Korsanlığın (denizcilik bağlamında), tüccarlar denizleri ticaret yolu olarak kullanmaya başladığından beri var olduğu düşünülmektedir. Akdeniz de bu konuda bir istisna değildi ve bölge antik çağlardan beri korsan hikâyeleriyle anılıyordu. Akdeniz’deki korsanların hikâyeleri, antik Romalılar (en ünlü olay Julius Caesar’ın Kilikya’nın korsanları tarafından kaçırılmasıdır), antik Yunanlılar ve antik Mısırlılar tarafından kaydedilmiştir.
Mısır’da Korsanlar
Antik Akdeniz’de korsanlığa dair ilk bilgilerin Amarna Mektupları’nda[1] bulunduğu kabul edilir. Bu belgelerin birinde ki bu EA38 olarak numaralandırılmıştır; Alashiya(bugünkü Kıbrıs) Kralı Mısır Firavunu’nun ülkesindeki bazı kişilerin korsanlarla işbirliği yaptığı suçlamasına istinaden Lukilerden(Lukka Topraklarında yaşayan insanlar)[2] bahsederek “ Her yıl kendi ülkemdeki köyleri onlara kaptırıyorum.” diye yazmıştır.
Korsan meselesi daha sonraki Mısır firavunları dönemlerine kadar süren önemli bir konu haline gelmiştir. Örneğin III. Ramses, bu korsanlarla savaşmasıyla tanınır ki bu topluluklar aynı zamanda Deniz İnsanları ya da antik Mısırlıların tabiriyle Dokuz Yay[3] olarak da biliniyorlardı. Nil Deltası’ndaki korsanların baskısı öylesine ağırdı ki, Ramses bu konuda bir şeyler yapmaya karar verdi. Medinet Habu’nun duvarlarında, Teb Şehri’ndeki firavunun mezar tapınağı’nda yer alan bir yazıtta M.Ö. 1190’da gerçekleşen bu savaşa dair birçok ayrıntı tasvirlenmiş ve resmedilmiştir. Okçuların kullanımını ve göğüs göğse muharebe içeren savaş, Deniz İnsanlarının Mısırlı güçlere yenilmesiyle sonlanmıştır.
Arkaik Yunanistan’da Korsanlık
Korsanlık, arkaik dönemde Yunanistan’da oldukça sık rastlanan bir fenomendi. ‘Korsan’ kelimesinin antik Yunanca’dan türetilmesi bilim insanları tarafından önerilmiştir. Ancak bu sözcüğün, aslen bir şehir devletiyle bir diğerine karşı müttefiklik yapan ya da bir siyasi hizip içinde bulunan paralı askerlere atıfta bulunmak için kullanıldığı söylenir.
Kötü Şöhretli Kilikyalı Korsanlar
M.Ö. 2. yüzyılın ikinci yarısında Akdeniz’de korsanlık bir kez daha ciddi bir sorun haline geldi. Bu dönemde, Akdeniz’de istikrarı bozucu bir güç olarak görülen ünlü Kilikya korsanlarının yükseldiği görüldü.
Duruma katkıda bulunan iki ana faktör belirlendi, birincisi, M.Ö 150’de Doğu Akdeniz sularını kontrol eden Seleukos İmparatorluğunun parçalanmasıydı. Bu otorite eksikliği, Kilikyalı korsanların iktidar boşluğunu doldurmalarına neden oldu. İkincisi, Roma elitleri arasında kölelerin İtalya’daki çiftliklerinde çalışmasına dair bir talep vardı ve bu Kilikya korsanları tarafından karşılandı.
Kilikyalı korsanlar normalde yavaş manevra yapan hantal hububat gemilerini hedef alırlardı. Mürettebat yakalanıp Romalılara köle olarak satılırdı. Bununla birlikte, daha zengin esirler rehine olarak tutulur ve fidyeleri ödendikten sonra serbest bırakılırdı. En ünlü rehinelerden biri Julius Caesar’dır. M.Ö. 79’da Roma lideri korsanlar tarafından esir alınmış ve 25 talent(500kg) gümüş para fidye olarak ödendikten sonra serbest bırakılmıştır. Dört yıl sonra tekrar esir alınmıştır. Caesar bu kez kendisini kaçıranları cezalandıracağına ant içmiştir. Serbest kaldıktan sonra, birkaç gemiyle sefere çıkmış, korsanların arkasından gitmiş, onları yenmiş ve hepsini çarmıha gerdirmiştir.
Kilikyalı korsanların egemenliği M.Ö. 60 yılının başlarında sona ermeye başladı. Daha önce kendilerini fazla rahatsız etmeyen Romalılar, şimdi onları tehdit olarak görüyordu ve onları yok etmeye kararlılardı. Bu görev, korsanları yenip ardından Roma egemenliğini Asya’ya kadar genişleten ve aynı zamanda neredeyse 20 yıl boyunca Roma’daki en güçlü adam haline gelen. Askeri ve politik lider Pompey’e (Gnaeus Pompeius Magnus) verildi.
Üst resim: Sanatçının İliryalı Ardiaei(Arnavutluk) kabilesinin kraliçesi Teuta betimlemesi. Roma’ya bir korsan seferi düzenlerken. İliryalı yasalara göre, korsanlık yasal bir ticaretti; bu da Roma Cumhuriyeti aleyhine savaşa neden oldu ve onaylamadı. © The Creative Assembly / SEGA from Total War.
[1] Yeni Krallık döneminde Antik Mısır yönetimi ve Kenan ile Amurru’daki temsilcileri arasında gerçekleşen, çoğu diplomatik yazışmaların arşividir.
[2] Anadolu’nun güneybatı bölgesinde bir bölge olarak belirtilmiştir. Lukka Toprakları hiçbir zaman Hitit kontrolü altına dâhil edilememiştir ve Hititler tarafından düşman olarak görülmüşlerdir.
[3] Antik Mısır’da geleneksel düşmanları tariflemek için kullanılan bir terim. Bu kavram altında toplanan insanlar ve topluluklar zaman içinde düşmanlar değişip çoğaldıkça farklılaşmıştır. Belirli bir liste yoktur.
[4] Antik Yunan’da M.Ö 545-530 yılları arasında yaşamış ünlü bir çömlekçi ve vazo boyacısı
[5] Antik Yunan’da yaygın olarak kullanılan bir şarap kabı türü.
Aziz Paulus’un Seyahatleri ve Hristiyanlığın Anadolu’da Yayılışı
Yazar: Wu Mingren
Çeviri: Zeynep Şenel Gencer
Kaynak: ancient-origins
Kaynakça
Dollinger, A., 2005. Letters from the king of Alasiya. [Online]
Available at: http://www.reshafim.org.il/ad/egypt/alasiya.htm
Holst, S., 2005. Sea Peoples and the Phoenicians: A Critical Turning Point in History. [Online]
Available at: http://www.phoenician.org/sea_peoples.htm
Irving, J., 2012. Pirates in the Ancient Mediterranean. [Online]
Available at: http://www.ancient.eu/Piracy/
Lendering, J., 2015. Cilician Pirates. [Online]
Available at: http://www.livius.org/articles/people/cilician-pirates/?
The Way Of The Pirates , 2017. Ancient Piracy. [Online]
Available at: http://www.thewayofthepirates.com/piracy-history/ancient-piracy/Vallar, C., 2009. Ancient Piracy. [Online]
Available at: http://www.cindyvallar.com/ancientpirates.html
Wilczynski, K., 2016. Roman Piracy. [Online]
Available at: http://www.piratesinfo.com/cpi_romans_piracy_roman_pirates_516.asp