Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Krater Gölü Ulusal Parkı: Efsaneleri ve Gizemleri

Kuzeybatı Amerika'nın yaşlı ormanlarının derinliklerinde doğal güzelliğin göz alıcı bir mücevheri yer alıyor. Derinliğiyle, canlı renkleriyle ve kristal görünümlü berraklığıyla nam salmış bir doğa harikası: Krater Gölü.

0 2.059

Kuzeybatı Amerika’nın yaşlı ormanlarının derinliklerinde doğal güzelliğin göz alıcı bir mücevheri yer alıyor. Derinliğiyle, canlı renkleriyle ve kristal görünümlü berraklığıyla nam salmış bir doğa harikası: Krater Gölü. Kraterin küllerle yükselen gri kenarları, onu çevreleyen yaşlı ormanın yeşilliğine zıt bir ton oluşturuyor. Yoğun kar ve yağmurlar hareketsiz krater çukurunu saf mavi sularla dolduruyor. Dünyanın bu jeolojik harikasına insanlar “Derin Mavi Göl” ve “Cadı Kazanı” gibi isimler koymuş. Yerli Amerikalılar arasında konuşulan Klamath dilinde ise “giiwas” terimi kullanılmış olup, kabaca “kutsal yer” anlamına gelmektedir zira Krater Gölü Milli Parkı doğanın bir harikası olmasının yanı sıra Yerli Amerikalılar için kutsal bir yerdi. Tüm bunların dışında  bugüne kadar gölün çevresinde kaybolma, intihar ve cinayet gibi birçok garip ve açıklanamayan olaylar silsilesi meydana geldi.

Krater Gölü

Jeologlar Krater Gölü’nün, Mazama Dağı’nın volkanik olarak aktif olduğu zamanlarda yıkılması ve çökmesi sonucu ortaya çıktığına inanıyorlar. Amerika Birleşik Devletleri’nin en derin gölü ve gezegenindeki en derin göllerden biri olan Krater Gölü, ortalama 1000 fit (304 metre) derinliğiyle dünya çapında üçüncü sırada ve en derin noktası (2000 fit/610 metre) ile gezegendeki tüm göller arasında dokuzuncu sırada yer alıyor.

Kaplıcalar ve fümeroller (doğal gazları tahliye eden jeotermik boşluklar) kraterin kenarını süslüyor ve volkanolojik araştırmalar, bu boşlukların derinliklerinde hâlâ devam eden hidrotermal aktivitelerin olduğunu gösteriyor. Öte yandan volkanik dağ zirvesini çökerttiğine inanılan şiddetli patlamanın yakın bir zamanda, M.Ö. 4600 civarında meydana geldiği düşünülüyor.

Krater Gölü Ulusal Parkı’ndaki Sihirbaz Adası

Sihirbaz Adası

Sihirbaz Adası, Krater Gölü’ndeki iki küçük adadan biridir. Bu küçük ada, kusursuz bir silindirik koni biçimindedir ve sihirbazların sivri şapkalara benzediği için sihirbaz olarak adlandırılmıştır. Kayalık silindirin etrafını saran sisle birleştiğinde, ada bir büyücünün şapkasını ve beyaz, uzun sakalını andırıyor.

Sihirbaz Adası yıllar içinde kendine özgü bir gizem geliştirdi. Park içindeki birçok bekçi, parkın tamamen ıssız olduğu gecelerde adada insan görünümlü figürlerini ve yanan ateşleri gördüklerini iddia ettiler. Neredeyse tüm bekçilerin aynı durumdan bahsetmesi üzerine adaya araştırma yapmak için giden ekip anlatıldığı gibi figürlerin ve ateşlerin olmadığı sonucuna vardılar.

