Gizemli Yeşil Kaya’nın Bulunduğu Hattuşaş Antik Kenti
Belki de Hattuşaş ile özdeşleşen bir özellik olan, bir zamanlar Büyük Tapınağın bulunduğu alandaki devasa yeşil bir kaya da büyük bir bilinmezlik içerisinde... Sizler için bu gizemli kayayı yazdık.
Hattuşaş antik kenti, megalitik taşlara, sfenkslere, Aslanlara, gizemli yeşil taşa, andezit bloklar üzerinde lazerle yapılmış gibi duran sondaj deliklerine ve dünyanın her yerinde ve Güney Amerika’da bulunan arkeolojik bulgulara da ev sahipliği yapmaktadır.
Bu muhteşem şehrin görkemli kalıntıları, Türkiye Boğazkale’ye yakın bir yerde bulunmaktadır. Boğazkale, Geç Tunç Çağı’nda Hitit İmparatorluğu’na başkentlik yapmıştır.
Şehrin geniş ormanları ve verimli arazileri olmasına rağmen bulunduğu yerin iki sorunu vardı: Nehir taşımacılığını engelleyen, gidiş gelişe uygun olmayan nehirler ve barbar Kaşkalara yakın yerde bulunmaktı. Tarihi raporlara göre Kaşkalar, Hattuşaş için kalıcı ve sürekli bir tehdit oluşturmaktaydı.
Hititlerde Ölü Gömme Geleneklerini Merak Edenler Bu Yazımıza Bakabilir
Hititler’in Kökeni
Hititler şehri işgal ettikten sonra insanlar bir bilinmezliğin de içine düşmüşlerdir.
Hitit İmparatorluğu küçük değildi, hatta Boğaz Köprüsünden günümüz Suriye’sine kadar uzanmaktaydı.
Bu eski uygarlık, Yakın Doğu’nun önemli bir süper gücüydü ve askeri akınları eski Mısırlılar gibi diğer büyük güçleri de kışkırtmıştı.
Uzmanlar Türkiye’deki birçok eski metni ortaya çıkararak, eski zamanlarda Mısırlılar ve Hititler arasında yoğun bir diplomatik ilişki olduğunu göstermiştir.
Alandaki en önemli bulgulardan biri, kil tabletlerinde bulunan çivi yazısıyla yazılmış ve Boğazköy Arşivi olarak da bilinen kraliyet arşivi olmuştur.
Bu eski belgeler, resmi yazışmalar, sözleşmeler ve kanun kodlarından oluşmaktadır. Arkeologlar aynı zamanda bunların arasında ibadet törenleri, kehanet ve eski Yakın Doğu edebiyatı için de kurallar dizini keşfetmişlerdir.
Kazı alanında bulunan ve şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenen en önemli antik tabletlerden biri, Kadeş Savaşından sonra Hitit ordusu ve II. Ramses arasında M.Ö 1259 veya 1258’de yapılan barış antlaşmasının şartlarını detaylı bir şekilde göstermektedir.
Bu tarihteki ilk barış antlaşmasıdır ve bilinen en eski uluslararası barış antlaşmasına örnek olarak New York’da bulunan Birleşmiş Milletler’de bir kopyası sergilenmektedir.
Hitit Şehirleri Yazımızı Mutlaka İncelemelisinz
Arkeolojik Kazılar
Bölgede yapılan ilk kazılar, Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün şehirdeki kalıntılar üzerine çalışmaya başladığı 1906 yılına kadar uzanmaktadır. Çalışmalar ise şimdiye kadar kesintisiz bir şekilde devam etmektedir.
Araştırmacılar, Hitit kültürü çalışmalarının ana kaynağı olan Luvice veya Akkadça gibi birçok dilde yazılmış çok sayıda kil tablet ortaya çıkardılar.
Şu ana kadar bulunan kalıntılar, imparatorluğunun ihtişamını göstermek için birçok antik tapınağı yenileyen ve o dönemin refahından ve imparatorluğun askeri gücünden yararlanan son Hitit hükümdarlarının saltanatına uymaktadır.
Hititler Dönemi Tıp Uygulamalarını Bu Yazımızda Bulabilirsiniz
Şehrin İyi ve Kötü Zamanları
Bu antik şehir oldukça çalkantılı dönemlerden geçti.
Başlangıçta Hattuşaş, Hint-Avrupa dil ailesinden olmayan Hatti tarafından kurulmuştu. Ancak Anitta döneminde (MÖ XIIl. yy), Anitta’ya karşı isyan eden aristokratlara ev sahipliği yapmış ve bu nedenle de yıkılmıştır.
I. Hattuşili şehri yeniden inşa edip, Nesa’nın aleyhine onu başkenti yapmıştır ve kendi adından yola çıkarak şehrin adını Hattuşaş olarak belirlemiştir.
Mısırlılara karşı kendini daha iyi savunmak için başkenti Tarhuntassa’ya taşıyan II. Muvatalli dışında Hattuşili’nin tüm varisleri başkenti değiştirmemiştir. Zaten II. Muvatalli’nin bu yer değiştirmesi fazla uzun sürmemiş ve oğlu III. Murşili başkenti tekrar Hattuşaş’a taşımıştır.
