Taş Devrin İnsanında İklim ve Teknolojik Yeniliklerin Rolü
Şimdiye kadar, iklim değişikliği Güney Afrika'da Taş Devri'ndeki yeniliklerin baş etmeni olarak kabul edilirdi. Fakat bu teoriyi yine bu bölgelerde test eden araştırmacılar, doğrudan iklim değişikliğiyle bağlantı kurulamayacak kültürel ve teknolojik yeniliklerle karşılaştılar.
İklim Değişikliği Tarafından Yönlendirilmeyen Teknoloji ve Yenilik
İklim değişikliği, teknolojik yenilik açısından Taş Devri insanları arasında önceden sanılanın aksine çok daha az önemliydi. Bu, yakın zamanda PLOS ONE dergisinde yayınlanan, ezber bozan bir araştırmanın sonucunda ortaya çıkan haberdi.
Bu araştırmanın yazarları Bergen Üniversitesi Arkeoloji Bölümü profesörleri Christopher S. Henshilwood ve Karen L.van Niekerk, başyazarı ise Oxford Üniversitesinden Patrick Roberts’tı.
Henshilwood ve yazar ortakları Afrika’nın güneyinde Orta Taş Devri’ndeki teknolojik gelişmelere bağlı olan iklimsel olayları incelediler. Bu durum, o dönem insanının kültürel ve teknolojik uygulamalar açısından çarpıcı yeniliklerle dolu bir döneme tanıklık ettiğini gösteriyordu.
İklim Değişikliğiyle ilgili Doğrudan Bir Bağlantı Bulunamadı
Şimdiye kadar, iklim değişikliği Güney Afrika’da Taş Devri’ndeki yeniliklerin baş etmeni olarak kabul edilirdi. Fakat bu teoriyi yine bu bölgelerde test eden araştırmacılar, doğrudan iklim değişikliğiyle bağlantı kurulamayacak kültürel ve teknolojik yeniliklerle karşılaştılar. Henshilwood, iklimsel ve çevresel geçişlerin insanların varlık stratejilerini etkilemiş olabileceğini kabul ederken, bu araştırmaya göre iklim değişikliğinin bu bölgelerdeki kültürel ve teknolojik yeniliklerin ardındaki baş etmen olamayabileceğini ve iklim değişikliğinin önceki insan deneylerindeki rolü ile ilgili değerlendirmelerin gerekli olduğunu söyledi.
Hayvansal Kalıntıların İncelenmesi
Araştırmacılar, araştırmanın bir parçası olarak, Güney Afrika’nın güneyinde bulunan Blombos Cave ve Klipdrift Shelter isimli iki bölgedeki hayvan kalıntılarını incelediler. Numuneler 98.000 ila 59.000 yıl öncesine dayanıyordu.
Henshilwood ve Niekerk’e göre, devekuşu yumurta kabuklarındaki sabit karbon ve oksijen izotopları hayvanın yaşadığı dönemdeki bitki örtüsü ve su tüketimini yansıtabilirdi. Niekerk, hayvan kalıntılarını, devekuşu yumurtası kabuğu izotoplarını, denizanası ve karada yaşayan direyi incelemenin onlara bu dönemdeki iklimsel ve çevresel çeşitliliği anlamayı ve iklimin yeniliklerde baş etmen olduğunu savunan teorilerini test etmeyi mümkün kıldığını söyledi.
Eski İnsanlar Değişimleri Nasıl Özümsedi?
Araştırmacılar, bir sürü farklı kaynağın, insan topluluklarının o dönemdeki iklim değişikliğini özümsemesine yardımcı olduğu kanısına vardılar. Henshilwood, iklim değişikliğinin yenilikler için tek sebep olamayacağına ve araştırmalarına göre yeniliğin iklimsel ve çevresel iktidarsızlığa bağlı olmadığına dikkatleri çekti. Niekerk ise araştırmalarının, uzun mesafeli ve sosyo-kültürel etkileşimlerin ve nüfus hareketlerinin de yeniliği tetikleyen bir o kadar önemli nedenleri olabileceğini vurguladığını belirtti.
Çeviri: Sinem Özeroğlu