Gölün İhtiyarı: Suyun üzerinde dik bir şekilde duran ve başka güçlere bağlı gibi görünen garip bir ağaç kütüğü

Hayalet Gemi Adası

Hayalet Gemi Adası, Krater Gölü’ndeki iki adadan diğeridir. Bu ada, göl yüzeyinin yaklaşık 160 fit (49 metre) yüksekliğinde bir dizi sivri uçlu kayalıklardan oluşmaktadır.

Tepe noktaları keskin, açısal iniş-çıkışlarıyla ve sıvı yüzeyinde tek başlarına duran bu sivri uçlu kayalar belli belirsiz bir geminin direklerini andırmaktadır. Sis içeri girip kalderanın dışına tırmandığında, gemi görünüşlü bu kayalıklar ürkütücü bir şekilde kayboluyor ve ardından yeniden ortaya çıkıyor.

Göldeki İhtiyar

Göldeki İhtiyar, insanların gölün üzerinde duran jeolojik bir oluşuma verdikleri isimdir. Bu oluşum, güneşin parlatarak adeta beyaza boyadığı ve neredeyse yüzyıldan fazla bir süredir gölün üzerinde dik bir vaziyette duran 30 metrelik bir ağaç kütüğüdür.

Göldeki İhtiyar’ın üzerinde eşi benzeri görülmemiş bir yosun türü yetişmektedir. Böyle bir yosun yoğunluğuna ancak gölün en diplerinde rast gelmek mümkün. Öyle ki bu ağaç kütüğünü ayakta tutan şeyin bu yosunlar olduğu tespit edildi.

Kütüğün üzerinde çeşitli deneyler yapıldı, ağacın yaklaşık 450 yaşında olduğunu ve gölün içinde oldukça yoğun, bazen alışılmadık bir hızla dolaştığını belirlediler.

Öyle ki, 1988’de ekolojistler gölde denizaltı araştırmaları yürütüyorlardı. Ağaç kütüğünün denizaltıya çarpıp zarar vermesini önlemek için İhtiyar’ı Büyücü Adası’nın uzak bir köşesine bağlamaya karar verdiler.

Ancak ağaç kütüğünü adaya bağladıklarında, hava hiç beklenmedik bir şekilde kötüleşti ve Ağustos ayının ortasında yoğun bir kar yağışı gözlendi. Ardından İhtiyar’ı bağladıkları halatları çözünce hava hemencecik açıldı ve böylece bu esrarengiz yer bir kez daha tüm meraklı ve şüpheci gözleri üzerine çekti.

Krater Gölü ve Krater Gölü Ulusal Parkı, Klamath halkı ve diğer Yerli Amerikalılar için kutsal topraklardır. 1924 yılında ünlü fotoğrafçı Edward S. Curtis tarafından çekilmiş bu fotoğraf yaşlı bir Klamath kadınına aittir.

Krater Gölü Milli Parkı: Klamath’ın Kutsal Yeri

Klamath, Modoc, Yahooskin ve diğer Amerika yerlileri, on bin yıldan fazla bir süredir Klamath Havzası’nda yaşamaktadırlar. Avrupalılar gölü ilk kez 1853 yılında altın arayan madenciler aracılığıyla tesadüfen keşfettiler.

Klamath Kabilesi’nin tarihine göre, yerel halk ile Sam Amca 1864 yılında Giiwas’ın (Krater Gölü’nün) egemenliği konusunda bir anlaşma imzalamışlardı. Ancak  Sam Amca anlaşmayı daha farklı yorumlamış olacak ki 1902 yılında burayı Krater Gölü Ulusal Parkı haline getirdi.

Klamath ve Modoc yerlilerinin efsanesine göre, Krater Gölü çevresindeki mistik toprak, Oregon, büyük ve korkunç tanrı Llao’nun eviydi. Llao, iyiliksever yaratıcı tanrı tarafından yakalandı. Vücudu parçalara ayrıldı ve göle atıldı. Llao’nun kafasının gölde olduğuna inanan beyaz adamlar ona Büyücü Adası diyor. Ve Llao’nun parçalara ayrıldığı uçurum, bu fotoğrafta gösterildiği gibi, Llao Kayası olarak adlandırılmıştır.

