Ebu Simbel’deki tapınaklar kompleksi, Nil Nehri’nin taşmasıyla anıtların sular altında kalmasını önlemek için önce blok blok parçalara ayrıldı, ardından daha yüksek bir zeminde yeniden inşa edildi ve dünyanın en karmaşık bu arkeolojik çalışması, günümüzden 50 yıl önce tam bugünlerde tamamlandı.
Sudan sınırına yakın Güney Mısır’da Nubya’daki Ebu Simbel tapınak kompleksinin Nil’in sularının altında kalmasını önlemek için, 20 devasa taş anıt, UNESCO liderliğinde yürütülen bu anıtsal proje ile taşındı. Proje, 1000 kişinin yer aldığı sekiz yıllık uluslararası bir çalışmanın ardından 22 Eylül 1968’de resmen sona erdi. Bugün dönüp, bu mirasın korunmasındaki olağanüstü başarıya bakacağız.
Ebu Simbel’in Taş Tapınakları
Abu Simbel’deki iki büyük taş tapınak, daha önce Asvan’ın 230 km güneybatısında Nasır Gölü’nün batı kıyısında bulunuyordu. “Nubya Anıtları” adıyla bilinenen bu kompleks UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı listesindedir. Bu ikiz tapınak, M.Ö. 13. Yüzyılda, Firavun II. Ramses’in 19. hanedanlığı döneminde dağın içine oyularak yapılmıştır.
İki tapınaktan daha geniş olanının girişinde, oturmuş vaziyette devasa II.Ramses heykeli yer alır, arkasında geriye doğru 63 metrelik galeridebir dizi oda ortaya çıkmıştır. Dawn.com‘da bu hafta yayınlanan raporda, 1968’de iki tapınağın parçalara ayrıldığı ve tümüyle “Asvan Baraj gölünden daha yüksekte bir seviyede, yapay tümsek bir zemine taşınmış” olduğu yazılmakta. Bu önlemin, “Nil Nehri üzerinde inşa edilen Asvan Barajı’nın arkasındaki devasa yapay su havzası” ya da diğer adıyla Nasır Gölü’nde su toplanmasıyla sular altında kalacak olan tapınakların kurtarılması için olduğu belirtilmektedir.
Bir Problemimiz Var, Maalesef!
Live Science’deki makalede, bu projenin 1950’lerde nasıl ortaya çıktığı, Mısır’ın o zamanki cumhurbaşkanı Cemal Abdünnasır’ın “bölge için elektrik üretmek, ekilebilir arazileri artırmak ve selleri azaltmak” için Asvan’da, Nil üzerinde baraj yapma düşüncesi olarak ifade ediliyor. Onun bu projesi, barajın arkasında oluşacak yeni yapay göl nedeniyle bölgedeki köylerden on binlerce Nubyalının bu bölgeye yerleşmesi ve Abu Simbel’deki tapınakların baraj sularının altında kalması anlamına geliyordu.
Ebu Simbel Tapınağının Kurtarılması
1960 yılında UNESCO, iki tapınağı kurtarmak için bir çağrı başlatır ve uluslararası yüklenicilere bir çözüm önerisinde bulunur. Sonunda, bir İsveç-Mısır ortak önerisi seçilir ve geçici baraj inşaatı 1 Nisan 1964’te başlar. İki Abu Simbel tapınağı “her biri 20-30 ton civarında 1.035 blok halinde parçalara ayrıldı” ve oturmuş vaziyette dört devasa II. Ramses heykeli ve ayakta duran diğer altı tanesi bloklar halinde kesilir. En son Dawn.com makalesine göre “krikolar, maçunalar ve güçlü vinçler, dev kaya kütlelerini tepelik bölgenin üzerine, orijinal yerlerinden 64 metre kadar yükseğe kaldırdılar” ve “iki tapınağı aslına uygun olarak tekrar kurmak için bir araya getirildiler”.
Bloklar daha yüksekte birleştirildikten sonra, Nil’in karşısına koruyucu bariyer olarak yapay tepeler oluşturuldu ve dört uzun yıl boyunca, yaklaşık 1000 uzman inşaat ustası, adım adım ilerleyerek 36 milyon dolar bütçeli bu projeyi 22 Eylül 1968’de tamamladılar. Orijinal site Nasır baraj gölünün suları altında kalmış oldu, UNESCO Genel Müdürü Rene Maheu gazetecilere verdiği demeçte, “Ebu Simbel tapınaklarındaki sanat ve tarih hazinelerini kurtarmak için elliden fazla ülkenin, güçlerini birleştirdiği benzersiz bir çalışma oldu” dedi.
UNESCO genel müdürü Amadou Mahtar M’Bow, Nubya anıtlarını kurtarmak için seferber edilen “yetenek, enerji, deneyim ve sermayenin bu kadar zengin oluşunu” övdü. “Belki de, Mısır’ın bir kısmı günümüzde gözlerimizin önünde yitip gitmiş olan kutsal sanatı, şimdiye kadar, Nubya’da olduğu gibi zamana meydan okumamıştı” diyor Dawn’ın son makalesinde.
Çeviri: Sinan Akbaytürk