Antik Çömlek İçerisinde Rastlanan İnsan Kanı Bilinen “İlk Kırım Kongo” Vakası Olabilir

TARİHİ BİR ÇÖMLEKTE İNSAN KANI, ORGANLARI VE ŞAŞIRTICI BİR ŞEKİLDE VİRÜS TESPİT EDİLDİ

Milattan önce 450-600 yılları arasında, günümüzün Almanya’sında yüksek statülü bir kişi büyük morluklar, burun ve diş etlerinde kanama, kanlı ishal ve idrar gibi rahatsız edici belirtiler gösterdi. Durumu ile şok eden ya da ilgisini çeken köylüler, kişi öldükten sonra çömleğe kanlarını ve organlarını sakladılar ve çömleği mezarlık höyüğüne gömdüler. Arkeologlar antik proteinlerin analizine dayanan yeni bir teknik kullanarak, insanların hala ölmesine neden olan şiddetli bir kene hastalığı olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi(KKKA) virüsünden öldüğüne karar vermek için bu çömleğin içeriğini yeniden oluşturdu.

Hindistan’da Purdue Üniversite’sinde arkeoloji alanında doktorasını konu alan ve araştırmanın önde gelen araştırmacısı Conner Wiktorowicz bu virüsün arkeoloji tarihinde KKKA ve herhangi bir kanamalı ateş virüsünün ilk tanımı olduğunu söyledi. Daha önceden arkeologlar tarafından bilinmeyen çok yaygın olan örneklerin olup olmadığını gündeme getiren belirtilen bölgede bu süre içerisinde çömleklere gömülmüş insan kanı ve organları bilinen tek örnektir.

Çömleklerin içeriği, içinde depolanan herhangi bir organik madde içeren protein kalıntısının depolanmasıyla zamanla bozulmaktadır. Arkeologlar, bu proteinleri yeniden kazanmak ve analiz etmek için yeni yollar araştırıyorlar. Yeni çalışmada, Wiktorowicz liderliğindeki bir ekip, çanak parçalarının (veya çanak çömleğin) her birinin küçük bir kısmını topraklayarak, kendilerine yapışmış proteinleri çıkarmak için deterjan ve diğer kimyasalları kullandı ve çeşitli teknikler kullanarak protein parçalarını izole etti ve analiz etti.Ekip daha sonra bu bilgileri ulusal protein veritabanına aktardı.

Araştırmacılar insan kanına ve organlarına özgü proteinler tespit ettiler ve bir zamanlar çömleklerde organ kalıntıları bulunduğunu göstermiş oldular. KKKA’nın enfeksiyon öncesinde konak hücreye bağlanmasına yardımcı olan peptit olarak bilinen iki benzersiz protein parçasının varlığını ekip Arkeoloji Bilimi Dergisi Şubat 2017 sayısında rapor edecek.

Bulgu eski virüslerin, DNA ve RNA gibi daha yaygın olarak incelenen nükleik asitlerden onların proteinleriyle daha kolay tanımlanabileceğini ortaya koymuştur. Araştırmacılar çiçek hastalığı gibi patojenlerin tarih öncesi verisini izlemek için DNA kullanmış olsalar da, proteinler nükleik asitlerden daha sabit ve milyonlarca yıldır korunabiliyorlardı.

New York’taki City Üniversitesi’nden adli antropolog olan Angelique Corthals, antik virüslerden nükleik asitlerin geri kazanılmasının oldukça zor olduğunu, virüslü proteinlerin daha kolay ulaşılabilir ve bozulmaya daha az eğimli olduğunu belirtmiştir.

Corthalds çömlek parçalarında KKKA için protein bulunmasının çok heyecan verici olduğunu söylemiş, başka bir laboratuarda teyit etmenin güzel olabileceğini ve sonuçların oldukça inandırıcı göründüğünü ekleyen Corthalds, KKKA’nın Demir Çağı’nda ki varlığının eski bir salgın olduğuna dair kanıtlar olup olmadığı ve patojen bölgeye özgü olup olmadığı gibi soruların cevapsız kaldığını söylemiştir. Wiktorowic, bulgular arkeologların özelliği olmayan çömlek parçalarına daha fazla dikkat etmelerini sağlayabilir yada bulunanların eski çağlarda yerleştirildikleri yada atıldıkları yerden taşındıklarını söylemiştir. ”Arkeologlar geçmişte çömlek kaplarının kullanımı ve sosyal aktiviteleri önemseme konusunda neleri gözden kaçırıyorlardı?” ve Diğer araştırmacıların heyecan verici yeni bulguların hiçbirini hayal dahi edemiyorum” diyerek sözlerine son vermiştir.

Düşünen Adam Heykelciği 3800 Yıl Önce Yapılmış

Çeviren: Eda VEREN

Kaynakça: sciencemag