Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Almanya’nın İki Kardeş Kenti: Düsseldorf ve Köln

Almancada eski şehir anlamına gelen Altstadt bölgesi, aynı zamanda Düsseldorf’un en renkli yeme içme yerlerini, restoran ve kafelerini barındırmasıyla da ünlü.

0 582

Düsseldorf’un kalbindeki Hauptbahnhof’tan başladık şehir turumuza. “Hauptbahnhof” Almanca tren garı demek olsa da burada kesinlikle bir gardan fazlasını buluyor insan. Almanya’nın dört bir yanına giden ve hatta ülke dışına bile gidip gelen onlarca peron peron trenlerin dışında o yemek, alışveriş yerleri, o dergiciler, oyuncakçılar, şekerlemeler ve o kalabalık nasıl unutulabilir ki!

Almancada eski şehir anlamına gelen Altstadt bölgesi, aynı zamanda Düsseldorf’un en renkli yeme içme yerlerini, restoran ve kafelerini barındırmasıyla da ünlü. Biz de bu eğlenceli çevrede gezinip Altstadt’ın güneyinde yer alan Carlstadt’a kadar yürüyoruz. Buradaki meydanda bir de Carlsplatz Pazarı (Carlsplatz Market) vardı. Carlsplatz Market, sebzeden meyveye, balıktan peynire her şeyi bulmanın mümkün olduğu rengarenk bir pazar.

Ana şehir meydanı Marktplatz’ın ortasında ise at üzerinde bir şövalyeyi andıran Jan Wellem’in Heykeli’ni görüyoruz. Bu meydanda kışın Noel pazarları yazın ise açık hava festivalleri yapılıyormuş. Buradan Ren Nehri’ne doğru bir yürüyüş yaparken Kale Meydanı (Burgplatz), Market Caddesi (Marktstraße), Gümrük Caddesi (Zollstraße) ve Bolkerstrasse’yi gezmelisiniz.

Aklınızda Olsun

Limitsiz kullanımlı Düsseldorf Welcome Card, çeşitli müzelere, turistik ve eğlence yerlerine ücretsiz giriş imkânı veriyor. Şehre vardığınızda ilk iş bir Turizm Ofisi’ne bu kartla ilgili güncel durumu sorup birer tane edinmeyi unutmasanız iyi olur.

Ne Güzelsin “Ren Nehri”

Tüm bu yürüyüşlerin sonunda hedefimiz Ren Nehri üzerinde bir tekne turuna çıkmak. Ama önce yolumuzun üzerinde tamamlamamız gereken son bir gezi hedefimiz daha var: Ren Nehri manzarasını ve Düsseldorf’u tepeden panoramik olarak izleyeceğimiz Ren Kulesi yani Rheinturm’a tırmanmak!

Ren Nehri’nin şehrin içinden geçen kolu

Rheinturm, Düsseldorf’un simge yapılarından biri. Kule Harbour Bölgesi’nde yer alıyor ve üzerinde radyo ve televizyon verici antenleri ile bir de dijital saat bulunuyor. Söylenene göre bu, dünyanın en büyük dijital saatiymiş. Biz de tüm diğer turistler gibi sıramızı bekleyip tepeye çıkıp -şansımıza hava da bulutsuz ve açıkken- bol bol panoramik Düsseldorf fotoğrafları çekiyoruz. Hedefimiz aşağıda bize bakıyor ve Ren Nehri artık bizi bekliyor…

Teknede cam kenarında oturup kulaklıklarımızı takıyoruz ve gezdiğimiz yerlerin hikâyesini dinliyoruz. Bu, yaklaşık bir saat süren, güzel bir Düsseldorf turu. Düsseldorf Fuar Alanı denen yerden şehrin en modern binalarının bulunduğu Medienhafen’e kadar dolu dolu geziyoruz ve bu kordon boyuna Rheinuferpromenade denildiğini öğreniyoruz.

Biraz Da Vitrinlere Bakalım

Şehrin en hareketli caddesi Königsalle’nin başında Tritonenbrunnen Çeşmesi karşılıyor bizi. Cadde üzerinde büyük bir alışveriş merkezi var. Kö Galerie Düsseldorf adındaki bu alışveriş merkezinde dünyaca ünlü markaların mağazaları bulunuyor. Bu Königsallee Bölgesi, zaten genel olarak dünyanın en lüks bulvarlarından biri olarak kabul ediliyor. Pek çok mağaza, farklı hediyelik eşya dükkânı, kuyumcular, antika dükkanları ve kitap mağazaları burada yan yana sıralanmış.

