Savaşın Masum Yüzleri
Ben size söyleyeyim, savaşın en büyük katliam olduğunu, minik izlerini küçücük bedenlerinde taşıyan masum çocuklar yansıtır.
Savaş nedir sahiden? Bir insan neden savaşır, neden hep mücadele eder bir şeyler için? Neden bunun sonucunda bir ölüm var? Savaş gerekli mi? Bir insanın can vermesi, bir ailenin yok oluşu, bir insanlığın yok oluşu çok mu gerekli? Gerçekten bir insan neden savaşır? Memleket için mi yoksa bir hayal için mi? Savaşın konusu ne olursa olsun, nedeni ne olursa olsun bir katliam olduğunu kim haykırabilir dünyaya? Haykırmasa da kim bunu gözlerine yansıtır?
Ben size söyleyeyim, savaşın en büyük katliam olduğunu, minik izlerini küçücük bedenlerinde taşıyan masum çocuklar yansıtır. Bazıları bağıra bağıra dile getirir içindeki bitmek bilmeyen acısını, bazıları ise acısını gözlerinde inci gibi akan bir damla yaş ile gösterir. Belki söyleyemezler bize ama öyle bir şekilde süzülür ki gözlerindeki o yaş… İşte o bir damla yaş insanlığın bittiğinin en büyük kanıtıdır.
Bizler evimizde rahat rahat otururken, sıcacık yemeklerimizi yerken, orada bir insanlık yok oluyor. Annelerimize, babalarımıza istediğimiz yapılmıyor diye kızarken, minik bedenler annelerinin, babalarının mezarları başında oturup bir umutla dirilmelerini bekliyor. Evimizde bir çıt çıktığı zaman deli gibi korkan bizler, bomba sesleriyle uykuya dalan masum çocuklar…
Bizler de bu katliama göz yumarak suçlu olmuyor muyuz?
Yazan: Tuğçe Bayrakdar
Yaşam İçerisinden Diğer Yazılarımıza Buradan Ulaşabilirsiniz