Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Beni Hammad Kalesi: Kalıntılar, Ortaçağda Cezayirli Müslüman Bir Hânedanın Düşlerine Tanıklık Ediyor

Günümüze sadece harabe halindeki kalıntıları ulaşmış bulunan Beni Hammad Kalesi, bir zamanlar Cezayir tarihindeki önemli statüsüne tanıklık ediyordu.

Beni Hammad Kalesinin kalıntıları
0 1.657

Günümüze sadece harabe halindeki kalıntıları ulaşmış bulunan Beni Hammad Kalesi, bir zamanlar Cezayir tarihindeki önemli statüsüne tanıklık ediyordu. İnsanlar başka yerlerde başka fırsatlar aramaya başlamadan ve bir zamanlar korunaklı bir kale olup terkedilmekten ve kısmen de olsa harabeye dönüşmeden önce, bir Ortaçağ kalesi ve yerel hanedanın başkenti olarak ihtişamlı dönemler yaşamıştır.

Beni Hammad Kalesini Kuranlar Kimlerdi?

Beni Hammad’ın “El-Kal’a”sı (Kalesi) olarak da bilinen site, Mağrip’in Cezayir bölgesinde, Maadid kasabası yakınlarında müstahkem bir şehirdir. Cezayir’in başkenti Cezayir’in 225 km güneydoğusundadır. Beni Hammad ve El-Kal’anın tarihsel bağları vardır. 10. yüzyılın 2. yarısında, Ifrikıyye’nin bir parçası olan Cezayir, Fâtımi Hilafetinin kontrolü altındaydı. Fâtimiler, Mehdiye’den (Tunus) yeni başkentleri Kahire’ye geçtiklerinde, kendi yeni destekçilerinden biri olan Bulluggin bin Zirî’yi de vekilleri olarak atamışlardı. Bullugginler, Cezayir kentini ve Zirid Hanedanlığını kurmuş olan ailedir.

Beni Hammad Kalesi, Cezayir

Bulluggin 984’te öldüğünde, yerine oğullarından Mansur bin Bulluggin geçti. Mansur’un kardeşlerinden Hammad bin Bulluggin, Merkez Mağrip valiliğine atandı. Başkent olarak hizmet veren Beni Hammad Kalesini kuran işte bu Hammad’dı. Hammad, bu müstahkem şehirden itibaren çevre üzerindeki hakimiyetini ve gücünü artırdı. 995’te Mansur öldü ve yerine oğlu Badis bin Mansur geçti.

Hammad’ın, merkezi Mağrip’te gittikçe artan etkisi üzerine yeğeni, haklı olarak endişelenmeye başladı. 1014’te Hammad, Sünni Mezhebine geçti ve Fâtımilerin hasmı olan Abbasi Hilafetinin destekçisi oldu, kendi hanedanlığını kurdu. Bunun sonucunda, Ziridler Hammadilere karşı savaş açtı ve 1017’de kaleye saldırdılar. Ancak Hammadiler kuşatmaya direndiler, daha sonra Ziridler  bağımsızlıklarını tanıdılar.

Beni Hammad Kalesinin Mimari Özellikleri

Başa gelen yöneticiler, Hammadî Hanedanlığının başkenti olan Beni Hammad Kalesine bir çok anıt eser kazandırmıştı. Müstahkem kentin en etkileyici yapılarından biri Ulu Camii idi. Bu, Cezayir’in en büyük ikinci cami (en büyüğü Mansûre Camii) idi ve minaresi  ise ülkedeki en eski ikinci minareydi (en eskisi Sîdî Bû Mervân Camisinin minaresi). Ulu Camii’nin ibadet bölümünde her biri 8 nişli 13 koridor bulunur.

İlgili Yazılar

Şehirdeki bir diğer dikkat çekici yapı da, hükümdarın ikametgâhı olarak hizmet veren Dal El-Bahr’dır (anlamı “Göl Sarayı”). Burası köşkler ve bahçelerle ayrılmış bir yerleşim kompleksiydi. Bu saray, adını kompleksin içindeki dikdörtgen havuzdan almıştır. 67 x 47 metre ölçülerindeki bu havuzda, tiyatro oyunları ve spor etkinliklerinin yapıldığı bir platform da vardı. Dal el-Bahr ve Ulu Cami, şehrin ve Hammadi Hanedanlığının yaşamış olduğu ihtişamın günümüze gelen kanıtlarıdır.

Tunus Büyük Keyrevan Camisi, Eklemeli Panoraması (MAREK SZAREJKO/ CC BY SA 2.0 ) Beni Hammad Kalesindeki Ulu Camii benzer bir tasarıma sahiptir

Yıkılması ve Yeni Durumu

Ancak bu durum 1090’da sona erdi. 1045’te, Zirid Hanedanı emiri  el-Mu’izz, saf değiştirip Fâtimilerden Abbasilere döndü. Buna karşılık olarak, Fâtimiler, Arap göçebe kabilelerden Benî Hilâl’i  Ziridlerin üzerine gönderdi.

Kalenin yeniden oluşturulmuş şekli

Benî Hilâl,1090 yılında, Beni Hammad Kalesini tehdit etti ve sakinlerini şehri terk etmeye zorladı. 1152’de, Hammadi Hanedanlığı’nın son hükümdarı Yahya, merkezleri Fas’ta bulunan Muvahhidlere teslim oldu. Muvahhidî hükümdarlar kaleyi kısım kısım parça yıkmaya başladılar.

Günümüzde Beni Hammad Kalesine ait kalıntılarının bulunduğu yer bir turizm bölgesidir. Ayrıca, 1980’de, “Hammadî medeniyetinin büyük zarafeti, özgün mimari ve Kuzey Afrika’nın saray kültürüne tanıklık etmesi” nedenleriyle UNESCO Dünya Mirası listesine alınmıştır.

Kale kalıntıları

Çeviri: Sinan Akbaytürk

Kaynak Ancient-Origins

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More