Birçok antik uygarlık ruhların ağaç, dağ ve taş gibi kutsal olduğuna inanılan yerlerde yaşadığına inanmıştır. İşte bunların bir örneği de Karelia’da, Samilerin kutsal kabul ettiği gizemli Vottovaara Dağı’dır. Aynı zamanda antik bir pagan bölgesi olan Karelia günümüzde de, neo-paganlar tarafından ziyaret edilmeye devam etmektedir.
Karelia, Kuzey Avrupa’da Finlandiya, Rusya ve İsveç için her daim tarihi önem taşıyan bir bölge olmuştur. Bölgede yapılan arkeolojik çalışmalarla birçok büyüleyici kaya oyması ortaya çıkarılmıştır. Avrupa’nın ikinci en büyük gölü olan Onega Gölü’nün doğu kıyısında, kayalar üzerine 5 ve 6. yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin edilen 1200 civarında yontma resim keşfedilmiştir.
Onega petroglifleri olarak bilinen bu eserlerde, kayaların, tarih öncesi döneme ait birer sinema gibi, etkileyici özel ışık oyunları oluşturacak biçimde incelikle yontulduğu görülmektedir.
Karelia’da bulunan ilgi çekici bir başka yer de, Sukkozero Gölü’ne 20 kilometre uzaklıktaki Vottovaara Dağı’dır. Dağ, bölgede dağınık halde bulunan tuhaf görünümlü kayalarıyla ünlüdür. Seida, Seyda veya Seid (Fin dilinde Seita) olarak bilinen bu kayalar, Kuzey Avrupa’nın en eski kültürü olan Sami kültürünce kutsal kabul edilmiştir.
İsveç, Fin ve hatta Viking kültürleri ortaya çıkmadan önce İskandinavya nüfusunu Samiler (önceden kullanılan adıyla Saemieh) oluşturmuştur. Sami halkının konuştuğu dil de Fince, Macarca ve Estonca gibi dillerle birlikte Ural dil ailesinin bir üyesidir. Ancak ilginç bir şekilde Norveççe ve diğer Hint-Avrupa dilleri ile Sami dili arasında bir ilişki bulunmamaktadır.
İlgili Yazılar
Vottovaara’daki seydaları ilginç kılan özellik ise, 10.000 yıl önce buzulların çekilmesinin ardından doğal yollarla oluşmalarına rağmen, incelikle insan eliyle kesilmiş gibi görünmeleridir. Oldukça büyük boyutlarda olabilen seydalar genellikle hafif eğimli kayalıklı yamaçlarda bulunmaktadır.
Eski Sami halkı seydaların kutsal olduğuna ve içlerinde ruhların yaşadığına inanmıştır. Hristiyanlık öncesinde geleneksel Samilerin inançları şamanlık ve animizm uygulamalarına dayanmıştır.
Canlandırmacılık (animizm) inancına göre doğadaki hayvan, bitki, taş ve benzeri önemli nesneler birer ruha sahiptir. Samilerin bazı ruhların varlığına inanmış olması da bu inancın doğal bir sonucudur.
Çeviren: Begüm Kurnalı
Kaynak
ancientpages