Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Hristiyanlığın Doğuşu ve Yayılım Süreci

Hristiyanlık, eski dünyaya yeni bir mesaj getiriyordu. Özellikle ezilen, horlanan yoksul ve mazlum kitlelerin dikkatlerini ruhi faziletlere yöneltiyor, bu zor yaşantılarının çektikleri çilelerle yıpranan hayatlarının hedefini de ölümden sonraki bolluk ve mutlu dünyaya çeviriyordu.

0 77.981

Hristiyanlığın Doğuşu

Roma İmparatorluğu üç kıta üzerinde yayılmış, çok dinli, çok ırklı ve çok kültürlü bir mozaikti. Bünyesinde barındırdığı bütün dinlere karşı, o dönemde nadir rastlanabilecek bir hoşgörüyle bakıyordu. Ortam böyleyken milattan sonra I. Yüzyılın ikinci yarısının başında, yeni bir din ışıldamaya başladı. Başlarda Yahudiliğin bir mezhebi gibi algılanan bu din, tüm imparatorluk merkezlerinde inanılmayacak derecede hızlı bir şekilde destek buldu.

Miladi 30’lu yıllarda Filistin’de İsa – Mesih isminde bir peygamberin çıktığına şahit oluyoruz. Hristiyanlığın kurucusu olarak kabul edilen Hz. İsa hakkındaki bilgiler, tamamen İncillere ve Yeni Ahit’teki Mektuplara dayanmaktadır.

hristiyan

Bildiğiniz üzere Hristiyanlık İsa merkezli bir dindir. Hristiyan inancının temeli, İncil’in varlığı ya da doğruluğu üzerine değil, İsa’nın yaşamı, ölümü ve ölümden dirilişi üzerine kurulmuştur. İsa’nın hayatı üzerine en önemli kaynağımız yine Kanonik İnciller olmuştur ve İsa’nın dünyaya gelişi İncil’de şöyle anlatılmıştır.

Tanrı, Melek Cebrail’i Celile’de bulunan Nasıra adlı kente, Davut’un soyundan Yusuf’un nişanlısı Meryem’e gönderdi. Onun yanına giren Cebrail “Selam, ey Tanrı’nın lütfuna erişen kız! Rab seninledir” dedi. Söylenenlere çok şaşıran Meryem’e melek şöyle seslendi, “Korkma Meryem”, “sen tanrının lütfuna eriştin. Gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın. O büyük biri olacak kendisine “Yüceler Yücesi’nin Oğlu” denecek. Rab Tanrı ona, atası Davut’un tahtını verecek. Meryem meleğe bir erkeğe varmadığı için bunun nasıl olacağını sorar. Melek Cebrail ise bu doğumun Kutsal Ruh vasıtasıyla olacağını söyler”

hristiyanligin-dogusu

İsa Celile eyaletinin Nasıra kasabasında doğmuştur. İncillerde İsa’nın çocukluk yıllarına ait belgeler olmadığı gibi 12 yaşında iken yaptığı Kudüs ziyaretinden sonra gençlik yılları ile ilgili bilgi de verilmemiştir. Ta ki Vaftizci Yahya ile karşılaşmasına kadar.

Yine en güvenilir kaynağımız bu konuda İncil’dir. İsa, vaftiz olmak için Ürdün’e gider. Hristiyanlara göre Vaftizci Yahya İsa’yı vaftiz ettiğinde Kutsal Ruh güvercin şeklinde gelip onun başına konmuş ve gökten İsa’nın Tanrının Oğlu olduğunu ve Tanrının O’ndan hoşnut olduğunu ifade eden bir ses işitilmiştir.

Hz. İsa bundan sonra tebliğlerine başlamıştır ve 3 yıl süresince devam etmiştir. Ancak yine bu dönem hakkında detaylı bir bilgi yoktur. Genel bir değerlendirme yapılacak olursa; İsa, yeni bir din getirmemiştir. O, ırkının bütün çizgilerini üzerinden taşıyan safkan bir Yahudi idi. Elinde de Tevrat vardı ve hahamların, Musa’nın getirdiği “şeriatı” bozduğunu söyleyerek, onlarla mücadele ediyordu. Kısacası İsa, kendisini Musa dininin bir reformatörü gibi görüyordu.

İlgili Yazılar

hristiyanligin-yayilisi

Hz. İsa’nın bu 3 yıllık tebliğ döneminden sonra, dünyadan ayrılışı sonunda, kendisine uyanların toplam sayısı on ikiydi. İsa’dan sonra bu Havariler, O’nun hatırasını yaşatmak için Kudüs’te teşkilatlanıp, O’nun mesajını ırkdaşlarına ve dindaşlarına ulaştırmaya çalıştılar. Gün geçtikçe sayıları artmaya başladı. Böylece amaç faaliyetleri daha düzenli ve sistematik bir hale geldi. Neticede İsa’nın mesajı Filistin topraklarının dışına taştı.

İncil’de Saul adıyla ilk defa karşımıza çıkan benim ise bundan sonra Paulus olarak tezimde konu edeceğim St. Paul’un Yeni Ahit’te bahsedilen mucize ile cemaate katılmasıyla, Hz. İsa’nın mesajının “Kudüs dışına” taştığını ve imparatorluğun önemli askeri ve siyasi merkezlerinden biri olan Antakya’da yayılmaya başladığını görüyoruz. Kudüs’ün Titus tarafından M.S.70 yılında tahrip edilmesiyle, cemaatin merkez üssü Antakya oldu ve cemaat ilk defa burada kendilerini diğer Yahudilerden ayırt etmek için “Christian” adını kullanmaya başladı.

Hristiyanlık, eski dünyaya yeni bir mesaj getiriyordu. Özellikle ezilen, horlanan yoksul ve mazlum kitlelerin dikkatlerini ruhi faziletlere yöneltiyor, bu zor yaşantılarının çektikleri çilelerle yıpranan hayatlarının hedefini de ölümden sonraki bolluk ve mutlu dünyaya çeviriyordu. Kısa zamanda bu yeni din, imparatorluğun her tarafında, özellikle doğuda Filistin, Suriye, Mezopotamya, Ermenistan, Anadolu; batıda Makedonya, Yunanistan, Güney İtalya, Fransa ve İspanya sahilleri; güneyde ise Mısır ve Kuzey – Batı Afrika eyaletlerinde sesini duyurmaya başlamıştı.

hristiyanlik

HRİSTİYANLIKTA HAC VE HACILIK KAVRAMI (Bölüm 2)

Aziz Paulus’un Seyahatleri ve Hristiyanlığın Anadolu’da Yayılışı

Yazan: Tolga Candur

Yayınlanan Tezin Tamamına Buradan Ulaşabilirsiniz.

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More