Mazama Dağı: Kutsal Yaratılış Dağı

Göl ile ilgili Klamath anlatılarında birçok farklı versiyon olsa da en temel unsur bütün anlatılarda ortak bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Klamath Kabile Üyesi ve Klamath tarihçisi Barbara Alatorre, krateri bir yaratılış yeri olarak kutsallaştıran halkının hikayesini şöyle aktarıyor: “Zamanın başlangıcından önce, dev Ruhsal Varlıklar gökyüzündeki bir delikten devasa dağlar yaratmak için buzları aşağıya iterek yeryüzüne indiler.”

İnanışa göre ruhsal varlıkların yarattıkları ilk dağ Moy Yaina idi (Yüce Dağ- günümüzdeki Mazama Dağı). Ruhsal varlıklar Klamath arazisinin geri kalanını, yerin altına tünel benzeri mağaralar kazarak ve Cascade Sıradağlarını ise tepeleri ve dağları yukarı iterek yaratmış. Nehirler için kanallar kazmış, bataklıklar yaratmış ve yeraltından yüzlerce kaynak çıkartmışlar. Ardından her yerde  dev ağaçlar, çayırlar ve bitkiler ortaya çıkmış.

Her şey tastamam yaratıldıktan sonra, tüm Ruhsal Varlıklar, fanilerin ancak öldükten sonra gidebilecekleri Nolis-Gaeni adı verilen başka bir aleme çekilmişler. Geride yalnızca Baş Ruh Skell (Göklerin Yaratıcısı) kalmış ve insanı (maqlaq) yaratmış.

Yine inanışa göre, Skell evini maqlaqların ülkesinin güney ucundaki Shasta (Mlaiksi) Dağı’na kurmuş. Skell, şimdi Klamath Gölü olarak bilinen yere yükselirken, ruh torbasından iki kemik seçmiş ve kemikleri üst üste koyarak Klamath kabilesine yaşam vermiş. Bugün Tule Gölü (Modokların evi) olarak bilinen Modockni Gölü yakınlarında iki kemik birbirine geçirilmiş ve nihayet, Goose Gölü yakınlarında kemikler bir araya getirilerek Yahooskin ve Wal-pah-pe kabilelerinin ataları yaratılmış.

İlgili Yazılar
Temmuz 2016’da bir uydudan alınan görüntüden Krater Gölü, Oregon

Llao’nun Yeraltı Dünyasına Açılan Kapı

Klamath anlatılarında ara sıra yeryüzüne çıkarak insanları gözlemleyen Yeraltı Dünyası’nın Efendisi Llao da yer alıyor. Yine bir gün yeryüzüne çıkıp casusluk yaptığı zamanlarda  Klamath şeflerinden birinin kızı olan Loha’yı görmüş. Loha öyle güzelmiş ki çevre kabilelerin en cesur savaşçılarını bile beğenmezmiş.

Bir tören sırasında, Llao doğaüstü maiyetini Loha’yı ikna etmek için göndermiş. Llao’nun maiyeti gelir gelmez Loha’nın tüm taliplerini turuncu bir ışık parıltısıyla yok etmişler. Getirdikleri abartılı hediyeler, garip görünüşleri ve talipleri böyle vahşi bir şekilde yok etmeleri Loha’yı oldukça korkutmuş.

Yaşadıklarını babasına anlatmış. Babası ve kabilenin önde gelenleri Loha’yı saklamaya karar vermişler. Böylece Llao onu karısı yaparak yeraltında yaşamaya zorlayamayacakmış. Efsaneye göre, Llao yeryüzüne çıkmış ve Loha’yı hiçbir yerde bulamamış. Kimse nerede olduğunu bilmiyormuş. Öyle öfkelenmiş ki öfkesiyle kraterin altındaki yeraltı aleminde volkanik patlamalara sebep olmuş ve insanlardan intikamını böyle almış.

