Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Masal Kitaplarından Kaçıp, Dünyamıza Gelmiş Öylesine Sevimli Bir Kasaba: Bar Harbor

Amerika’ya gitmek, çok önceden kurduğum bir hayaldi. Hep hayalini kurduğum bu maceraya atılmak için ise tek bir şeye ihtiyacım vardı: Cesaret. İnsan birazcık cesaretle neler başarabilir oysa.

0 1.839

3 yıl önceydi. Hatırladıkça, hala aynı heyecanı duyarım içimde, resimlere bakarken tüylerim diken diken olur, anlatırken yüzümde bir tebessüm belirir. Bazı anılar vardır insanın hayatında, her bir detayını zihninizin en güzel köşesinde özenle saklarsınız. Hele bu ilk yurtdışı deneyiminiz ise…

18 yaşında, üniversite eğitimim için Ankara’ya geldiğimde, karşılaştığım büyük binalar içime bir ürperti vermişti. ‘’Ben bu şehirde ne yapacağım’’ dediğimi dün gibi hatırlıyorum. Bir nevi köyden indim şehre misali. Her türlü zorlukların üstesinden azim ve kararlılıkla gelinir. Ankara’dan korkarken, bir de baktım Amerika’dayım.

Amerika’ya gitmek, çok önceden kurduğum bir hayaldi. Hep hayalini kurduğum bu maceraya atılmak için ise tek bir şeye ihtiyacım vardı: Cesaret. İnsan birazcık cesaretle neler başarabilir oysa. Cesaretimi toplayarak üç aktarmalı yolculuğuma başladım.

İstanbul -> Paris ->Detroit ->Bangor ve oradan da taksiyle 1 saat uzaklıkta Bar Harbor.

Jordan Pond

Aktarma yerlerindeki bekleme sürelerini de hesaba katacak olursak, kalacağım pansiyona varır varmaz, uzun yolculuktan bitap düşmüş bedenim ile heyecandan yorulmuş kalbim, hiçbir şey düşünmeme fırsat bile vermeden beni derin bir uykuya yatırdı. Sabah uyandığımda, kapının ardında başka bir hayat sürüp gidiyordu ve ben bu hayata çok yabancıydım. Heyecandan titreyerek açtığım kapıdan, inanılmaz güzel insanlar tanıyacağımı nerden bilebilirdim ki?

Amerika Birleşik Devletleri’nin en kuzey doğusunda bir eyalet… Dağları, gölleri, sahilleri ve ormanlarıyla muazzam doğa harikası bir ulusal park… Parkın, Atlas Okyanusu ile buluştuğu yerde sevimli bir kasaba…

Sand Beach

Maine Eyaleti’nde yer alan Bar Harbor, Mount Desert Adası’ndaki dört kasabadan bir tanesi. Mount Desert Adası bu dört kasaba ile birlikte her yıl yaklaşık 3 milyon turistin ziyaret ettiği Acadia Ulusal Parkı’na da ev sahipliği yapıyor. Muhteşem bir doğa; yürüyüş parkurları, gölleri, plajı, dümdüz kayaları, yer yer gizlice sizi gözetleyen geyikleri ile sizden köşe bucak kaçan sevimli sincaplarıyla, burada kendinizi cennetin bir köşesinde hissetmemek adeta olanaksız. Adanın güneyinde yer alan ‘’Sand Beach’’ plaj ve yeşilin birbirine karıştığı muazzam bir yer. Sapsarı plaj kumunun çoğu, dalgaların aşındırarak ufaladığı deniz kabuklarından meydana geliyormuş. Bir diğer görmeniz gereken yer ise ‘’Thunder Hole’’. Dalgaların kayalara çarparak aşındırdığı bu küçük girinti, denizin ve dalgaların ne denli kuvvetli olabileceğini bizlere gösteriyor. Dalgaların kayaları döverken çıkardığı ses tıpkı gök gürültüsü kadar şiddetli.

Thunder Hole

Adayı daha yüksekten görmek isteyenler için Cadillac Dağı’na turlar düzenleniyor. ( Bkz: Oli’s Trolley) Ya da isterseniz bisikletinizi alıp, bu doğa harikasının tadını çıkararak da buraya ulaşmanız mümkün. Sizi harika bir manzara ve yaban mersini ağaçları karşılayacak. Yaban mersini burada oldukça çok tüketiliyor. Yaban mersinli bira, soda, kurabiye, reçel, kek ile yoğurt, yulaf, çilek ve yaban mersini ile hazırlanan aperatifleri markette bolca bulabilirsiniz.

İlgili Yazılar
Cadillac Dağı
Bisiklet ve Tertemiz Bir Doğa

Hazır yemekten laf açılmışken, şehir manzaralarına biraz ara verelim. Sabah güne enfes bir omlet, kahve ve yabanmersinli pankek ile başlamanızı öneririm. Dört tarafı okyanusla çevrili bir yerde, en meşhur yemeklerin ise deniz ürünleri olması sizi çok şaşırtmamalı. Gerek kasabanın içinde, gerekse yol kenarlarında sizi bolca ıstakoz restoranları karşılayacak. Evet, burası ıstakozu ile meşhur. Akşam yemeği için güzel bir ıstakoz ve yanında bira (yaban mersinini çok seviyorsanız yaban mersinli bira J ) enfes olacaktır.

Bar Harbor, yaşlı bir nüfusa sahip. Daha çok emekliliğin tadını çıkaran insanları, her sabah köpekleriyle yürüyüşteyken, deniz kenarında gezinirken görebilirsiniz. Yaz aylarında; ‘’Work and Travel’’ ile kasabaya farklı ülkelerden gelen gençler ile gemi turlarıyla gelen turistler dolduruyor. Gençler özellikle otellerde, kafe, restoran ve benim de çalıştığım kasabanın tek büyük marketi Hannaford’da iş buluyorlar. Kasabada suç oranı çok düşük. İnsanlar size karşı daima güler yüzlü. Sokakta yürürken yanınızdan geçen insanların size gülümseyip, ‘’günaydın’’ demesine ya da yaz aylarında ücretsiz olan otobüs şoförlerinin, siz otobüse bindiğinizde ‘’günaydın efendim nasılsınız’’ demeleri açıkçası ilk başlarda bir kültür şoku yaşatıyor. Ancak daha sonra bu ortama uyum sağlayıp, etrafınıza gülücükler ve selamlar saçarak yaşıyorsunuz.

Bar Harbor’da yapılacak çok sayıda aktivite var. Doğa yürüyüşü, tırmanma, kampçılık, bisiklet, golf, kano, balina izleme, açık hava sineması bu aktivitelerden bir kaçı. Özellikle yaz aylarında herkesin yaptığı gibi, çimenlere serilip, pizza ve biranızı alarak açık hava sinemasının tadını çıkarmak paha biçilemez.

Bar Harbor, cana yakın ve içten insanlarıyla; küçük, sevimli bir Amerikan kasabası. Şehir yapısıyla, küçük evleriyle ve bilhassa muazzam doğasıyla sizi kendinize hayran bırakmayı bekliyor. Sizleri kendi kadrajımdan fotoğraflarla baş başa bırakıyorum. Yolunuz bir gün bu güzel kasabaya düşerse eğer, Hannaford Süpermarket’e gidip, ‘’burada biri çalışmış adı Gürkan, o sizi çok özlemiş, size kucak dolusu sevgiler gönderiyor’’ derseniz beni çok memnun edersiniz.

Yazı: Gürkan Çimen

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More