Gezip görmek istediğiniz yerlerin listesini çıkarmakta zorlanıyor musunuz? Listeniz günden güne uzuyor, oldukça karmaşık bir hal mi alıyor? O zaman sizlere gezegenimizin unutulmaz binlerce manzarasından derlediğimiz listemizi sunuyoruz.
Listemizi uzman tavsiyelerine, anket sonuçlarına ve sezgilerimize dayanarak, ihtişam sırasına göre hazırlayıp cesurca bir adım attık.
Sonuç olarak, Lonely Planet’in Büyük Seyahat Rehberi’nde, gezegenimizdeki 500 uğrak noktayı inceleyebilirsiniz. İştahınızı kabartması umuduyla işte listemizden 10 muhteşem manzara…
1- ANGKOR VAT, KAMBOÇYA
Oylar sayıldığında ikinci ve üçüncü sıra için büyük bir çekişme olurken, Büyük Seyahat Rehberi ‘nin açık ara kazananı, oyların %36’sından fazlasını alan Angkor Vat oldu.
Hinduizm’de tanrı Vişnu’nun adına yapılan ve dünyanın en büyük tapınağı olma özelliği taşıyan Angkor Vat, bu bağlamda Kamboçya’nın Budist profiline aykırı gözükse de bu görkemli anıt, bir zamanlar Burma, Laos ve Güney Çin’e kadar uzanan Hindu Krallığı’nın en büyük hazinesiydi. Güneydoğu Asya gibi tapınaklar açısından zengin bir bölgede dahi Angkor Vat, sıra dışı ve eşsiz bir anıttır. Ramayana, Mahabbarata ve Puranalar gibi dinî ve efsanevi metinlerden hareketle, binlerce kumtaşı bloğunun tabandan tavana kadar yontulup oyulmasıyla oluşturulmuş olan bu tapınak, kelimenin tam anlamıyla yeryüzündeki bir cenneti andırmaktadır.
Angkor Vat, Kuzey Kamboçya’nın ormanlarında binden fazla tapınak, türbe ve mezardan oluşan bir kompleksin zafer tacıdır.
2- BÜYÜK SET RESİFİ, AVUSTRALYA
Listemizin ikinci sırasında Kuzeydoğu Avustralya kıyılarında, 3000 km’den fazla uzunlukta olan bir doğa harikası var. Büyük Set Resifi’nin güzelliğini anlatarak yeterince açıklamış olamayacağız ancak şu gerçeğe değinecek olursak: Burası 400 çeşit mercan ve 1500’den fazla çeşit balığa ev sahipliği yapan dünyanın en büyük resif ağlarından bir tanesidir. Burada 6 tür deniz kaplumbağası ve 17 çeşit deniz yılanının yanı sıra yaklaşık 30 çeşit balina, yunus ve liman yunusu (musurgiller) görülmüştür.
Resif, artan deniz sıcaklıklarından dolayı tehdit altında olsa da şimdilik dalgıçlar ve şnorkelle yüzenler için rengârenk bir sualtı oyun alanıdır.
3- MACHU PICCHU, PERU
En başta da söylediğimiz gibi, ikinci ve üçüncü sıra için kıyasıya mücadeleyi bir avuç oy belirledi.
İnka Yolu (Camino Inka) boyunca dört gün süren ve akciğerlerinizi açan bir yürüyüşünden sonra Güneş Kapısı’ndan (İnki Punktu) Machu Picchu’ya inmek, Peru’ya seyahat eden gezginler için adeta bir geçit töreni havası yaratmaktadır. Machu Picchu’yu son derece akıl almaz kılan şey ne And Dağları’nın korkunç yüksekliği ne de şehrin imkânsız bir şekilde eğimli yamaçlara tutunma şekli. Burayı gizemli kılan şey tarihte burada ne olduğunu kimsenin tam olarak bilmiyor olması…
Şaşkın ve meraklı gözlerle, sizi özgür kılan bir bilgi boşluğunda kendi fikirlerinizi üreterek gizemli dağ metropolünün etrafında dolaşabilirsiniz.
4- ÇİN SEDDİ
Her ülkenin mutlaka görülmesi gereken bir anıtı vardır. Ancak Çin’de, bu anıt ülkenin büyük bölümünü kapsıyor. Çin Seddi sadece bir duvar değil, ülkenin kuzeyindeki engebeli manzarada 8850 km boyunca uzanan ve adeta hayranlık uyandıran bir labirent izlenimi veriyor.
Çin Seddi’nin uzaydan görülebildiğine dair sosyal medyada karşınıza çıkanlar bir efsaneden ibaret olsa da bu sonsuz yapının sınırsız bir mesafeye kadar uzandığı göz önüne alındığında, bunun doğru olamayacağı neredeyse imkânsız gözükmektedir.
Yalnızca birkaç maceracı baştan sona tüm duvarı gezmeyi başarabildi. Seddin sarsılmaz dayanıklılığına şahit olmak istiyorsanız, tek bir bölümünü gezmeniz dahi yeterli olacaktır.
5- TAC MAHAL, HİNDİSTAN
Mimari mükemmelliğe nasıl ulaşırsınız? Göz kamaştıran beyaz mermerle işe koyulun. İslami desenlerle oyulup süslenmiş binlerce değerli taş ekleyin. Yapıyı kutsal nehrin yanına kondurup mücevherleri andıran bahçelerle donatın. Mükemmel bir simetri uygulayın. Son olarak bu eşsiz yapıyı bir aşk hikâyesine bağlayın. İşte karşınızda Tac Mahal.