İki büyük şifacı, insanları Llao’nun gazabından kurtarmak için iyiliksever yaratıcıları Skell’i çağırmaya çalışmışlar. Ellerindeki meşalelerle mağaranın ağzına kadar yürüyüp ve kendilerini yeraltı dünyasına feda etmişler.

Tüm bu kargaşa, sonunda göklerin yaratıcı tanrısının dikkatini çekmiş ve şifacıların kurban edilmesiyle harekete geçen Skell, yeryüzüne inerek, Llao’ya karşı savaş açmış ve sonunda onu yenmiş.

Bu sebeple Klamath kabilesi kraterin o gün yaratıldığına, sonra da Llao’yu hapsetmek ve savaştan sonra bölgeye sükuneti getirmek için suyla doldurulduğuna inanıyorlar. Ancak her ne kadar Skell galip gelip Llao hapsedilmiş olsa da burası Llao’nun yeraltı krallığına ve ona hizmet eden iblislere giriş yolu olduğu için halk arasında hala şüpheyle ve ihtiyatla yaklaşılan bir yer olarak kabul görüyor.

Krater Gölü’nün kışın farklı bir açıdan çekilmiş panoramik görüntüsü

Modern Zamanda Gerçekleşen Gizemli Olaylar #1

4 Temmuz 1947’de Krater Gölü yakınlarında meydana gelen çok tuhaf bir olay oldu. Krater Gölü Vakfı’nın kaydettiği göre, Cornelius ve karısı Krater Gölü’nde vakit geçiriyorlardı. Daha sonra aniden Cornelius karısına cüzdanı ile saatini verdi ve bir kaya oluğundan aşağıya kendini bırakarak, korkunç bir şekilde yaralandı. Ardından topallayarak göle girdi ve kendisini boğdu. İlk bakışta ciddi bir psikolojik vaka gibi gözükse de herhangi birinin hiçbir psikolojik belirti göstermeksizin böylesine acı verici bir intihar yolunu seçmesi bir hayli tuhaf.

Modern Zamanda Gerçekleşen Gizemli Olaylar #2

2006 yılının Ekim ayında, Kenneth Boehlke ve sekiz yaşındaki oğlu Sammy, Elmas Gölü’nde (Diamond Lake) kalıyorlardı ve yakındaki Krater Gölü’nü ziyaret etmeye karar verdiler. Kenneth’in anlattıklarına göre, Cleetwood Cove yakınlarındaki bir park yerinde durmuşlardı.

Sammy ve Kenneth dışarı çıkıp her zamanki gibi saklambaç oynamaya başlamışlar.  Bir zaman sonra Sammy büyük bir kaya oluşumunun yanına gitmiş ve bir tepeden aşağıya inerken, Kenneth onu kısa bir süreliğine gözden kaybetmiş. Kenneth tepenin zirvesine ulaştığında Sammy çoktan gözden kaybolmuş. Kenneth hemen park yetkilileriyle temasa geçti. Kenneth’in anlattıklarıyla harekete geçen kurtarma ekibi tam olarak iki yüz kişi, birkaç helikopter ve K-9 birimlerini içeriyordu. Aylarca sürecek büyük bir arama çalışması başlattılar ancak Sammy’yi hiç bulamadılar.

FBI da arama kurtarma çalışmasına katıldı. Burada şunu belirtmekte fayda var. FBI’ın bir soruşturmaya başlayıp başlamamasına karar vermek için çok özel kriterleri vardır ve ormanda kaybolan bir çocuk bu kriterlere dahil değildir.

