Mumya Kalıntılarının Analizi: Antik Mısırlılarla Orta Doğulular Arasında Bir Bağlantı Var Mıydı?
Mısır birçokları tarafından, tabiatının gerektirdiği gibi bir Afrika uygarlığı olarak düşünülmektedir. Fakat antik Mısırlıların modern Mısırlılara oranla, en azından genetik olarak, daha az Afrikalı olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır.
Fakat şüphesiz, bu iddia doğru olsa ve Mısır, Afrikalı olmaktan ziyade Orta Doğulu olsa bile Afrika, birkaç isim vermek gerekirse Mali, Büyük Zimbabve, Aksum, Swahili şehir devleti ve Benin gibi birçok yerli uygarlığa ev sahipliği yapmaktadır. Yani Afrika, antik Mısır olmadan da bırakılacak bir medeniyet mirasına sahiptir.
Orta Doğu’nun Etkisi
Asıl ilginç olan bu bulguların, toplulukların Neolitik Çağ’ın başlangıcında Orta Doğu’dan yaptıkları büyük bir hareketi işaret ederek daha önemli bir olguyu ima ediyor olabilmesidir. 2016 yılında genetik bulgular, Avrupalıların belki de 8,000 yıl önce kısmen de olsa Anadolu’dan Avrupa’ya göç etmiş çiftçilerin soyundan geldiğini ortaya koydu.
Çiftçilerin Orta Doğu’dan Avrupa’ya göçtüğü gibi, Mısır’a da göç etmiş ve yerli Afrika topluluklarına karışarak bir Mısır kültürü oluşturmuş olabilmeleri mümkündür. Nil vadisi üzerindeki bu Orta Doğu etkisi, Orta Doğu’nun buğday, arpa, koyun ve keçi gibi antik Mısır’da oldukça yaygın bitki ve hayvanları evcilleştirmiş olduğu gerçeğinin de desteklediği bir etkidir.
Teknoloji ve fikir akımlarına ek olarak, Orta Doğu’dan Nil vadisine doğru bir insan akımının da olmuş olması muhtemeldir. Bahsedilen bu Orta Doğu’nun genetik etkisi genel olarak Mısır soylularıyla sınırlı kalmış olabilir, fakat yine de bu genetik model, Neolitik Çağ boyunca Yakın Doğu’ya yapılmış varsayımsal bir göçün kanıtı olarak görülebilmektedir.
Diğer Çıkarımlar
Anadolu ve Doğu Akdeniz Bölgesi’nden Afrika ve Avrupa’ya yapılmış bir insan akımı, insanlığın Orta Doğu’dan geldiğini gösteren antik Yakın Doğu geleneklerine dair bir ipucu vermektedir. Bunu gösteren en tanınmış gelenek, İslam’da da uygulanıyor olsa da, bir Yahudi-Hıristiyan geleneğidir. İncil’e göre Nuh’un torunları, tufandan sonra eski İbraniler olarak bilinen bir yere yerleştiler: Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz. Eski İbraniler; Hititler, Mısırlılar, Yunanlar ve Asurlular da aralarında olmak üzere tanıdıkları tüm toplulukların Nuh ve oğullarının soyundan geldiğine inanmaktaydılar.
Nuh tufanının, hatta sadece Mezopotamya sel yatağında gerçekleşen yerel bir taşkının, gerçek olduğuna dair savunmalar başka bir makalenin konusu, fakat bu makalede üzerinde durulabilecek sorulardan biri, Akdeniz ve Yakın Doğu bölgelerine yapılan yerleşimlerin, tamamının ya da bir kısmının Nuh gibi bir figürün torunlarına ait olduğuna dair kanıt olup olmadığı sorusudur.
Hem antik Mısır hem de Avrupa Anadolu’yla genetik olarak bağlantılıyken, son bulgulara göre antik Mısır’ın Doğu Akdeniz Bölgesiyle de genetik olarak bağlantısı olduğu görülmektedir. Anadolu da ve Doğu Akdeniz Bölgesi de Nuh’un soyunun tekrar yerleşip düzen kurduğu söylenen bölgeler olarak ortaya atılmıştır.
