Miami Şehir Merkezinde Prehistorik Döneme Ait Bir Köy Bulundu

Aylardır Miami kentinin ortasında Amerika Yerlilerine ait tarihi bir köyün kanıtlarını toplamakta olan arkeologlar sonunda bunun Birleşik Devletler’deki en önemli tarih öncesi yerlerden biri olabileceğini ortaya çıkardı.

Deneyimli Güney Florida arkeologu BobCarr’ın gözetimi altında süren çalışmada şimdiye kadar kireç taşından oyularak yapılmış eşit büyüklükteki çukurlardan oluşansekiz meydantitizlikle kazıldı. Arkeologlar bunların 2000 yıl öncesine kadar uzanan Tequesta Kızılderili yerleşim bölgesinin temelini oluşturduklarına inanıyorlar.

Ayrıca doğrusal ve paralel şekilde bölge boyunca uzanan yüzlerce kazı çukuru da keşfedildi. Carr bunların muhtemelen yerleşkeleri birbirine bağlayan kaldırımbenzeri yapıların temeliolduğunusöylüyor. Köyün sınırlarında kaya çıkıntıları bulunmakta. Carr’ın takımı bunların Biscayne Koyu ile Miami Nehri’nin birleştiği noktada bulunan deniz kıyısının eski hali olabileceklerini düşünüyor.

Carr’ın bir röportajda söylediğine göre: “Bu bölgeyi farklı ve benzersiz yapan şey bu tarihi Tequesta köyünün büyük bir kısmının korunmuş olmasıdır. Kuzey Amerika’nın doğusundaki en eski kentlerden biri ve binalardaki bu olağanüstü yapılandırmaya hayret etmemek elde değil”

Kamuya henüz tam olarakaçıklanmamışkeşifler, kamu görevlilerini ve büyük şehir planlamacılarını büyük bir ikilem içine soktu. Çünkü Tequesta köy sitesi kabaca nehrin kuzey tarafındaki uzun ve boş durumdaki iki dönümlük şehir bloğunun yarısını kapsıyorve burası da MDM Development Group’unun tiyatrolar, restoranlar ve 34 katlı bir otel inşa etmeyi planladığı yerin içinde bulunuyor. Diğer bir deyişle proje,arkeolojik alanın tamamı da dâhil olmak üzere bloğun çoğunu kapsayacak şekilde tasarlandı.

Miami belediyesi MDM’ye Met Meydanı projesi için yapım izniverdi fakat yine de arkeolojik buluntuların tam kapsamı bilinmeden ya da anlaşılmadan inşaata başlayamayacak. Sit alanındakemik ve deniz kabukları bulundu. Ayrıca Miami şehrinin kalkınmasında büyük rol oynayan ve fabrikatör Henry Flagler tarafından inşa edilen 1897 Royal Palm Hoteli’nin kalıntıları da dâhil olmak üzere binlerce Tequesta tarihi eseri çıkarıldı.

Florida ve Miami-Dade eyaletlerindeki tarih koruma yetkilileri,halktan bu arkeolojik alanın bir kısmını belki de hatta tamamını kurtarma olasılığını da hesaba katarak Met Square planlarını gözden geçirmelerini rica ediyor. Bu da Met Meydanı projesinin pahalıya mâl olacak yeni bir tasarısını gerektiriyor.

Tiyatroların, restoranların ve otelin kira kontratlarını, anlaşmalarını ve zaman çizelgelerini çoktan ayarlamış olan MDM imar şirketi böyle bir şey olursa çok para kaybedecek. Şirket orta yol bulmak amacıyla büyük meydanlardan bir veya ikisini sit alanında tutarak bu kireçtaşını kazıp çıkarmayı ve ileride açılacak olan kamu plazasında sergilemeyi teklif etti. MDM yetkilileri daha fazlasını yapabilmekamacıyla son haftalarda şehir ve eyalet planlamacıları ve koruma görevlileri ile toplantılar yapıyor ama henüzherhangi bir söz veya taahhütvermedi.

MDM müdürü IanSwansonPazartesi günü sit alanında verdiği bir röportajda “Biz elimizden geleni yapacağız. Böyle bir soruna çözüm bulmak hiç de kolay değil.”

Swansonsit alanının önemini kabul ederek bu alanın ne olduğu konusunda bile hala “belirsizliklerin” olduğunu söyledi. Sit alanındançıkarılan ve HistoryMiami müzesinde depolanan eserlerin uzmanlara ve tarihçilere yıllarca yetecek çalışma ve analiz sağlayacağını da ekledi.

Yasa gereği bu arkeolojik anketi maddi olarak karşılama zorunluluğu bulunan MDM için çalışan Carr, müşterisine kendisinin de sitenin mümkün olduğunca korunması gerektiğini söylediğini belirtti.

