Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Antik Mısır Evreninin Detaylı Bir Tasviri ve Dünyanın Oluşum Süreci

Bu kaos ortamında düzeni sağlamak için yeraltı dünyasında yaşamaya başlayan pek çok tanrı bu tehlikeli yerde ölülere kılavuzluk eder. Yanındaki tanrıların da yardımıyla birlikte evrene denge getiren Güneş Tanrısı Ra'dır.

0 4.715

Antik Mısır evreni iki kısma ayrılmıştır. Üst tarafta kalan bölge dünya (Geb), atmosfer (Shu) ve gökyüzünden (Nut) oluşur. Nut ve Geb birbirlerine âşıktır, ancak Shu, diğer tanrılar evrende özgürce dolaşabilsin diye onları ayrı tutmak zorundadır.

Bu göksel çocuklardan en önemlisi Güneş Tanrısı Ra’dır. Gündüzleri gökyüzünde dolaşan Ra, geceleri yeraltına iner. Gök cisimleri evrenin kutsal düzenini temsil ederken, yeraltında dünyasında tamamen kaos hüküm sürer.

‘Duat’ olarak bilinen yeraltı dünyası; yılanlar, canavarlar ve kötü ruhların hüküm sürdüğü dipsiz ve karanlık bir boşluktur.

Bu kaos ortamında düzeni sağlamak için yeraltı dünyasında yaşamaya başlayan pek çok tanrı bu tehlikeli yerde ölülere kılavuzluk eder. Yanındaki tanrıların da yardımıyla birlikte evrene denge getiren Güneş Tanrısı Ra’dır. Gündüzleri ‘Gök Nehri’ olarak adlandırılan yerde yol alan Ra, kayığını Mandjet olarak bilinen mavnada bırakır. Ra, akşam olduğunda yeraltı dünyasına gider ve kayığı milyonlarca kayık anlamına gelen Mesketet adını alır.

Ölüler dünyası olan yeraltına inerken, Ra’nın bedeni yok olur ve bu, Dünya’nın üstte kalan bölgesinin karanlığa gömülmesine sebep olur. Daha az öneme sahip tanrılardan oluşan bir mürettebat Ra’nın bedenini korur ve onu hayata geri getirme umuduyla yeraltı dünyasının tehlikeli sularında kayığı idare ederler.

Kayığın ilk durağı, sayısız insan ruhunun kayığa binmek için beklediği Abydos geçididir. Bu ruhlar, ahiretteki yerlerine karar verecek olan Osiris tarafından yargılanır. Mesketet daha sonra yeraltı dünyasındaki yolculuğuna devam eder ve 12 farklı geçitten geçer. Geçtikleri her bölümde Ra’nın tekrar doğması için üstesinden gelmeleri gereken zorluklarla karşılaşırlar.

Birinci Saat: Wepwawet olarak adlandırılan Ra’nın Su Yolu’nda yolların bekçisi ilk geçidin kilidini açar ve böylece Ra, yeraltı dünyasına girmiş olur. Kayık, tanrıça Ba’nın koyda tuttuğu altı yılanın yanından geçer.

İkinci Saat: Ra’nın ışığı ‘Ur Nes’ olarak adlandırılan bölgede mısır ruhunu yukarıdaki dünyada büyüyüp gelişmesi için besler ve bu, Ra’nın halkına sağlık ve bolluk getirir.

Üçüncü Saat: Osiris’in Krallığı’nda, fanilerin kalbi bir tüyün ağırlığıyla kıyaslanır. Eğer işledikleri günahlar tartının dibe çökmesine sebep olursa, fanilerin kalbi yemesi için ruh yiyici Amemt’e verilirdi.

İlgili Yazılar

Dördüncü Saat: ‘Yaşam Biçimlerinden Biri’ olarak adlandırılan yer, gizemlilerin tanrısı Sokar tarafından yönetilen kasvetli bir çöl krallığıdır. Kayık, krallığı koruyan çok başlı yılanları (hidra) uyandırmamak için kumun üzerinde sessizce yol alır.

Beşinci Saat: Ra’nın kayığı ‘Gizli’ olarak bilinen bir dağ geçidinin içinden geçer. Kayığın yoluna devam etmesi için çıkış yolunu koruyan iki Sfenks’in bilmecesinin çözülmesi gerekir. Ölülerin tanrısı Sokar, tanrıların muhafızların sırlarını çözmesine yardım eder.

Horus’un Gözü ilk olarak Antik Mısır’da ortaya çıkan antik bir semboldür

Altıncı Saat: ‘Suların Boşluğu’ olarak adlandırılan yerde, kayık büyük bir nehrin içine düşer. Nehrin kıyısında korkunç bir aslan sinsi sinsi dolaşmaktadır. Daha sonra kayıktaki tanrılara, Ra’nın bedeninin yeniden hayat döndürülmesini sağlayacak diriliş tanrısı Khepera da katılır.

Yedinci Saat: ‘Gizli Mağara’, tehlikeli bir krallıktır çünkü Kaos Tanrısı Apep burada yaşamaktadır. Büyük yılan kayığı yutmaya çalışır, ama Sihir Tanrıçası İsis, güçlerini kullanarak canavarı dipsiz boşluğa sürgün eder.

Sekizinci Saat: ‘Tanrıların Lahdi’, eski tanrıların yaşadığı yerdir. Ra’nın kayığı buradan geçerken, eski tanrılar çığlıklar atarak Güneş Tanrısı’nı selamlarlar; çünkü Ra’nın yeniden yükselişi oldukça yaklaşmıştır.

Dokuzuncu Saat: Kayık ‘İmgelerin Alayı’ olarak adlandırılan yere girdiğinde, nehir vahşileşmeye ve zapt edilmez bir hâle gelmeye başlar. 12 yıldızın tanrılar, kayığın ateş püskürten yılanlardan uzaklaşıp daha güvenli kıyılara dönmesine yardımcı olur.

Onuncu Saat: Kayık, bu sırada ‘Kıyıların Yücesi’ olarak adlandırılan bölgeye varır. Kutsal savaşçılardan oluşan bir grup Ra’yı korur ve ‘Cennetine Lideri’ olarak bilinen büyük bir şahin, tanrılara ışığa doğru gitmeleri konusunda kılavuzluk eder. Ra’nın dirilişi için hazır bulunan Khepera da tanrılara katılır.

On birinci Saat: ‘Mağaranın Ağzı’ yaşamın ve ölümün bir arada bulunduğu bir bölgedir. Üçüncü saatte kötü olduklarına karar verilen faniler ateş tanrıçalara tarafından korunan bir çukura atılır ve burada yok olmaları beklenir. Kanatlı bir yılan şeklini alan Shedu, yeni bir günün umudunu da beraberinde getirir.

On ikinci Saat: ‘Doğum Işık Saçıyor’ adı verilen yer, Khepera’nın yüce kral Ra’yı dirilttiği son odadır. Ra’nın uyanırken aldığı şekil ‘Tanrıların Yaşamı’ olarak bilinen büyük yılanın ağzından kayar. Böylece Ra yeniden doğmuş olur ve sabah güneşinin görkemi tüm insanları neşelendirir çünkü Ra’nın ışığı Mısır’ın yukarı bölgelerine geri gelmiştir.

Çeviri: Yiğit Abbas Yılmaz

Kaynak Ancient-Code

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More