Hitit tarihinin değişmezlerinden biri de Kaşkalar tehdidi olmuştur. Kaşkalar ilk olarak II. Hantili zamanında ortaya çıkmış ve I. Arnuvanda zamanında başkenti ele geçirmişlerdir. Hititler ise mecburen III. Tuthaliya’nın şehri tekrar kurtarmasını beklemek zorundaydılar.
Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra (M.Ö 1200 civarı) Hattuşaş ortadan kaybolmuştur ve şehri Kaşkaların ya da Frig kabilelerinin yok ettiğinden şüphe duyulmaktadır.
Tevrat’ta Geçen Hitit İsminin İncelemesine Buradan Ulaşabilirsiniz
Ancak bunlar yalnızca şüphe.
Hitit İmparatorluğu aniden yok oldu.
Hattuşaş’ın yıkılmasından sonra kazı alanı, modern zamanlarda yeniden keşfedilene kadar izole kalmıştır.
İlginç bir biçimde bilim insanları, Hattuşaş’ın yıkıldığı zamanla aynı zamanda Yakın Doğu’nun diğer büyük şehirlerinin de yıkıldığını göstermiştir. Uzmanlar yoğun bir ateşin, Hattuşaş kentini ve bölgedeki diğer alanları dize getirdiğini ileri sürmektedir.
Büyük merkezler, gizemli bir şekilde yanıp kül olmuştu. Filistin şehirleri, Suriye kaleleri ve eski Mısır şehirlerinde bulunan deltalar bile küle dönmüştü.
O zamanlar, tam olarak ne olduğuna ve güçlü şehirleri yok eden bu silahlara ne tür bir ordunun sahip olduğuna dair bir bilinmezlik vardı.
Bazı bilim insanları, bu şehirlerin işgalci ordular tarafından yakılmadığını fakat Dünya’dan olmayan bir güç tarafından yok edildiği konusunda tartışmaktadırlar.
Hattuşaş şehri, Tunç Devrinde varlık göstermiş Yakın Doğu şehirlerinde ya da antik dünyanın herhangi bir yerinde bulunan en güçlü savunma duvarları arasında olduğu düşünülen ve aşılması zor duvarlara ev sahipliği de yapmıştır.
Bu, belki de Hattuşaş kentinin geçmişte bir kuyrukluyıldız veya asteroit etkisiyle yok olup olmadığına dair yapılan incelemeleri ortaya koymuştur.
Hattuşaş şehrinin en tepesi bile 50,000 nüfusa sahipti.
Hitit Dönemi Ritüellerine Buradan Ulaşabilirsiniz
Taş Yığmayla İlgilenen Uzmanlar
Hattuşaş antik kentini inşa edenler, taş duvar konusunda ileri derecede gelişmişlerdi. Taşçılık konusunda ileri seviyede olduklarının kanıtları bugün tüm kalıntıların üzerinde bulunabilir.
Hattuşaş’ta bulunan Büyük Tapınak, farklı bir megalitik yapıya sahip olduğu için dikkat çekicidir. Tabanı masif andezit taşından yapılmıştır. Kullanılan diğer öğeler arasında 6-8 metre arasında değişen ve 50 tondan daha ağır büyük taşlar vardır.
Bazı yazarlar Büyük Tapınak’ın bazı unsurlarının, dünyanın bir ucunda Peru’da bulunan Coricancha tapınağında kullanılan öğelere nasıl benzediğini anlattılar.
Ama belki de taş yığmayla ilgili en önemli gizem, tüm kazı alanında bulunan esrarengiz sondaj delikleridir.
Alanda mükemmel şekilde delinmiş çok sayıda sondaj deliği bulunmuştur. Şehri inşa edenlerin andezit taşındaki neredeyse mükemmel bu delikleri nasıl yaptığı konusunda büyük bir bilinmezlik mevcuttur.
Ayrıca, sondaj deliklerinin amacının ne olduğu konusunda da kesin bir açıklama yoktur.
Alandaki bazı büyük taşlar arasında düzinelerce sondaj deliği bulunmuştur fakat amaçları bilinmemektedir.
Belki de Hattuşaş ile özdeşleşen bir özellik olan, bir zamanlar Büyük Tapınağın bulunduğu alandaki devasa yeşil bir kaya da büyük bir bilinmezlik içerisindedir.
Bu esrarengiz taş, kökeni konusunda anlaşamayan uzmanlar arasında bir tartışma konusu olmuştur. Bazıları gizemli kayanın Kadeş Barış Antlaşmasından sonra II. Ramses’ten bir armağan olduğunu ileri sürmektedir. Ancak bunu gösteren eski bir metin olmadığı için bu teori henüz kanıtlanamamıştır.
Yeşil Taş, neredeyse ayna gibi olana kadar mükemmel şekilde parlatılmıştır.
Taş, ışığı yansıtır ve dokunan birçok insan taşın garip enerjiler verdiğini söylemektedir.
Birçoğu da yeşil taş antik tapınağın içinde bulunduğu için, dini bir işlevi olabileceğini iddia etmektedir.
Çeviri: Samet Kılıç
Hatti Uygarlığı Ve Hititlerin Lanetli Şehri: Hattuşaş