Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Orta Çağ Kalesinde Eşsiz Bizans Kılıçları Bulundu

Arkeologlar, kılıçları imparatorluğun başkenti Konstantinopolis ile İznik ve Ancyra (günümüz Ankara) gibi diğer büyük şehirler arasında önemli bir kavşak konumundaki bir Bizans şehri olan Amorium'da gün yüzüne çıkardı.

0 5.385

Arkeologlar, günümüzde sağlam kalmayı başarabilmiş bir Bizans şehrinde eşsiz ve nadir iki adet kılıç keşfetti. Kilisenin içinden çıkarılan kılıçlardan biri oraya muhtemelen adak amaçlı konulmuştu.

Her ikisi de topuzu halka şeklinde tasarlanan demir kılıçlardı. Bu tip kılıçlar Bizans’ta oldukça nadir bulunurdu fakat bu kılıçların benzersiz olmalarının başka bir nedeni vardı: Araştırmacılar çalışmada; kılıçların üzerinde yer alan büyüleyici özelliklerin, onu yakın medeniyetlerin halka topuzlu kılıçlarından ayırdığına dair bilgilere yer verirken aynı zamanda onların öyle eşi benzeri olmayan kılıçlar olup günümüzden yaklaşık 1000 yıl önce onları hangi etnik ya da paralı asker grubunun kullandığını belirlemenin hiç kolay olmadığını da dile getirdiler.

Arkeologlar, kılıçları imparatorluğun başkenti Konstantinopolis ile İznik ve Ancyra (günümüz Ankara) gibi diğer büyük şehirler arasında önemli bir kavşak konumundaki bir Bizans şehri olan Amorium’da gün yüzüne çıkardı. Amorium aslında geçici bir askeri üs olarak faal olsa da daha sonra Arapların MS 838 yılında şehri fethetmeleri de dahil olmak üzere Arap kuşatmalarına karşı bölgenin ilk savunma hattı olarak kullanıldı.

Araştırmacılar, Amorium’da 1988’den beri her iki kılıcın da bulunmasına vesile olan sistematik kazı çalışmaları sürdürüyor. İlk kılıç 1993 yılında parçalanmış ve paslı halde bulunurken ikincisi ise sekiz yıl sonra şehrin alt bölgesinde yer alan bir kilisenin avlusunda tarih sahnesiyle buluşturuldu. Her iki kılıç da Orta Bizans Dönemi’ne (MS 843-1204) denk gelen 10. ve 11. yüzyıla tarihleniyordu.

Selanik Aristoteles Üniversitesi’nden Bizans arkeolojisi alanında master derecesine sahip bağımsız araştırmacı ve çalışmanın lideri Errikos Maniotis’e göre; o zamanlarda kutsal yerlere herhangi bir silah bırakma yaygın bir durum olduğu için şu an herhangi bir kilisede bir kılıç keşfetmek tuhaf bir şeymiş gibi düşünülebilir.

Ayrıca, kılıcın kiliseye savaş amaçlı değil bilakis- tanrı(lar), dini önderler veya kurumlar uğruna özel bir eşya niteliğinde bilerek bırakılıp adak eşyası olarak koyulduğu da ihtimaller arasında. Maniotis, Live Science için verdiği bir E-Mail demecinde; “Tarihi kaynaklara göre kiliselerdeki kılıçların adak amaçlı koyulduğu biliniyor” sözlerine yer verdi.

Maniotis bunu; MS 913-959 yılları arasında Bizans imparatoru Konstantin VII. Porphyrogennetos’un, Aziz Theodore Teron’un kalkanının onu onurlandırmak için bir Bizans kilisesinin kubbesinin altına kutsal bir emanet olarak asıldığı örneğiyle açıkladı.

Maniotis, kiliselere konulan kılıçların kutsal savaşçılarla bir bağı olduğunu fark ederken aynı zamanda Iveron Manastırı’nda muhafaza edilen zincir zırh gibi, Yunanistan’da yer alan Athos Dağı’ndaki manastırlarda silah depolarının olduğundan ve tüm bunlardan hareketle bu kılıcın, sahibi tarafından kilisenin diğer eşyaları ile birlikte kilise için bir adak özelliği taşıyabilme ihtimalinden bahsetti.

İlgili Yazılar

Maniotis ve çalışma arkadaşı Zeliha Demirel-Gökalp, şehrin aşağı bölgesinde bulunan ikinci kılıcın 5,5 inç (14 cm) uzunluğunda bir kola ve en az 24 inç (61 cm) uzunluğunda çift kenarlı bir bıçak ağzına sahip olduğu bilgilerine çalışmalarında yer verdi. Amorium’daki kazı çalışmasının şefi Gökalp, aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Sanat Tarihi bölümü Bizans Sanatı Anabilim Dalı’nda profesör olarak görev yapıyor.

Bir Bizans şehri Amorium’un alt bölgesinde keşfedilen topuz başlı kılıcın fotoğrafı (Fotoğraf: Amorium Kazı Projesi)

Araştırmacılar; bu kılıcı boyutunun, bir Bizans askerinin onu savaş sırasında ikincil bir opsiyon olarak kullandığına işaret ettiğini söylüyor.

Her ne kadar halka topuzlu kılıçlar Bizans’ta çok nadir olarak kullanılsa da diğer kültürlerde oldukça tanınan bir şeydi. Bilinen en eski halka topuzlu kılıcın izi MÖ 220-206 yıllarında Çin’deki Han Hanedanlığına ve kullanımı da İskit ve Hunlara kadar yayılım gösteriyordu. Bu tipte kılıçlara diğer kültürlerde de rastlamak mümkün. Bu kültürler için Orta Asya’da yaşayan Sarmatyalıları ya da kullanmayı muhtemelen Sarmatyalı paralı askerlerden öğrenen Romalıları örnek verebiliriz.

Daha önce keşfedilen kılıçlardan farklı olarak kilisede bulunan bu kılıç, kolun sonundaki bıçağa dik olarak yerleştirilen bir metal parçasının bir balçak gibi göründüğü bir yapıya sahiptir. Balçak, eski kılıçları tanımlamak için sıklıkla kullanılır. Araştırmacılar bu kılıcın zırhlı bir balçağa benzediğini ve onun bu ve diğer özelliklerinin daha önce hiçbir kılıçta görülmediğini ki bu durumun onu türünün tek örneği yapan bir gerçek olduğunu dile getirdiler.

Kılıçlar o kadar sıra dışı bir görünüme sahipti ki araştırmacılar onun bu tasarımına “Halka Topuzlu Hibrit Bizans Kılıcı” olarak yeni bir isim vermeyi önerdiler. Onların Amorium’da yan yana bulunmaları gerçeği göz önüne alındığında şehirde muhtemelen bir silah odası olduğunu ya da bunun yalnızca tesadüfi bir durumun ürünü olabileceğine de araştırmalarında yer verdiler.

Amorium’daki kazılar Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu ile Anadolu Üniversitesi tarafından da destek görüyor. Çalışma aynı zamanda Aralık 2021’de bir Sanat Tarihi dergisinde yayınlandı.

Çeviri: İsmail Çiçek

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More