Klasik şehir gezileri. Engebeli, vahşi yaşam dolu sahiller. Zengin tarih. Portekiz, bol bol İber kültürü ve macerası sunuyor – burada onu keşfetmenin yollarını bulacaksınız…
“Dünyanın Harika Yüzme Havuzları™” birinci ligine katılabilecek nitelikte yeni bir aday var. Oynaşan gölgede serin, berrak ve parıldayan havuz granit kayaların ortasında konumlanmış ve Regueiro dos Enxurros üzerindeki bir şelaleden besleniyor. Sıcak bir öğleden sonra Portekiz’in kuzey Minho bölgesindeki vahşi Serra d’Arga tepelerinde yürüyüş yaparken bu muhteşem yere rastladım.
Aslında, sayesinde bulduğum için bir su yılanına teşekkür etmem gerekiyor. Bizim yürüyüş grubu, dereyi geçerken farkında olmadan kıvrılıp yatan bu yaratığı rahatsız etmişiz. Hızla uzaklaştı ama biz peşini bırakmadık ve kayaların etrafından dolaşıp ta havuza kadar takip ettik. Havuz o kadar davetkâr görünüyordu ki, kıpırdaşan gölgeli tabanında gizlenmiş yılana aldırmadan terli tişörtlerimizi çıkarıp suya atladık.
Çocukluğum Kuzey Portekiz’de geçtiği için sık sık bölgeyle ilgili bilgi istenir benden. Yürüyüşçü, doğa tutkunu ya da sırf macera olsun diye gezenler sorunca da onlara Porto ile kuzeydeki Minho nehri arasında uzanan sahile paralel sarp dağ silsilesini söylerim. Bu silsilenin bir halkası olan Serra d’Arga, denizden 825 metre yüksekte, yabani midilliler ve yıkıntı haldeki São João manastırı dışında tenhâ bir dağdır. Birkaç işaretli yürüyüş yolu olsa da ben yıllardır hep, yırtıcı kuşların üzerinde turladığı ve yaban domuzlarının çalılıklarında dolaştığı bu vahşi yüksek tepelerdeki antik çoban patikalarını tercih ederim.
Portekiz’in pek çok yerinde görebileceğimiz gibi, hep karşımıza harika yerler çıkar ve yeni keşifler yaparız, o nedenle başka coğrafyalara ait broşürlerde görebileceğimiz ve parmaklıklar ve içecek barları olan türden büyülü kaya havuzlarına rastlamak beni pek de şaşırtmamalıydı. Ancak gözlerden uzak bu lokasyonda alışılmadık ölçüde sevindirici bir şey çıkmıştı karşımıza. Yani değil su yılanları, hiçbir şey beni uzak tutamazdı buradan…
Portekiz Turları
Batısında Atlas Okyanusu, kuzeyinde ise İspanya yer alan Portekiz; başkenti Lizbon’dan Porto ve Coimbra’ya, dalgalarla dans edebileceğiniz Nazare’den adı mucizevi olaylara konu olan Fatima’ya kadar pek çok turistik destinasyona sahiptir. Kesinlikle zevklerinize hitap eden bir şeyler bulabileceğiniz Portekiz’de düzenlenen rehberli turlarla tüm bu güzelliklerin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.
İşte Portekiz’i baştan sonra keşfedebileceğiniz en güzel tur fırsatları;
Güzel bir tatil yapmanızı sağlayacak tüm İstanbul ve Ankara çıkışlı Portekiz Turları için burayı ziyaret edebilirsiniz.
Lizbon
Neleri ünlü: Tarih, mimari, yemekler, müzik.
Rota: Lizbon
Ne zaman gidilir: Bütün yıl boyunca.
Ne yapılır: Buranın keyfini çıkarmak ve gururlu ve eski bir ulusun öyküsünü anlatan saraylar, kaleler ve manastırları görmek için gidin. Leziz yemeklerin tadına varın ve müzikle başka âlemlere ulaşın. Ve geniş Tagus deltasına bakan tepelerin üzerine yayılmış rahat Lizbon, kendisinin de farkında olduğu bir güzelliktir, onu yaşamak için gidin…
Şehrin en dikkat çekici bölümü, Arnavut kaldırımlı sokaklar, minyatür meydanlar ve ferforje balkonlu beyaz badanalı evlerin yer aldığı Mağripli Alfama mahallesidir ve büyük Tagus nehrinden itibaren kat kat yükselir. Alfama’da dolaşırken muhtemelen kulağınıza, bu küçük ülkenin doğudaki deniz yolunu yönettiği zamanları ve imparatorluğu hatırlatacak Mozambik ve Cape Verde davullarının sesleri çalınacaktır…
Baharat yolunun Portekiz’in kontrolü altında olduğu dönemde, Lizbon üzerinden muazzam bir servet akıyordu. Bu dönemin izlerini en çok Tagus deltası boyunca tramvayla gidebileceğiniz Belém semtinde görmek mümkün. Portekiz’in altın keşif çağında Vasco da Gama ve diğer denizciler denize buradan açılmışlardı.
