-Eschate) ve ayrıca İskenderiye, Büyük İskender’in kurduğu Aygün şehirlerdi.
İskender’in ölümün ardından, tüm Asya kıtasında, İskenderiye’ye bağlı Batlamyos krallığından, Pakistan ve Hindistanda Hindu-Yunan ve Afganistan’da Yunan-Bactria krallığına varana kadar, irili ufaklı eski Yunan krallıkları ortaya çıktı.
Arkeologlar, bu bölgelerden, belki de en önemli Yunan-usulü yapılan, Afganistan’ın kuzeydoğusundaki Aı Khanoum şehrindeki olmak üzere, büyüleyici Yunan sanatını ve mimarilerini gün yüzüne çıkardılar.
Aı Khanoum’da keşfedilen, eski Yunan sanatı ve mimarisi, en güzel kalıntılardandır ve Doğudaki Yunanları derinlemesine anlamamızı sağlar. Ancak İskender’in fetihleri olmasaydı, Yunan krallıklarının hiçbiri olmazdı.
* Epirus: Yunanistan’ın bati kısmı
* Bactrian: Antik dönem batı Asya’da ülke
Çeviri: Aydın Özyeşil
Nam-ı Değer biçiminde bir söz yok, manası da yok.
Demek istediğiniz ‘nam-ı diğer’ ise söylendiğinde asıl adı
yanı sıra o kişiyi belirtebilen addır. Hemen bir örnek vereyim,
Turist Ömer dediğimizde aklımıza Sadri Alışık gelir, ‘Turist Ömer’
Sadri Alışık’ın nam-ı diğeridir.