Ölü Denizdeki İbranice el yazmalarının bulunması tarihteki en büyük arkeolojik bulgular olarak düşülmektedir. Metnin içeriği kadar metinlerin kimin oluşturduğu ve oraya nasıl geldiği de ilginçtir.
Kazı alanının yakınında bulunan ve aynı zaman dilimine dayanan iskeletlerin yakın tarihli bir analizi, Essenes olarak bilinen esrarengiz bir dini grubun ortak varsayımının doğru olabileceğini düşündürmektedir. Essenes adında din uğruna evlenmeyen Yahudi bir mezhebin üyelerinin en popüler ve en erken oluşan tarikat olduğu Ölü Deniz Yazıları’nın oluştuğu dönemde Kumran’da yaşayan insanların inanışıydı. Ünlü Metinlerin yaratıcıları veya koruyucularının bu insanlar olduğu söylenmektedir. Ancak bununla birlikte IBTimes, Bedevi çobanların, zanaatkarların ve Romalı askerlerin de ayrıca Kumran’da o dönemde yaşadığını söylemektedir.
Science News, Qumran’a gömülmüş 33 iskeletin yakın tarihli bir değerlendirmesinin, toplumun dindar insanlardan oluştuğu yönündeki yaygın inancı desteklediğini bildirdi. Analiz, pelvik şekil ve vücut boyutları gibi fiziksel faktörlerin incelenmesine odaklanmıştır ve yalnızca erkeklerin ve çocukların bulunma olasılığı da yüksektir. Ancak üç iskeletin cinsiyeti belirlenememiştir. Bu, yedi iskeletin kadın olduğuna dair olan bir önceki değerlendirmeyi değiştirmektedir.
### Ölü Deniz Metinleri Hakkında Yazımıza Buradan Ulaşabilirsiniz
Kumran iskelet kemiklerinden birinin radyokarbon tarihlemesi vücudun yaklaşık 2200 yaşında olduğunu göstermektedir. Erkeklerin tahmini ölüm yaşı 20 ile 50 yaş civarındadır. Yaygın inanç erkeklerin Essenes tarikatına bağlı olduğunu gösterse de Antropolojist Yossi Nagar erkeklerin tarikata bağlı olmadığını söylemektedir.
Essenes’in Kudüs’ü Romalılara karşı protesto etmek amacıyla oluşan Yahudiliğin vahiysel bir mezhebi olduğu söylenmektedir. Ölü Deniz Yazılarıyla ilişkilendirilen bu grup görünüşe göre Peygamber Yeşaya’nın emirlerini takip etmek için çöle doğru ilerlemişlerdir.
Nagar’ın 2017 yılında Amerikan Doğu Araştırma Merkezindeki sunumundan bir alıntı:
”Bu çalışma, Kumran’ın ideolojik olarak seçkin insanlar topluluğu olarak görülen en eski teorileri destekleyerek, Kumran toplumunun benzersizliğini kanıtladı. Yeni demografik sonuçlar ve yorumlar: Bebeklerin ve kadınların iskelet örneğinden yoksundur… Ölüm dağılımındaki çocuk oranı ve yetişkin yaşı, sonraki dönemlerin ortak çöl manastır toplumlarıyla eşleşmektedir. ”
Bazı kemik örneklerinden Kumran iskeletlerinin küçük örnekleri çıkarıldı, bu nedenle araştırmacıların DNA analizini tamamlamaya çalışmışlardır ve belki de Ölü Deniz Yazılarının yakınında yaşayanların kim olduklarına dair daha açık kanıtlar bulma şansları vardır.
Ölü Deniz Yazıları, 1947 ile 1956 yılları arasında Kumran’da bulunan 11 mağarada bulundu. Yaklaşık 1000 el yazması İbranice İncil’in en eski sürümlerinden bazılarını sağlamaktadır.12. mağara Şubat 2017’de keşfedildi, ancak sadece kütüklü kavanozlar, parşömen parçaları ve bir parça işlenmiş deri bulunmuştur.
İlk Ölü Deniz Yazıları, istemeden, Bedevi çoban tarafından Kumran civarında bir mağarada bulundu. Yıllar geçtikçe daha fazla metin ortaya çıktığı için, karaborsada bazıları özel alıcılara satılmaya başlandı. İsrail Eski Eserler Kurumu direktörü İsrael Hasson, son Ölü Deniz Yazılarını bulmak için aciliyeti şöyle anlattı: ”Yıllardır en önemli mirasımız ve kültür varlıklarımız, açgözlülük sebebiyle Yahudi Çölü mağaralarında yasadışı olarak kazılmış ve yağmalanmıştır. Geliştirmekte olduğumuz ulusal planın amacı, mağaralardaki yazıları bulmak ve onları devlet eliyle korumak. “dedi
### Yeni Açığa Çıkarılan Ölü Deniz Parşömenleri Hakkında Habere Buradan Ulaşabilirsiniz
Çeviri: Serhat Pir Tosun