Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

En Yaygın 10 Yiyecek ve İçeceğin Kökeni

İnsanlar, yemeği ister beslenme ve keşif unsuru olarak ister sosyalleşme ve ilişki kurma aracı olarak göredursunlar, çok az sayıda insan dolabındaki yiyeceklerin nereden geldiğine ve ardındaki hikâyeye kafa yorar.

0 2.603

Yemek hayatımızdaki en önemli unsurlardan bir tanesidir. Kimisi yemeği yalnızca yaşamı sürdürmeye yarayan bir araç olarak görürken kimisi de bir sanat, mutfak kültürünü geliştirmeye yönelik bir anlayış olarak ele almaktadır.

İnsanlar, yemeği ister beslenme ve keşif unsuru olarak ister sosyalleşme ve ilişki kurma aracı olarak göredursunlar, çok az sayıda insan dolabındaki yiyeceklerin nereden geldiğine ve ardındaki hikâyeye kafa yorar. Yemekler zaten hep öylece vardı, değil mi? Hadi şimdi bilinen en yaygın 10 yiyecek ve içeceğin kökenlerine bir göz atalım.

10 – Sandviç

En çok bilinen ve belki de en çok tartışmalı olan hikayelerden birisi olan sandviçin bulunuşu Sandwich’in Dördüncü varisi John Montagu’ya atfedilir. 18. yüzyıl İngiliz aristokratı olan Montagu’nun ciddi derecede kumar alışkanlığı olduğu, saatlerce oyun masasından kalkmayı reddettiği ve şeflerinden iki dilim tost ekmeğinin arasına et koymasını istediği söylenmektedir.

Bu kısa hikâye ister doğru olsun ister olmasın, Montagu’nun aklına bu fikir nerden gelmişti? Belki de bu sorunun cevabı varisin sık sık seyahat ettiği Akdeniz’de saklıdır. Türk ve Yunan aşçıları genellikle iki dilim ekmeğin arasına (veya üzerine) çeşitli mezeler koyularak yenilen meze tabağı hazırlardı. Bir diğer olası cevap ise MÖ birinci yüzyılda yaşamış, iki matsa ekmeğinin (mayasız Yahudi ekmeği) arasına çok sayıda farklı baharat, çerez ve meyve koyularak yapılan Hillel sandviçine adını veren Yahudi dini lider Hillel’de olabilir. Sandviçin tam olarak nereden geldiği bilmek bu hikayelere bakınca zor gibi görünmekte. Dolayısıyla hiçbir zaman nereden geldiğini bilemeyeceğiz.

9 – Bira

Bilinen ilk alkollü içecek- 9.000 yıllık pirinç, bal ve meyvenin tarifi- Çin’den gelirken, bira diye adlandırabileceğimiz ilk içecek antik Sümerlerden çıkmıştır. M.Ö 3400 yılına dayanan seramik kaplarda, hala tespit edilebilen bira kalıntıları bulunmuştur. Ayrıca, M.Ö 1800 yılına dayanan Sümer bira tanrıçası Ninkasi’ye ithafen yazılmış ilahide bir tarif bulunmuştur (Tarifin yanı sıra ilahide nasıl bira yapılacağına dair talimatlar vardır).

Çiftlik hayvanları yüzünden sıklıkla kirlenen içme suyuna daha güvenilir bir alternatif olduğu için biranın antik Sümer’de olduğu gibi yaygın olduğu söylenmektedir. Aslında bazı akademisyenler, insanların avcı-toplayıcı toplumdan ziyade tarımsal hayata geniş çaplı geçişi anlamına gelen Neolitik Devrimini, atalarımızın biraya olan dinmez susuzluğuna bağlar. Bir araştırmacı ise bira tüketen neredeyse bütün antik toplumların, yaradılışı, bir tanrıçaya atfettiklerini ortaya çıkarmıştır.

8 – 7 Up

Charles Leiper Grigg reklamcılık alanında çalışmak amacıyla 1890 yılında St. Louis’e taşınır. Yaptığı çeşitli iş ortaklıkları onu daha sonrasında hayatını adayacağı gazoz sanayisiyle tanıştırır. İlk buluşu portakal aromalı bir içecek olan Whistle, ikincisi ise Howdy adında bir diğer portakallı gazoz olur. Ancak hiçbiri alanında lider Orange Crush ile yarışamaz.