Babür İmparatorluğu hükümdarı Şah Cihan tarafından, sevgili eşi Mümtaz Mahal’e duyduğu derin sevginin bir hatırası olarak inşa edilen Tac Mahal, yüzyıllardır Hindistan’a dünyanın çeşitli yerlerinden turist çekiyor.
Şah Cihan, oğlu tarafından tahttan indirilip ömrünün son demlerini Agra Kalesi’nde oda hapsine mahkûm olarak geçirmiştir ve burada küçük bir pencereden görebildiği Tac Mahal artık ona kaybettiği her şeyi hatırlatan bir yapıdan ibarettir.
6- BÜYÜK KANYON ULUSAL PARKI, ABD
Yer kabuğunun üzerindeki bu dev yarığın önünde durun, işte iki milyar yıllık jeolojik bir oluşuma bakıyorsunuz. Bu gerçek, insan beyninin alabileceğinden çok daha büyük bir etki yaratıyor. Kızgın gün batımları ile aydınlanan, yer yer kar kristalleri görünen, dalgalar halinde sis bulutlarıyla dolu ve yaklaşık 445 km derinliğiyle Büyük Kanyon, doğanın devasa bir katedrali…
Burada kendinizi küçücük ama aynı zamanda göklerde uçan dev bir kuş gibi, korkmuş ama bir o kadar da huzurlu, son olarak en güzel şiirleri yazacak ilhamı yakalamış ama kalem oynatamayacak kadar da şaşkın hissedeceksiniz.
7- KOLEZYUM, İTALYA
İçinizdeki tarihçiyi uyandırmak adına canlı bir Roma anıtından daha iyisini bulamazsınız ve Kolezyum da bunun için tam anlamıyla biçilmiş kaftan! Acımasız bir iktidarın eseri olan bu 50.000 kişilik büyük amfi tiyatro, Roma’daki antik mekânlardan en heyecan verici olanıdır.
Burada gladyatörler, kan ve ölüm dolu dövüşler gerçekleştirirken idam mahkûmları ise kana susamış kalabalıklar önünde vahşi hayvanlarla savaştılar.
8- IGUAZU ŞELALELERİ, ARJANTİN-BREZİLYA
Iguazú Nehri’nin, Paraná Nehri ile birleşmesinden hemen önce bir platoya doğru aktığı yerin adı olan ”Iguazú” Guarani dilinde ”Büyük Su” anlamına geliyor. ‘’Büyük’’, Iguazú Şelalesini tanımlamak için oldukça yetersiz bir kelime. Su, şelaleden akıllara durgunluk veren bir güçte akıyor. Aşağıda sis ve köpüğün içine dalan gezi botları birer kibrit çöpünü andırıyor ve şelalenin yakınlarındaki yürüyüş parkurları sizi dehşet verici bir heyecana sürüklüyor.
Şelale; jaguarlar ve daha birçok vahşi hayvanın yaşam alanıyla birlikte 55.000 hektarlık bir alanı kaplayan ulusal park ve subtropikal yağmur ormanlarıyla birbirini tamamlayan muhteşem bir manzara oluşturuyor.
9- EL HAMRA SARAYI, İSPANYA
El Hamra Sarayı hiç şüphe yok ki gezegenimizin olağanüstü yapılarından bir tanesidir. Ortaçağ İspanya’sındaki 800 yıllık Mağrip hükümranlığının en kalıcı sembollerinden olmasının yanı sıra İslam Sanatı’nın da en ince ve en güzel örneklerinden biridir.
Uzaktan bakıldığında, Sierra Nevada’nın karla kaplı tepe manzarasına karşı koyan, selvi ve karaağaçlarla kaplı ormanlardan yükselen kırmızı duvarlar, El Hamra’nın kale burçları ve kuleleri Granada semalarına hâkim bir görüntü çizmektedir. İçerisi ise efsane ve fantezilerin kaynağı, göz alıcı saraylar ve özenle bakılan bahçelerle dolu.
10- AYASOFYA, TÜRKİYE
Kilise, Cami ve Müze; hepsi bir arada… Ayasofya, gezegende benzeri olmayan bir yapı ve neredeyse 1500 yıl önce inşa edildiğinde, mimarlık kurallarına meydan okuduğu gibi, bugün de kolayca sınıflandırılmaya meydan okuyor.
Bu muhteşem yapının arkasındaki isim, Bizans İmparatoru I. Justinianus; Roma’nın kız kardeşi Bizantion’un (daha sonraları Konstantinopolis ve İstanbul olarak adlandırılacak) bütün harikalarını gölgede bırakacak muhteşem bir katedral inşa ettirmek istedi. Üstelik bu yapı gök kubbenin görkemini yeryüzünde taklit edecekti. İmparatorun dileği yerine getirildi. Asırlar sonra bile bugün, Ayasofya, modern İstanbul’un siluetine hâkim olan muhteşem bir yapı.
Liste elbette burada bitmiyor. ‘’Büyük Seyahatler’’ başlıklı, gezegenimizin en muhteşem 500 manzarasının derlendiği listeye, Lonely Planet mağazalarından ve kitapçılardan ulaşabilirsiniz.
Çeviri: Gürkan Çimen