Düsseldorf’a Ne Zaman Gitmeli?

  • Düsseldorf ziyaretinizi Şubat ayına denk getirdiğinizde, Düsseldorf Karnavalının eğlenceli ambiyansına yetişebilirsiniz.
  • Marktplatz’da yer alan ünlü Jan Wellem Heykeli’nin bulunduğu yerde Kış aylarında büyük bir Noel Pazarı kuruluyor; yazın ise yine aynı yerde büyük festivaller ve etkinlikler düzenleniyormuş. Kenti hangi ay ziyaret edeceğinizi planlarken bu bilgiler aklınızda olsun!

Düsseldorf’tan Kısa Notlar

  • Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nde bulunan Düsseldorf şehri ismini Ren Nehri’ne dökülen Düssel Deresi’nden alıyormuş.
  • Düsseldorf, düzenliliğiyle kentsel yaşam kalitesi açısından dünya standartları üzerinde en yaşanılabilir 6. kent seçilmiş.
  • Toplam sergi alanı 285 bin metrekareden oluşan ve dünyanın en büyük fuar alanı olarak kabul edilen Düsseldorf Fuarı (Messe Düsseldorf) bu şehirde yer alıyor.

KOLONYANIN ANAVATANI: Köln ve Büyüleyici Gotik Mimarisi

Trenle Düsseldorf’tan Köln’e geçtiğimizde; bu iki kentin aslında birbirlerine ne kadar da çok benzediklerini fark ettik. Şehir turumuza tıpkı Düsseldorf gibi Köln’de de Altstadt (yani Eski Şehir Bölgesi) ile başlıyoruz ve burada da yine Ren Nehri ile karşılaşıyoruz.

Aşk Kilitleri Nedir?

Düsseldorf’tan Köln’e doğru yaklaşırken, artık Köln Hauptbahnhof’ta trenden inmemize az kalmıştı ki; çok ilginç bir köprü gördük: Hohenzollern Köprüsü. Bu köprünün ilginç yanı üzerinde onlarca kilit asılı olmasıydı. Bunun benzerlerini başka Avrupa şehirlerinde de görmüştük ama duyduğumuza göre Hohenzollern Köprüsü, dünyadaki en çok kilide sahip aşk köprüsüymüş! Öyle ki toplamda 2-ton ağırlığında olduğunu tahmin ettikleri bu kilitler köprüye zarar verebileceğinden yetkililer bu geleneği yasaklamak bile istemişler. Ne var ki halk buna tepki göstermiş ve işte o güzel kilitçikler de halen daha -bizim de gördüğümüz gibi- o Hohenzollern Köprüsü üzerinde kalmayı başarmışlar.

İlk kez duyanlar için bu aşk kilitlerinin anlamını da açıklayalım: Avrupa’nın kimi turistik şehirlerinde sürdürülen bir uygulama olup bu tarz köprü (ya da bazen sadece bir duvar vb.) yerlere yeni evlenenler, nişanlananlar ya da sevgili olanlar… bağlılıklarını simgelemesi için üzerlerinde isim yazan bu tarz kilitler asıyorlar ve anahtarını nehre atıyorlar. Böylece de kilidin sonsuza kadar açılmayacağına ve aşklarının hep süreceğine inanıyorlar.

Sizce de çok şirin bir uygulama değil mi?

İlgili Yazılar
Aşk kilitleri köprüsü

Altstadt’ta olup da onu görmemek ne mümkün?

Köln Katedrali (yani Kölner Dom)… O ne ihtişam; o nasıl bir mimari… Bu dantel gibi işlenmiş katedral, Almanya’nın ikinci, dünyanın ise üçüncü büyük kilisesi olma özelliği taşıyor. Katedralin içi de dışı kadar güzel: Vitraylar, heykeller, sütunlar… Bu dev katedralin inşası 1248’de başlamış ama ancak 1880’de tamamlanmış. Ama öyle sağlam yapılmış ki; 2. Dünya Savaşı’nda şehrin çoğu yerle bir olmasına rağmen burası ayakta dimdik kalabilmiş.

Köln Katedralinin Kuzey Batı tarafındaki meydanda -biraz harabe haline gelmiş olsa da- Romalılardan kalma tarihi bir Kapı var. Burası vaktiyle şehrin kuzey giriş kapısıymış. Ve yine aynı bölgede -tüm Almanya’da olduğu gibi- çok tarihi ve yöresel restoranlara rastlamak mümkün. Özellikle Katedralin tam yakınındaki „Früh“ de bunlardan biri ve adeta kentin simgesi haline gelmiş. Onu da ıskalamasanız ve pomfritlerin bir de orada tadına baksanız, bir Köln klasiğini daha eksiksiz yerine getirmiş olursunuz.