Oregon’daki Krater Gölü Ulusal Parkı’nın içinde Krater Gölü’ne giden karanlık sisli bir yol… Aydınlık (kutsiyet) ve Karanlık (açıklanamayan olaylar) bu kadim ve esrarlı ortamda iç içe

Modern Zamanda Gerçekleşen Gizemli Olaylar #3

1975’te Charles McCuller, ülkesinin muhteşem ulusal parklarını fotoğraflamak için büyük bir yolculuğa çıktı. Volkswagen marka aracına atlayarak Virginia’dan Oregon’a kadar titizlikle seçilmiş güzergahlar üzerinde seyahat etti ve düzenli olarak ailesine telefon ederek teması hiç kesmedi.

Charles, Eugene Oregon’da arkadaşlarıyla buluştu, sonra onlara, kışın güzelliğini fotoğraflamak için Krater Gölü’ne gideceğini ve bir iki gün içinde geri döneceğini söyleyerek yanlarından ayrıldı.

Ancak Charles geri dönmedi ve birkaç gün geçtikten sonra büyük bir arama kurtarma çalışması başlatıldı. Charles’ın babası Bay McCuller, siyasetçilere ve FBI yetkililerine arama çalışmalarının zayıflığından duyduğu hayal kırıklığını ve öfkeyi dile getirerek çağrıda bulundu.

Bunun üzerine arama çalışmaları daha yoğun bir şekilde genişletilse de Charles’tan geriye hiçbir iz bulunamadı. Bir yıl sonra birkaç gezgin Charles’ın izlerine rastladılar. Bu durum ortadaki sorunu daha da karmaşıklaştırdı çünkü Charles’ın kalıntıları, parka yürüyerek girdiği yerden yirmi iki kilometre ötede keşfedildi. Muhtemelen tam parka girdiği an başlayan yoğun kar yağışına hazırlıklı değildi.

Ayrıca kemiklerinin çoğu kayıptı. Sadece çorapların içindeki birkaç ayak kemiği, bir kafatası ve bir çene kemiği bulundu. Giysiler ve orada bulunan birkaç kemik o noktaya toplanmış gibiydi ama Charles’ın kemeri çözülmüş ve pantolonu çıkarılmıştı ve botlarından, kamerasından ya da bıçağından hiçbir iz yoktu. Ölüm nedeni belirlenemedi. Bay McCuller, oğlunun bir suça kurban gittiğine inanıyor.

Sonuç

Tüm bu yerli efsaneler ve modern zamanda yaşanılan gariplikler Krater Gölü ve Krater Gölü Ulusal Parkı ile bağlantılı tuhaf olayların yalnızca küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Bunlardan başka yaşanmış daha birçok garip ve aydınlatılamamış olaylar dizisi resmi kayıtlarda tutulmaktadır.

Burada anlatılanların dışında yakınlardaki devasa mağaralarda daha pek çok kayıp vakası bildirilmiş olup bu vakaların bazıları da Oregon Mağaraları Ulusal Anıtı ile ilişkilidir.

Bugünün modern insanı, eski efsaneleri anlama konusunda ya da en azından onları mecazi ve kurgusal açıdan yorumlama konusunda daha makul bir tavır sergileyebilirler ancak bugün yalnızca efsanelerden değil bu jeolojik harikanın çevresinde meydana gelmiş kanıtlarla doğrulanabilir olaylardan da söz ediyoruz.

Şayet jeologlar haklıysa ve Krater Gölü’nü meydana getiren şiddetli jeolojik olaylar doğruysa o halde Klamath yerlilerinin travmatik bir ortak  hafızası var demektir. Belki de anlatılan mitolojik savaş, ekolojik bir kâbusun kültürel ifadesidir. Kim bilir?

Ancak, doğa mitleriyle yankılanan ve doğal afetlerin yol açtığı ölüm ve yıkımın musallat olduğu bir havza, insanların ortadan kaybolmasını, uçakların düşmesini, cinayetleri, intiharları ve sınırlı anlama kapasitemizin dışında kalan her olayı açıklamakta  kullandığımız sözde “paranormal fenomen” iddiaları içeren modern olayları açıklayamıyor.

Çeviri: Gürkan Çimen

Kaynak Ancient-Origins

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More