Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Arkeoloji Neden Kazmaktan Daha Fazlası?

Tecrübelerimize göre birçok insan genel olarak arkeolojinin sadece toprak kazmak olduğunu düşünüyor ve muhabbet her zaman "bulduğun en değerli şey neydi?" sorusu ile devam ediyor.

2 2.727

Tecrübelerimize göre birçok insan genel olarak arkeolojinin sadece toprak kazmak olduğunu düşünüyor. Yabancılara karşı bu konuda ikna olduğunuzu kabul ettikten sonra her zaman “Bulduğun en iyi şey neydi?” sorusu gelir. Sonra onlara kütüphane arşivlerinde ortaya çıkardığınız harika bir mürekkep ve suluboya haritasından veya okaliptüs çalılarında tökezlediğiniz yerdeki eski ören yerinden bahsettiğinizde ve nasıl kendilerinden geçtiklerini görürsünüz. İnsanlar her zaman medyada sıklıkla göreceğiniz parlak metallerden, iskeletlerden, çanak çömleklerden bahsedildiğini duymak isterler. Bu tür şeyler, arkeolojinin sadece kazı sürecinden oluştuğunu düşündürterek yanıltıcı bir izlenim bırakmaktadır.

Evet, Mala ve kürek arkeolojik alet çantasının önemli parçalarıdır ve temel disiplin tanımımız yani: “İnsanlıktan kalan materyallerle tarihimizi anlamak” olduğuna göre geçmişle etkileşimde bulunmanın birçok yolunu kullandığımız anlamına gelir.

Yerdeki Çukur

Elbette, yerde düzgünce açılmış bir çukur kadar başka hiçbir şey insanların dikkatini çekmez. Ancak spot ışıklarının altında sıklıkla gözden kaçan nokta şudur ki; kazı, kapsamlı araştırma, planlama ve tasarım süreçlerinde sonraki nihai sonuçtur. Araştırma ortamında kazılara, başka kanıt akışlarının olmaması ya da sadece düşük düzeyde olmasıyla karar verilmektedir. Aynı şekilde, kanıtların toparlanması için bir ören yerinin tamamen veya kısmen kaldırılması da ilerlemeyi yavaşlatabilir. Kazı ihtimali zayıf veya uygun araştırma hedeflerinden tamamen çıkarılırsa, sonuçlar ve dolayısıyla tüm çalışmanın net yararı tamamen kaybolmasa da azalır. Bu, mala henüz toprakla buluşmadan önce belgesel arşivlerinin, sözlü tanıklığın ve kalan manzaranın kendisinin özellikle tarihsel arkeologlar için çok şey ortaya çıkarabileceği anlamına gelir.

Kazıdan Önce Çok İş Var

Tarihsel arkeologlar için bir kazı planlanmadan önce bile, dikkate alınmayan geniş çaplı araştırmaları da kapsayan yoğun bir çalışma süreci vardır.

Kendi özel çalışma alanımızda, Avustralya’nın 1788-1868 arası hükümlü sisteminin tarihi arkeolojisine dair herhangi bir arkeolojik sürecin başlamasından önce sorgulanması gereken çok sayıda belgesel kanıt bulunur. Örnek olarak, Tazmanya Arşivleri ve Miras Ofisinde, 1824-36 dönemine ait yazışmalar, raporlar, tablolar, günlükler, gazeteler, haritalar, planlar, çizimler ve fotoğraflardan oluşan hükümlü geçmişleri hakkında zengin bilgileri içeren 35 metre raf alanı kaplayan resmi yazışma kayıtları yer alır. Bu materyaller, insanların birbirleriyle, mekanlarla, alanlarla ve diğer şeylerle nasıl etkileştiklerini sorgulamak için kullanılabilir ve bir sonuca varılabilir.

Hükümlü İşçi Deneyimi

İlgili Yazılar

Bir yıldan fazla süredir Tazmanya Yarımadası’ndaki 1830-1877 arasında hükümlü olan işçilerin deneyimini anlamak için hem insan eliyle inşa edilen hem de doğal manzaranın kanıtlarından faydalanarak Üretim ve Ceza Manzaraları adlı araştırma projesi içindeyiz.

En kalabalık olduğu sırada, yaklaşık 4.000 hükümlü ve özgür insan yaşadığı ve bu insanların sıradan günlük aktivitelerinin, bizim tarihsel araştırma, uzaktan algılama ve arkeolojik alan araştırması kullanarak bulduğumuz ve analiz ettiğimiz günümüz manzarasında izler bıraktığı bu ceza yarımadasında; hükümlü işçilerin yaşadığı, çalıştığı alanlara ulaşmak için LiDAR (Işık Algılama ve Aralıklandırma, bir 3D haritalama biçimi) kullanılarak incelenmiş ve geniş alanların haritaları çıkarıldı. Bu haritalarda; taş ocakları, testereleri, kömür yakma standları, tuğla çukurları, tramvayları, yollar ve patika yollar, ekili alanlar ve sınırlar yer alır.

Hiç Toprak Rahatsız Edilmedi

Bir çime bile zarar vermeden, uzun zamandır uykuda olan tarihi manzaraları yeniden yaratıldı. Hükümlüleri ve onların emeklerini ortaya çıkarılan için tarihsel veri kayıt sistemiyle aracılığıyla gün ışığına çıkan bu bilgiler, hüküm altında bulunanların yaşamları ile ilgili kayıtlarının yanı sıra, emeklerinin ürünlerini ve üretim süreçlerine dair istatistikleri de içerirken, bu ham veriler bize, mahkumların tuğla yapımı, kumtaşı ocakçılığı, kireç yakma ve kereste elde etme gibi endüstriyel işlerde görev aldığını gösterirken binlercesinin de deri, kereste ve metal işleri ürünlerini ürettiğini göstermektedir. Kayıtlar ayrıca hükümlü ve özgür yerleşimcileri zaman ve mekâna geri yerleştirerek, onları emek sarf ettikleri yerlere ve ürünlerine yeniden bağlar.

Kazı, proje geliştikçe kanıtlarımızı elde etmek için kullanılan arkeolojik yöntemlerden biri olabilir – ancak diğer tüm araştırma yollarını tükettikten sonra.

Kontrollü imha

Arkeologlar olarak, arkeolojik bir araştırma olan kontrollü imha sürecinin mümkün olan en yüksek araştırma getirisine sahip olmasını sağlamakla yükümlüyüz. Bu gerekli süreç olmadan, çalışmalarımız araştırma çerçevesinden kopar. O zaman kazılar, çok az araştırma değerinin elde edilebileceği pahalı ve yönsüz hazine avlarına dönüşür.

Arkeologluk mesleği – ister akademik, ister ticari ya da kamu sektöründe çalışan olsun – kazıdan daha fazlasıdır. Daha önce gelenlerin yaşamlarını anlamadaki temel görevimize yardımcı olmak için kullanılabilecek çeşitli beceri ve teknikleri kapsar.

Çeviri: Ayşegül Atalay

Kaynak heritagedaily

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

2 Yorumlar
  1. Charlesoxymn diyor

    Arkeoloji hakkında bizi aydınlattığınız için teşekkür ederiz.

  2. RodneyRon diyor

    Gerçekten çok güzel açıklamışsınız. Severek takip ediyorum.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More