Carr: “İncilerle süslenmiş bir kolyeniz varsa, onu değerli yapan şey üzerindeki dört veya beş inci değil onun incilerle olan bütünlüğüdür” dedi.

Korumacılar, MDM’in sitenin arkeolojik bir bölgede yer aldığını bilmesine rağmen bu mülkiyeti on yıl önce satın aldığında böyle bir riskin farkında olduğunu belirtti. Site 70 yıl boyunca asfalt bir otopark ile örtülü olmasına rağmen Carr ve diğer arkeologlar, bu otoparkın yakın çevresinde daha öncekelfedilen mezarlıklar dolayısıyla burasının bir zamanlar bir Tequesta köyü olduğun tahmin etmişlerdi.

Bu ikilem, yeni keşfedilen Tequesta köy sitesine karşı, nehrin güney kıyısında 1998 yılında Carr tarafından keşfedilen bir dizi kazı çukurundan oluşan Miami Circle’ı kurtarmak için verilen bir savaşa benziyor. Arkeologlar bu meydanın 2000 yıl öncesine kadar uzanan bir Tequesta sosyal konutuna ya da törensel bir yapıya işaret ettiği sonucuna vardılar.

Buraya bir apartman dairesi inşa etmeyi planlayan bir imarcı, uluslararası bir kargaşadan ve korumacılar tarafından açılan bir davadan sonra mülkiyetini 27 milyon dolara eyalete sattı. Düzgün bir şekilde sergilemek için yeterli sermayesi bulunmayan eyalet, onu koruyucu bir önlem olarak gömdü ve bir parka dönüştürdü.

Sit alanları üzerinde yasal yetkiye sahip olan şehrin tarih koruma kuruluna artık her ay, geçmiş günlerde keşfedilen bu sekiz meydan da dâhil olmak üzere,yeni bulgular hakkında bilgi verilecek. Ayrıca Tequesta alanı hakkında ne yapılacağı ile ilgili önümüzdeki iki hafta içinde kurulun özel bir toplantı yapması bekleniyor.

Korumacılar ve şehir yönetim kurulu üyeleri, sit alanının kurtarılması ve en azından bir kısmının sergilenmesi için güçlü ve giderek büyüyen bir destek oluştuğunu söylüyor ve devlet yetkilileri burasının ileride büyük olasılıkla Özgürlük Anıtı ve Miami FreedomTower gibi Ulusal Tarihi Simgesi statüsü kazanacağını düşünüyor. Bazı yerel yetkililer ve korumacılar da UNESCO Dünya Mirası listesine girmeye hak kazanabileceğine inanıyor.

Carr’ın takımıTequesta köyünün üzerine inşa edilmiştarihi yapılarda bazı eserler keşfettiler.Bu olay bu bölgeyi daha da önemli kılıyor. Bulunanlar; bir kuyu, 19. yüzyılın ortalarında Simenoleler ile yapılan iki savaş sırasında askeri üs olarak kullanılmış olan Fort Dallas’dan çıkarılan insan yapımı eserler, kiremitten yapılma temeller ve Miami şehrinin kalkınmasını hızlandıran Flagler’ın hotelinden geri kalan diğer izleri içeriyor.

“Bu olay aşırı önemli” diyor şehir koruma kurulu üyesi Gerald Marston. “Eğer bu yere bir isim vermek gerekirse, ona ‘Miami’nin doğum yeri’ adını vermeliyiz.”

Sit alanında bulunan önceki keşifler daha önce kamuya duyurulmuştu. Bunlara Carr’ın 2005 yılında keşfettiği ve FlaglerHotel’e Royal Palm Circle ismini kazandıran meydan da dâhildi. Fakat eserlerin geri kalanları sadece bu altı ay içinde keşfedildi.

Yeni keşiflerin haberi, sonbaharda Miami-Dade arkeoloğu JeffRansom’ın kulağına gidene kadar da henüz yayılmamıştı aslında. Carr, eyaleti ve şehri bu büyük keşiflerden gerektiği gibi zamanında haberdar etmiş olmamasının bir hata olduğunun farkında.

Met Square, MDM’in dört bitişik bloktan oluşan önemli Met Miami projesinin dördüncü aşaması. Bir apartman dairesinden ve MarriotMarquis hotelini ve birçok büroyu barındıran bir kuleden oluşan diğer iki aşama çoktan tamamlandı.

Carr, Tequesta köyünde yaşayan insanların kalıntılarını ise projenin üçüncü aşaması olan WholeFoods’un altındaki mezarlıkta bulmuştu. Bu kalıntılar Florida yasalarına uygun şekilde gizli bir yerde tekrar gömüldü.

 

Haber Düzenleme: Onur Alan