Su kenarındaki Torre de Belém kalesini görün. Bu çok fotojenik simgesel yapı, denizcilik karargâhını korumak için 16. yüzyılda inşa edilmiştir. Bölgenin en önemli parçası ise, Manuelin mimarisinin en coşkulu örneği muazzam Jerónimos manastırıdır. Bu eser, denizcilik serüvenlerini yelkenler ve deniz canavarları gibi taştan oyulmuş abartılı işlerle ifade eden, gösterişli Portekiz tarzıdır ve burada kraliyet ailesine ait lahitler mermer fil ayaklar üzerinde durmaktadır.
Bohemian Bairro Alto, Lizbon’da, bu toprakların dokunaklı müziği fadonun dinlendiği yerlerdir. Fado, yitip giden veya ulaşılamaz bir şeye duyulan derin özlem anlamına gelen saudade duygusundan beslenir. Çoğu bar ve restoran olarak çalışan Fado evlerini Bairro Alto’nun taş merdivenleri ve dik sokakları arasında göreceksiniz. Seslerin peşine takılın, kulaklarınız size rehberlik edecektir.
Alentejo
Neleri ünlü: Manzara, açık alanlar, kaleler, tarih, arkeoloji.
Rota: Lizbon • Évora • Marvão • Estremoz • Monsaraz • Grândola • Mértola • Faro
Ne zaman gidilir: En uygunu ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Yazlar kavurucu olabiliyor.
Ne yapılır: Güneşte pişmiş mantar ormanlarında, tarihi kasabalarda, beyaz badanalı köylerde, Mağrip kalelerinde ve kalelerle taçlandırılmış tepelerde çok duraklı bir tur yapmak için ziyaret edin.
Son birkaç yılda Alentejo – tam anlamıyla “Tagus’un ötesi”- aniden ve beklenmedik biçimde popüler hale geldi. Ne var ki, bölge, ülkenin yaklaşık üçte biri kadar bir alanı kaplıyor olsa da üzerinde nüfusun ancak onda birini barındırdğı için hâlâ boş ve bazı kesimleri yer yer sapa kalıyor.
Algarve’de Lizbon ve Faro arasında kalan kesim boyunca yapılacak bir yolculuk, bu bölgeden yararlanmada en iyi seçenek olacaktır.
Kaçırılmaması gereken olağanüstü güzel bir diğer yer, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve gezginlerin rüyası olan Évora’dır. Portekiz’in çok iyi korunmuş Roma tapınağından insan kafataslarıyla dolu şapele kadar, devâsâ şehir surları içinde tüm hazineleri bir arada göreceksiniz. Bunlardan başka, o bölgede yerel olarak çıkartılan mermerden inşa edilmiş ışıltılı kasabalar var: Efsanevi bir kraliçenin mucizeler yarattığı Estremoz ve Portekiz’in son kraliyet hanedanlığının merkezi Vila Viçosa…
Marvão ve Monsaraz ise, ortaçağ surlarının hâkim olduğu muhteşem duvarlarla çevrili yüksek köylerdir. Daha güneyde, Grândola yakınlarında mantar yetiştirilen bir plantasyonda veya bir barajla yaratılan geniş bir yapay doğa harikası sakin Alqueva Gölü yakınlarında kalabilirsiniz.
Uzak güneydeki Guadiana nehri üzerindeki kayalık bir boğazda yer alan Mértola’da, muhteşem bir kale ve Portekiz’in ayakta kalan tek Mağribi camisi bulunmakta.
Algarve’nin Yakın Çevresi
Neleri ünlü: Kuş gözlemciliği, doğa, doğal yüksek drama
Rota: Faro • Ria Formosa Natural Park • Tavira • Ilha de Tavira • Sagres • Cape St Vincent • Arrifana • Aljezur
Ne zaman gidilir: En uygunu ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Kış ayları kuş gözlemciliği için son derece elverişli olabilir.