Anadolu ve Doğu Akdeniz Bölgesiyle olan bu genetik bağlantının nesillerdir Avrupa’da ve Kuzey Afrika’da özellikle de Mısır’da var olduğu gerçeği, modern Avrupalıların ya da antik Mısırlıların Orta Doğu’nun bu kısımlarını yok eden büyük tufandan kurtulanların soyundan geliyor olduklarını tek başına kanıtlamaz. Fakat yine de, bu fikirle tutarlı bir gerçektir.
Büyük tufan ve tek bir kişinin ailesinin dünyada yeniden üremeye başlaması efsanesi Orta Doğu ve içinde Mezopotamya’nın Mısır’ın Yunanistan’ın da bulunduğu Doğu Akdeniz gibi birçok kültürde inanılan bir efsane olması da ilginç bir gerçektir. Bu kültürlerce paylaşılan hikâyeler, birbirlerinden oldukça farklı olan Yakın Doğu’nun, Kuzey Afrika’nın ve Avrupa’nın ortak tarihleri ve ortak soyları olduğunun bir kanıtı olabilir mi?
Elimizdeki kanıtların hala daha çok araştırılması gerekiyor fakat bütün bunlara rağmen İncil yazarları, dünya nüfusunun Anadolu’daki Ağrı Dağı’nda yaşayan bir aileden süregeldiğinden bahsederken bir şeyler biliyor olabilir. Birçok Orta Doğulu, Avrupalı ve antik Mısırlılar gibi Kuzey Afrikalıların bir kısmı kısmen de olsa bir zamanlar orada yaşayan insanların soyundan geliyor olabilir.
EN ESKİ MUMYALAMANIN SIRLARI AÇIĞA ÇIKIYOR
MUMYALAR VE TORUNLARI: 5300 YAŞINDAKİ BUZ ADAMI ÖTZİ’NİN SOYUNDAN GELEN 19 AVUSTURYALI BULUNDU
MISIR MUMYALARININ SARGILARI SANAL ORTAMDA AÇILDI
Çeviri: Nisrem Akçiğer
Kaynak: ancient-origins “Analyzing Mummy Genes: Were Ancient Egyptians closely Related to Middle Easterners?“
Kaynakça
“Mumya DNA’ları antik Mısırlıların soylarını açığa çıkarıyor.” Tracy Watson’a aittir (2017). Nature Kaynak Adresi: https://www.nature.com/news/mummy-dna-unravels-ancient-egyptians-ancestry-1.22069
“Yeni bir genetik araştırmaya göre Antik Mısırlılar Ermenilere Afrikalılardan daha yakındı.” Yazara aittir. (2017) Er. İnsanları http://www.peopleofar.com/2017/06/05/ancient-egyptians-were-closer-to-armenians-than-to-africans-a-new-genetics-study-reveals/
Hofmanová, Zuzana, et al. “Avrupa çapında ilk çiftçiler doğrudan Neolitik Ege toplumlarının soyundan geliyordu.” Ulusal Bilim Akademisi Konferansları 113.25 (2016): 6886-6891.
“Avrupalı ilk çiftçi Türkiye’den geliyordu: Anadolu’ya ait kafataslarından alınan DNA’lar bölgede çiftçiliğin 8,000 yıl önce yayılmaya başladığını göstermiştir.” Richard Gray’e aittir (2016). Daily Mail. Kaynak Adresi: http://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-3385337/Europe-s-farmers-came-Turkey-DNA-Anatolian-skeletons-farming-spread-region-8-000-years-ago.html#ixzz4pDEwshQl
Kitchen, Andrew, et al. “Sami dillerinin Bayes filogenetik analizi,Yakın Doğu’da
Sami dillerinin Erken Tunç Çağı’ndaki kökenlerini tespit etti.” Londra Kraliyet Mensupları Konferansları B: Biyoloji Bilimleri (2009): rspb-2009.