Grigg, nihayet hayatını sonsuza dek değiştirecek bir karar alarak odak noktasını yeşil limona çevirir. İlk başta Bib-Label Lithiated Lemon-Lime Soda olarak bilinen 7 Up, araştırmaların zararlı yan etkilerini ortaya çıkardığı 1950 yılına kadar ruh halini değiştirmesiyle bilinen lityum maddesini içermekteydi. Gazozun adına gelince, birçok insan adının içindeki malzemelerin sayısından veya şişenin boyutundan geldiğini düşünmektedir. Bununla beraber Grigg bu sırrı mezara götürdüğü için nedeni hiçbir zaman bilinemedi. En olası açıklama ise Grigg’in bir gün “7UP” damgalı bir sığır gördüğü ve onu beğendiğidir.

7 – Dondurma

Frank Epperson adında bir gencin 1905 yılında meşrubat yapmak için toz haline getirilmiş tatlandırıcıyı suyla karıştırdıktan sonra o gece tahta çubuğu kabın içinde bırakır. Sabah kabı eline aldığında donmuş katı bir halde bulur. Donmuş meşrubatın tadına bakar ve çok beğenir. Daha sonra Epperson yıllarca bu karışımı ailesine ve arkadaşlarına tattırır. Sonunda birisi onu bu buluşu için patent almaya ikna eder ve 1923 yılında patentini alır.

Epperson bu noktaya kadar karışımına “Eppsicles” der ama çocukları onu kendi kullandıkları “Pop’s ‘sickles” (dondurma) adını vermesini söyleyerek ikna eder. Piyasaya ilk olarak adedi beş sentten satışa sunulur ve çabucak başarı yakalar. Birkaç yıl sonra Epperson patentini Joe Lowe Şirketine satar. O zamandan sonra dondurmanın ünü Band-Adis veya Kleenex gibi markaların eriştiği seviyeye ulaşır.

6 – Gatorade

Florida Üniversitesinde bir yardımcı direktör 1965 yılının başlarında sporcularının yüksek sıcaklıklardan kaynaklanan rahatsızlıklara karşı riskli bir durumda olduklarını fark eder. Bu soruna çözüm bulmak için çabucak Florida Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırmacılardan yardım ister. Araştırmacılar oyuncuların terlerken elektrolit kaybettiklerini ve enerji kazanmak için kullandıkları karbonhidratların ise takviye edilmediğini tespit eder. Bu soruna bulunacak çözüm ise enerji kaybını ortadan kaldırması için karbonhidrat içeren bir içecek bulmaktır.

“Prototiplerin tadı deniz suyuna çok benzediğinden oyuncular sürekli kusar” ve bu yüzden ilk testler yolunda gitmez. İçeceği yapan Dr. Robert Cade’in eşinin emriyle içeceğe limon suyu eklenir. Üniversitenin maskotu Gator olduğu için Cade buluşuna Gatorade adını verir (Başlangıçta içeceğe “Gator-Aid” adı verilmek istenir ancak ismi “ilaç”ı anımsattığı için vazgeçerler). Enerji içeceği ilk senesinde kullanılır ve futbol takımı iyi sonuçlar almaya başlar ve bunu da içeceğin verdiği enerjiye yorarlar. Bir dahaki sene ise takım Orange Bowl kupasını alarak daha iyi bir forma girer.

5 – Baget

İlgili Yazılar

En alışılagelmiş Fransız yiyeceklerinden birisi olan baget uzun ve ince bir somun ekmeğidir. Türkçeye “çubuk” olarak çevrilen baget kelimesi ekmeğin geleneksel şekliyle ilgilidir. “Baget” kelimesinin ekmek olarak kullanımı 1920li yıllara dayanmasına karşın, ekmeğin kendisi çok daha geçmişe dayanmaktadır.

Ekmeğin ortaya çıkışıyla ilgili varsayımlardan olasılığı en yüksek olanı, Viyana ekmeğini ve ay çöreğini Fransa’ya tanıtmasıyla da bilinen Avusturyalı girişimci August Zang’ın hikayesidir. Ayrıca Zang Fransa’ya ilk buharlı fırını 19. yüzyılın başlarında getiren kişidir. Olasılığı en düşük varsayım ise Napolyon Bonapart’ın şeflerinden askerlerinin pantolon paçalarına sığacak şekilde bir ekmek yapmalarını istemesidir.

