Hristiyanlıkta Hac ve Hacılık Kavramı (Bölüm 2)
Kudüs, kutsalların kutsalını içeren Tapınağın bulunduğu “kutsal şehir” idi ve Museviler için Kudüs’e gidip Tapınakta ibadet etmek yıllık yapılan bir görevdi.
Hac ve Hacılık Kavramı
Hac (pilgrimage) ve hacılık (pilgrim) terimleri batı dillerinde hac olgusunu ifade etmek için kullanılan “pelerinage” ve “pelerin” kelimeleri, kök itibariyle Latince’de din dışı kullanımdaki manası yabancıyı ya da gezgini belirtmek için kullanılan “peregrinatio” ve “peregrinus” kelimelerine dayanmaktadır. Uygulamada pilgrimage (hac) terimi vurguyu fiziksel anlamda yer değiştirme fikrine yapsa da (ister çok uzak mesafelerden olsun, ister çoğu hacının durumunda olduğu gibi yerel çevrede birkaç ufak gezi olsun), bu harekete asıl anlamı katan şey hacının ilgisinin merkezi olan yerdi. Hristiyanlığın ortaya çıktığı ilk yüzyıllarda belirli keşişler tarafından hem savunulan hem yaşanılan münzevi hayatla yakından bağdaştırılan bir diğer hac türüne ise xeniteia denmekteydi. Hacı; bu yerin özel bir değer ya da kutsallık taşıdığını kabul eder, dua ve tapınma için giderdi.
Hristiyanlık temel olarak Museviliğin ürünüdür ve ancak yavaş bir şekilde kendini bu zeminden uzaklaştırmayı becerebilmiştir. Nasıl Hristiyanların kutsal mekânları varsa bunun özünde Museviliği aramakta doğru olacaktır. Kudüs, kutsalların kutsalını içeren Tapınağın bulunduğu “kutsal şehir” idi ve Museviler için Kudüs’e gidip Tapınakta ibadet etmek yıllık yapılan bir görevdi. Hristiyan hac inancının özünde bunun belirtilerini görebiliyoruz. Aynı şekilde, zaman zaman hürmet gören yerler vardı: Peygamberlerin mezarları, Mamre gibi yerler ve Nablus’da ki Yakub’un Kuyusu bunlardan bazılarıdır. Bu tarzdaki davranış biçimi İsa’nın havarilerinden bazılarında da görünüyordu ancak Hristiyanlığın ilk kaynağı olan Yeni Ahit metinlerinde hac ile ilgili açık ifadelere rastlamıyoruz. Yeni Ahitteki bazı metinlerin içinde geçen bazı cümleler yorumlanarak haccın gerekliliği delil gösterilmektedir. Hz. İsa’nın, bir öğrencisine hitaben kullandığı “benim ardımca gel” sözü bu manada en dikkat çekici örnek olarak gösterilmektedir. Hristiyan din bilimcilerinin “manevi yolculuk” diye tanımladıkları “hac”, Hristiyanlar için İsa’nın bizatihi kendisini takip etmekten ibarettir. İncil’de bazı bölümlerde “Simun ve Yuhanna Tapınağa dua etmeye gittiler; Pavlus Kudüs’e gitti ve Tapınakta da ibadet etti” gibi sözlere rastlıyoruz ve bu ziyaretlerin manevi bir yolculuk olduğunu anlayabiliyoruz.
HRİSTİYANLIKTA HAC VE HACILIK KAVRAMI BÖLÜM 1
Yazan: Tolga Candur
Yayınlanan Tezin Tamamına Buradan Ulaşabilirsiniz.