İlgili Yazılar
Ne yapılır: Algarve’de kalabalık sahil beldelerinden çok daha fazlası var – doğa açısından zengin doğu ucunu ve engebeli vahşi batı tarafını keşfedin.
Portekiz’in güney kesimini kabaca üç eşit parçaya böldüğünüzde oldukça farklı üçlü bir Algarve bulursunuz. Buradaki temel amaç, turistik orta bölümü unutmak ve bunun yerine hem doğunun kuş zengini düzlüklerini, hem de vahşi, denizle içiçe batı bölgesini keşfetmektir.
Faro’nun ötesindeki Doğu bölgesinin sahil şeridi, gelgitle ortaya çıkıp sonra da sulara gömülen bataklık sulak alanlar, tuzlu çanaklar ve kumul adacıkları şeklinde bir dağılım gösterir. Batı Afrika’nın kışlarından kaçan kaşıkçı kuşları, flamingolar ve kumkuşları, büyük gruplar halinde Ria Formosa Ulusal Parkı’na doğru gelirler.
Gilão deltasının Tavira kıyısında, ton balığı avcılığının getirdiği zenginlikle yaratılan zarif, 18. yüzyıldan kalma klasik binalara rastlarsınız. 11 km uzunluğundaki, gelgitle yıkanmış, ıssız adalara benzer kumullarla kaplı Ilha de Tavira adasına kalkan feribota binmeden önce, rıhtım kenarındaki deniz ürünleri restoranlarından birinde bir öğle yemeği molası verin.
Algarve’nin batı yakasındaki Sagres çevresinde hava akımları ve 75 metrelik uçurumların üzerinde süzülen martıları göreceksiniz. Bu en uçtaki burun, kıta Avrupası’nın köşe noktası olan ve sonunda bir deniz feneri bulunan Cape St Vincent’tir. Buradan sağa dönün, artık Portekiz’in batı kıyısında, yani ana yoldan ayrılan bir patikanın, dalgaların kırmızımsı kahverengi kayalıklarla kaplı geniş kumsallarına çarptığı Arrifana Plajı’na çıkan yerdesiniz. İç kısımda kısa bir yoldan giderek yıkık bir kalenin eteğinde, tümü beyaz badanalı duvarları ve kırmızı çinileri olan Mağribi kasabası Aljezur’u bulabilirsiniz.
Uzak Kuzey
Neleri ünlü: Yürüyüş, vahşi yaşam, manzara ve şarap
Rota: Porto • Pinhão • Côa vadisi • Bragança • Montesinho Tabiat Parkı • Peneda-Gerês Ulusal Parkı • Grarca PontShelve dee Bs • Papesorto
Ne zaman gidilir: Kış ayları uygun değil
Ne yapılır: Avrupa’nın bu en izole ve unutulmuş köşelerinden birinde dolaşın. Şarapların tadına bakın, dağlarda yürüyüşler yapın.
Porto’dan doğuya, Douro Vadisi’nden yukarı, sarp yamaçlarda açılmış teraslarda yetiştirilen üzümlerin ve gümüş renkli zeytin ağaçlarının kapladığı Porto şarapları diyârına doğru keşfe çıkın. 1980’lerde keşfedilen Avrupa’nın en geniş Paleolitik kaya resimlerinin Côa kolu boyunca devam etmeden önce, şaraphane turları ve şarap tadımı için de Pinhão’ya zaman ayırın.
Ardından haritanın en sağ köşesindeki Tras-os-Montes’e – Türkçesiyle “dağların ardına” – yani kuzeye doğru gidin. Bölgenin kale-şehir başkenti Bragança’nın hemen ötesinde başlayan Montesinho Tabiat Parkı, Portekiz’in vahşi yaşam açısından en zengin alanıdır. Yabani tavşanlar bu muazzam büyük vahşi ve açık araziyi örten fundalıklarda ve daha yüksek kesimlerde koşup dururlar, arada tilki ve misk kedilerini veya akarsularda da su samurlarını görebilirsiniz. Kurtlara nadiren rastlanır, ancak bazen geceleri ürküntü veren ulumalarını duyabilirsiniz.
Yürüyüş için mükemmel bir yer olan Peneda-Gerês Ulusal Parkının bulunduğu Minho bölgesinden batıya dönün. Buralarda, Ponte de Barca yakınlarındaki Trilho dos Moinhos de Parada (Değirmenlerin Yolu) gibi sarp dağlardan geçen yeni yol sembolleriyle işaretli parkurları göreceksiniz.