Eski Şehir Meydanı’nı Keşfediyoruz

Açık hava festivallerine ve Köln Karnavalına ev sahipliği yapan Eski Şehir Meydanı (Alter Markt), Roma döneminden itibaren pazar yeri olarak kullanılmış. Şimdilerde ise bu meydan kafe ve teraslı restoranlarla dolu.

Köln “Çikolata Müzesi”

Schokoladenmuseum’u 1993 yılında, ünlü bir çikolata üreticisi olan Dr. Hans Imhoff kurmuş. Müzenin, Köln’ün en güzel yerlerinden birinde ve nehir manzaralı oluşu onu bir kat daha güzelleştiriyor. Biz de baştan “Çikolatanın müzesi mi olur!” dedik ama sonra müzeyi bir güzel hem gezdik hem yedik hem de çikolata hakkında bir sürü bilmediğimiz şey öğrendik!  Çikolatanın kakao çekirdeğinden başlayarak nasıl bir yolculuktan geçtiğini, yapımını, tarihçesini öğrendik. Botanik bahçede yetiştirilen kakao çekirdeklerinin neye benzediğini gördük. Çikolata atölyesi izledik. Fabrikayı gezdik, çikolatanın yapım sürecinde kullanılan makineleri inceledik. İçeride kendi çikolatamızı bile yapıp afiyetle yedik!

Tarihi birahane

“Sevdiklerimize Hatıralar Almadan Dönmek Olmaz”

Siz de böyle düşünüyorsanız; Köln’de Eski Kent içerisindeki şehrin en işlek caddelerinden olan Hohe Straße’den girip Schildergasse’den çıkın; Ehrenstraße’de ara verip Neustadt’ta Belgian Quarter ve Rudolfplatz taraflarını gezin. Hem Belgian Quarter’da bol bol kafeler var; bunlardan birinde de biraz soluklanırsınız. Biz bu alışveriş noktalarından özellikle Schildergasse’nin kalabalığını güzel İstanbul’umuzun İstiklal Caddesi’ne benzettik.

Almanya’nın ulusal zincir mağazalarından olan Kaufhoflara rastladığınızda, -bir şey satın almayacak olsanız bile- mutlaka bu mağazalara bir girin; genellikle en üst katta bulunan kafelerinde de oturup şöyle bir Alman pastalarının tadına bakın ve terastaki panoramik şehir manzarasının da -pastalarla birlikte- tadını çıkartın!

AKLINIZDA BULUNSUN

Köln’de müzeleri gezecekseniz ve toplu taşımayı sık kullanacaksanız, kullanabileceğiniz 2 hesaplı kart var. Bunlardan biri toplu taşımayı sınırsız kullanabileceğiniz ve bazı müzelere indirimli giriş yapabileceğiniz KölnCard. Diğer seçenek ise 2 gün boyunca bazı müzelere ücretsiz giriş yapabileceğiniz ve 1 gün boyunca toplu taşımayı sınırsız kullanabileceğiniz

Müze Kartı. Aklınızda bulunsun!

Köln’e Ne Zaman Gitmeli?

  • Aralık ayında -tıpkı Düsseldorf’ta olduğu gibi- Köln’de kurulan Yılbaşı Pazarları da çok ünlü. Özellikle Altstadt’taki ve Heumarkt Meydanı’ndaki bu klasiği gidip bir kez olsun görmekte fayda var (ama tabii aşırı soğuk havayı da hesaba katmayı unutmamak kaydıyla.)
  • Bunun dışında Şubat ayında meşhur Köln Karnavalı da deneyimlemeye değecek bir eğlence. Karnaval aslında her yıl 11. ayın 11’inde saat 11.11’de başlayıp günlerce sürüyormuş. Sonra yılbaşı yaklaşırken biraz mola verilip Şubat ayında eğlenceler kaldığı yerden yeniden devam edermiş. Birbirinden ilginç kostümlerle sokak sokak dolaşıp eğlenen o insanları görmek bile tüm aileyi gülümsetmeye yetiyor. Bu görüntülerin en güzel anlarını yakalamak için eski şehirde Altermarkt mesken tutulmalı.

Yazı ve Fotoğraflar: Nilsu Emre

İnstagram Hesabı

Nilsu Emre’nin diğer yazılarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More