Arkeologlar, 1940’larda 2.000 mahkûmun barındığı Shropshire’daki bir İngiliz savaş esiri kampının büyüleyici kalıntılarını ortaya çıkardılar.
Alman askerleri, Oswestry yakınlarındaki Park Hall askeri kampının yakınında hapsedildi. Kasabanın güneyindeki A5 / A483 kavşağının milyonlarca sterlinlik yenileme çalışmalarının devam ettiği Mile End’de kazılar yapılıyor.
Kazıları yürüten Wessex Arkeolojisi uzmanları, buldukları kanıtların kampın 1940 ile 1948 yılları arasında kullanıldığını gösterdiğini ve bunun onlara Shropshire’da bir savaş esiri olarak yaşamın nasıl bir şey olduğuna dair bir fikir vereceğine inandıklarını söylüyor.
Buluntular arasında dolu bir Alman tabancası ve kullanılmış 303 tane merminin yanı sıra Wrexham’daki şu anda artık olmayan Border Breweries bira şişeleri de dahil olmak üzere rahatlık belirtileri vardı. Wessex Arkeoloji proje yöneticisi John Winfer şunları söyledi: “Açıkladığımız şey, mahkumlar için (nispeten) bazı rahat koşulların şaşırtıcı kanıtlarıdır”.
“İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’daki birçok esir kampını ziyaret eden Kızıl Haç’ın, Mile End kampındaki koşulları değerlendirmek için geldiğini belgesel araştırmalarımızdan biliyoruz.
“Ziyaret raporu, ortaya çıkardığımız arkeolojik kanıtlarla desteklenen, mahkumlara sunulan çeşitli tesislerin ve faaliyetlerin altını çiziyor.”
Mahkumların spor sahalarından, müzik performanslarından, ışıklara ve ısıtmaya güç verecek elektrikten, kamptaki herkes için yeterli tuvaletten, birkaç sıcak ve soğuk duştan, lavabodan yararlandığını söyledi. Mahkumların birçoğunun marangoz atölyelerinde çalıştırıldığını ve genç mahkûmlara kampın okulunda okumak için izin verildiğini söyledi.
Bay Winfer, “Kampı yönetenler daha geniş bir konaklamanın tadını çıkardılar ve çalışmalarımız bira bardaklarının eşliğinde askeri baskılı seramik sofra takımlarını ortaya çıkardı. Bütün bunlar, bir savaş esiri kampının medeni ve oldukça beklenmedik bir resmini çiziyor,” dedi.
Kampta yaşayanlara dair daha kişisel bilgiler veren eserler arasında kurşun alaşımlı bir oyuncak deve ve diş fırçaları da dahil olmak üzere tuvalet malzemeleri yer alıyor. Ancak arkeologları en çok heyecanlandıran, bir Alman askerine ait alüminyum metal kimlik etiketidir.
Bay Winfer şunları söyledi: “Bu, çok fazla potansiyele sahip ilgi çekici bir bulgu. Savaş sırasında ölüm durumunda, etiket kopmuş olurdu bir yarısı daha sonra teşhis edilmek üzere cesetle birlikte gömülür ve diğeri kayıt için birim yöneticilerine verilirdi”.
“Bu durumda, söz konusu Alman savaş esirinin 3. Bölük olan Landesschützen Taburu XI / I’e ait olduğunu ve bu mahkûmun Eylül 1939’dan 1940’a kadar savaşın başlarında yakalandığını gösteriyor”.
“Seri numarasını da biliyoruz, bu yüzden hikâyenin tamamını ortaya çıkarmak için daha fazla araştırma yapacağız.”
Çeviri: Büşra Şenel