Tarihi Merkez
Neleri ünlü: Kültür, tarih, manzara
Rota: Lizbon • Alcobaça • Batalha • Tomar • Serra da Estrêla • Coimbra • Porto
Ne zaman gidilir: İlkbahar ve sonbahar en iyisidir.
Ne yapılır: Tagus ve Douro nehirleri arasındaki orta bölge, bir yanda Portekiz’in ulusal hikayesine açılan bir pencere sunarken yol boyunca kimi muhteşem manzaraları da gözler önüne seriyor.
Lizbon’dan kuzeye doğru ilerlerken, gezip görülecek yerlerin bol olduğu yerlere kısa sürede ulaşılır. Geziye, daha çok Moors’a karşı kazanılan zaferin hatırasına minnettarlıkla büyütülen ve yan yana gömülen talihsiz asil aşıklar Pedro ve Inês’in heykelleriyle ünlü Alcobaça Manastırı ile başlayın. Sırada 1385’te Kastilya ordusuna karşı galibiyete şükranlarını sunmak için inşa edilen bal rengi Batalha Manastırı geliyor. Abartılı “Manuelin” mimarisinde yapılmış bu yapının bünyesinde birkaç kralla kraliçenin mezarları da bulunmaktadır.
Prens Henry’nin (“Navigator”) yargılandığı Tapınak Şövalyeleri kalesinin hâkim olduğu nehir kıyısındaki iç bölgelere, Tomar kasabasına doğru gidin. Yerleşim bölgelerinden kurtulup biraz ferahlamak için, Zêzere nehrinin buzlu vadisinden geçerek Portekiz’in en yüksek sıradağları olan Serra da Estrêla’nın doğasına doğru ilerleyin.
Porto’dan önceki son durak, Avrupa’nın en eski Üniversite şehirlerinden biri, öğretimin yapıldığı zamanlarda cıvıl cıvıl bulacağınız Coimbra (“Queenborough” olarak telaffuz edilir) olmalı. Diğer zamanlarda, tepelik eski şehir daha çok büyük bir müze izlenimi verir; yaldızlı ahşap ve bir milyondan fazla kitapla dolu üç barok tarzı odası olan üniversite kütüphanesini mutlaka görün.
Porto
Neleri ünlü: Mimari, tekne gezileri, çarşılar, müzeler, bisiklet sürme, yemek ve şarap
Rota: Porto.
Ne zaman gidilir: Yıl boyunca.
Neler yapılır: Eski cazibesini tekrar keşfeden eski bir ticaret şehrinin enerjisini hissedin. Zarif köprüler, gizli avlular ve geçitler, art nouveau kafeler, parıldayan kiliseler, büyüleyici müzeleri görün… ve (tabii ki!) Porto şarabının tadına bakın.
Portekiz’in bu ikinci şehri, başına neyin geldiğinin pek farkında değil ama şehir turları işi o kadar hızla büyüdü ki, şehir Avrupa’nın en hareketli destinasyonlarından biri haline geldi. Aktivitelerin çoğu tarihi merkezin en iç kısmında ve sahildeki süslü Ribeira bölgesinde gerçekleşiyor. Turların rotasındaki Porto şarabı “tadım durakları” Vila Nova de Gaia’dan geçen nehrin karşısına düşüyor.
Ama Porto’da çok daha fazlası var. 21. yüzyıl yüzünü bilinçli olarak gösteren bir şehir burası, Modern yeni Casa da Música Opera Binasından Serralves Çağdaş Sanat Müzesine… Eğer yüksek teknoloji çağından önceki Porto’yu görmek isterseniz de Mercado do Bolhão kapalı çarşısını ziyaret edin ve yiyecek ve el sanatı ürünleri için yapılan hararetli pazarlıklara tanık olun.
Daha ileride, turizmin etkisinden uzak kalmış bazı semtleri göreceksiniz. Bir alternatifiniz, takır tukur sesler çıkararak kuzey yakası nehir ağzındaki Foz do Douro’nın çevresini dolaşan eski tramvaya atlamaktır. Bir diğeri ise, bisiklet kiralamak ve aynı rota boyunca bisiklet yolunu arşınlamaktır. Önünüzde uzanan yol, deniz tuzu kokusu alacağınız Atlantik sahili boyunca, çevre düzenlemesi çok güzel yapılmış ve içinde göller, ağaçlık alanlar ve heykeller bulunan Parque da Cidade’ye doğru devam ediyor.
Orijinal Yazı: Martin Symington
Çeviri: Sinan Akbaytürk
Kaynak
Wanderlust