4 – Dondurma Külahı

İlk dondurma külahı Italo Marchiony adında bir İtalyan tarafından 1896 yılında bulunmuştur (1903 yılında doldurma külahı makinesinin patentini bile almıştır). Bununla beraber, dondurma külahlarını popüler hale getiren kişi ise 1904 Dünya Fuarı’nda ününe kavuşan Suriyeli Ernest Hamwi’dir.

Hamwi, jalebi adı verilen waffle’a benzer tatlılar satardı ve dükkânı dondurmacının hemen yanında yer alıyordu. Bir gün dondurmacıda dondurma servis edilecek tabak kalmadığı zaman Hamwi çabucak düşünür ve aklına kâğıt helvaya benzer waffle’larından bir tanesini külah şeklinde yuvarlamak gelir ve dondurmacıya verir. O andan sonra her şey değişir. Hamwi elde ettiği bu ününden faydalanır ve 1910 yılında açtığı Missouri Külah Şirketini kurar.

3 – Sakız

Doğal bir maddeyi çiğneme fikri denince akla yüzyıllarca (sakız ağacının reçinesinden elde edilen) damla sakızını çiğnemiş olan antik Yunanlılar gelir (Sakızın hikayesi tartışmaya açık olsa da eski Avrupalıların huş kabuğu reçinesini çiğnediklerine dair kanıtlar vardır). Ladin ağacının reçinesini çiğneyen ve bunu Avrupalı göçmenlere de öğreten yerli Amerikalılarda da modern sakızın izleri sürülebilir.

John Curtis adında bir adam 1840lı yılların sonlarında bu süreci, reçineyi kaynatıp dilim haline getirerek ticarete döker (Parçaları birbirine yapışmasını engellemek için mısır nişastası kullanılır). Ancak ladin ağacı reçinesinden elde edilen sakızdan istenilen sonuç alınamaz çünkü tadı çok kötüdür. Sakızın bir diğer hikayesi ise, sapodila ağacından elde edilen sakızı çiğneyen Azteklerin (onlardan önce Mayaların) yaşadığı Meksika’dan gelir. Bu ağacın reçinesi 1900lü yılların ortalarında sentetik içeriklerle yer değiştirene kadar sakızın ana maddesi olmuştur.

2 – Mayonez

Mayonezin kökeni tartışmalı olsa da en olası hikâye mayonezin İspanyol Minorka Adasındaki Katalanca konuşan Mahon yerlilerinin buluşu olduğudur (Orada salsa Mayonez olarak bilinirdi). Diğer tartışmalar ise mayonezin 1756’da Yedi Yıl Savaşı sırasında Mahon’u alan kuvvet komutanının şefinin buluşu olduğu gösterir.

Daha sonra revizyonist tarihçiler mayonezin “Fransız” kökenli olması gerektiğini ve aslında ismini yemekleriyle ünlü bir Fransız olan Bayonne’den alarak bayonez olduğunu iddia eder. Alexandre de La Reyniere ise 1808 yılında yayımlanan Manual for Hosts adlı yemek kitabında bayonezin “hiç de yemekleriyle ünlü olmayan bir şehir” olduğuna gönderme yapar. Mayonez, büyük ihtimalle aioli’den (sarımsak, zeytinyağı ve yumurta ile yapılan bir sos) evirildiği için her iki kasaba da birbirinden bağımsız olarak mayonezi bulmuş olabilir.

1 – Bagel

Modern bagelin kökenlerinin Polonya’ya dayandığını söyleyebiliriz. Konu hakkındaki yazılı kaynaklarda 14. yüzyılda mültecilerin Polonya’ya getirdiği Alman ekmeklerinden evirilen ve obwarzanek olarak bilinen ortası delikli yuvarlak Leh ekmeğinden bahsedilir. Kraliçe Jadwiga’nın Paskalya sırasında süslü ekmeklerden vazgeçip bagel yemeyi tercih etmesinden sonra git gide popüler hale gelir.

Kral Jan Sobieski Krakow’lu fırıncılardan başka diğer insanların da ekmek yapmasına izin vermesiyle 17. yüzyılda bageller daha da popüler halde gelir. Yahudiliğin yiyeceklerle ilişkisi de Polonya o günlerde Yahudilere saygı duyan Avrupa ülkelerinden birisi olduğu için bu dönemde ortaya çıkar (Bazı yerel piskoposlar yine de cemiyet üyelerine zehirli olduğu iddia edilen Yahudi yapımı bagelleri yemekten kaçınmalarını söylerdi).

Çeviri: Emre Alkın

Kaynak Listverse

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More