Hırvatistan’da Keşfedilen Uzaylı Benzeri Kafalar
Hırvatistan'da kazı yapan arkeologlar, uzaylıya benzeyen üç antik iskelet buldu ve bu iskeletlerin ikisinde yapay olarak uzatılmış kafatası bulunmakta.
Hırvatistan’da kazı yapan arkeologlar, uzaylıya benzeyen üç antik iskelet buldu ve bu iskeletlerin ikisinde yapay olarak uzatılmış kafatası bulunmakta. 12.000 yıl öncesinden beri antik Çin’de, Avrasya’da, Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar antik dünyanın her yerinde, insanlar kasıtlı olarak çocuklarının kafataslarını deforme ettiler. Çoğu arkeolog bunu, kişinin kültürel kökenini belirleme veya sosyal statüyü gösterme çabasıyla ilişkilendirir.
Bu yöntem sıkıca bağlanmış deri ve kumaş, toprakla doldurulmuş başlık veya sert tahta blokla bebeklerin yumuşak kafatasına uygulanır ve sonucunda kafatası tuhaf şekillere dönüşür. Hırvatistan’da bulunan Zagreb Antropolojik Araştırma Enstitüsü’nde biyoarkeolog baş yazar Mario Novak, PLOS ONE dergisinde yayınlanan makalede, Hırvatistan’ın Hermanov Vinograd arkeolojik sitinde üç iskeletin bir mezarda bulunduğunu ifade etti. Daha sonra, 2014 ve 2017 yılları arasında uzatılmış kafataslarının iç kısımlarını görüntülemek için DNA analizi ve radyografik görüntüleme yapıldı.
Değişime Uğramış Antik Devletler
Üç iskeletin analizi, 12 ile 16 yaşları arasındaki üç erkek çocuğun MS 415 ile 560 yılları arasında yaşadığını ve üçünün de yetersiz beslenmeden muzdarip olduğunu ortaya çıkardı. Bilim insanlarından oluşan ekip, çocukların ölüm sebebinin onları çabucak öldüren ve kemiklerinde iz bırakmayan veba olabileceğini düşünüyor. Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra tamamen yeni kültürlerin yeni geleneklerle buluştuğu Avrupa tarihinde çok çalkantılı bir dönem olan Kavimler Göçü Dönemi’nde öldükleri bilinmektedir.
IFL Science’da bilim insanlarının gerçekleştirdiği DNA analizini inceleyen bir rapor, “antik üçlüden” birinin Batı Avrasya kökenli olduğunu ve kafatasında herhangi bir uzama belirtisi olmadığını gösteriyor. Bir diğeri Doğu Asya kökenliydi ve kafatasında “eğri deformasyon” vardı, bu da kafatasının çapraz olarak yukarı doğru uzatıldığı anlamına geliyordu.
Kaçan Hunlar
Novak; üçüncü çocuğun, alnın arkasındaki frontal kemiğin düzleştirildiği ve kafatasının yüksekliğinin arttığı dairesel-dik tip kraniyal deformasyona sahip Yakın Doğulu olduğunu söyledi. Araştırmacılar, Doğu Asyalı çocuğun Hun olabileceğini ancak hangi kültürel gruba mensup olduğunun hala belirsiz olduğunu belirtti.
Bu kafatasının uzaması, sosyal kimliğin güçlü bir göstergesi olarak kabul edilir. Göçmen Hunlar ve değiştirilmiş kafalar başlıklı 2017 ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi makalesi, Avrupa’da göç döneminde meydana gelen (MS 4.- 7. yüzyıl) kasıtlı kafatası modifikasyonu uygulaması birkaç göçebe grup arasında yaygın olsa da asıl Macaristan’da bulunan Karpat Havzası Hunları ile ilişkili olduğunu belirtti.
Ulusötesi Uzatılmış Kafatasları
Hunların neden kafataslarını deforme ettiğini anlamak için, daha açıklayıcı verilerle başka keşiflere bakabiliriz. Independent’ta 2017’de yayınlanan bir makale, Güney Amerika’nın bazı bölgelerindeki yönetici elit kesimin iskeletlerini ve çocuklarının kafalarını “statü sembolleri” olarak genişletmelerini konu aldı. Bu uygulamanın “topluluk ve kolektif kimlik duygusu geliştirmeyi” sağlayacağı sonucuna vardılar. Aynı şekilde Peru’nun güneydoğusundaki Colca Vadisi’nde yaşayan “Collagua” olarak bilinen küçük bir etnik topluluktaki güçlü sosyal elit, kasıtlı olarak diğer grupları kutuplaştırıp sosyal eşitsizliğe yol açarak kafalarını şekillendirdi.
İspanyol kayıtlarında da kafataslarını deforme eden “Cavanas” adlı bir grup bulunmaktadır. Ancak Collagua’nın uzun dar kafalarının aksine, Cavanalar kafataslarını genişleterek ve düzleştirerek değiştirdiler.
Çeviri: Dilek Uçan