Pisagor ve Pisagor Teoreminin Ötesindeki Hayatı
Bir matematikçi olmanın dışında Pisagor diğer alanlarda da etkili bir düşünürdü. Örneğin, hayatı boyunca dine de önemli katkılarda bulundu.
Pisagor, muhtemelen, Sokrates öncesi filozoflar olarak bilinen Yunan filozofları içerisinde en ünlü kişiliktir. Bu durum, büyük oranda, bugün de hala yaygın biçimde kullanılan bir matematik teoremi olan Pisagor Teoreminden kaynaklanmaktadır. Bir matematikçi olmanın dışında Pisagor diğer alanlarda da etkili bir düşünürdü. Örneğin, hayatı boyunca dine de önemli katkılarda bulundu. Bununla beraber, Pisagor’un bu özellikleri çok daha az bilinmekteydi ve bunlar onun matematik teoremi tarafından gölgelenmişti.
Pisagor’un Kişisel Hayatı üzerine Karışık Hikayeler
Pisagor’un M.ö 570 yılında doğduğuna ve hayatının ilk yıllarını Doğu Ege Denizinde bir ada olan Samos’ta geçirdiğine inanılmaktadır. Babası mücevher tüccarı Mnesarchus’tu, annesi ise Pythais isimli bir kadındı. Pisagor’un, ayrıca, 2 veya 3 erkek kardeşi vardı.
Bazı tarihçiler, Pisagor’un Theano isimli bir kadınla evlendiğini ve Damo isimli bir kız, Telauges isimli bir erkek evlat sahibi olduğunu iddia etmektedirler. Bazı tarihçiler ise Theano’nun pisagor’un eşi değil öğrencisi olduğunu iddia etmişlerdir. Bununla beraber diğer bir kısım tarihçi ise Pisagor’un hiç evlenmediğini ve çocuk sahibi de olmadığını öne sürmektedirler.
Pisagor’un Seyahatleri
Pisagor’un medeni durumu tartışmalı olsa da, filozofun, zalim Polikrates’in politikalarıyla ters düşmesi nedeniyle M.Ö 530 yılı civarında doğduğu yeri terk ettiği konusunda genel olarak görüş birliği vardır. Pisagor, ya aynı zamanda ya da belki de daha önce, bu kültürlerin inançları ve gelenekleriyle karşılaşacağı Mısır’ı ve Babil’i (bazıları Hindistan bile derler) ziyaret etmiştir.
Pisagor sonunda, o zamanda Güney İtalya’da bir Grek şehri olan Croton’da (modern Crotone) yerleşmiş olup, şehrin çocuklarının ve kadınlarının eğitimi ile görevlendirilmiştir. Pisagor bölgede etkili bir kişi olmuş ve Croton’da takipçilerinden özel bir topluluk bile kurmuştu.
Bununla beraber, ünü aynı zamanda sonunu da hazırladı. Rivayete göre, bir aristokrat ailesine mensup genç bir adam kurduğu topluluğa katılmak istedi. İsteği reddedilince, Pisagor karşıtlarının desteğini arkasına alarak Pisagor’a saldırdı. Sonuçta Pisagor Croton’u terk etti ve M.Ö 500 civarında Metapontum’a gitti ve birkaç yıl sonra burada vefat etti.
”Pisagor” Öğretileri
Pisagor’un öğretileriyle ilgilenirken karşılaşılan zorluklardan biri günümüze ulaşan hiçbir yazısının olmayışıdır. Bu nedenle, Pisagor’un çalışmalarını anlamak için ikincil kaynaklara güvenmek durumundayız. Ancak bu, Pisagor’un sonraki nesillerdeki takipçilerinin, Pisagor’un düşüncelerine yaptıkları katkıları ona atfetme eğiliminde olmaları, başka bir problemi ortaya çıkarmaktadır. Aslında ünlü Pisagor Teoreminin (ya da diğer teoremlerinin) Pisagor’un kendisi tarafından mı yoksa takipçileri tarafından mı kanıtlanmış olduğu belirsizdir.
Pisagorcu Hayat Tarzı
Yine de Pisagor’un öğretileriyle ilgili birkaç şey söylenebilir. Pisagor düşüncesinde hâkim unsur matematik olsa da Pisagor’un takipçileri mistisizm ile de ilgilenmişlerdir. Örneğin, Pisagor Greklere insan ruhunun ölümsüzlüğü ve reenkarnasyon düşüncesini tanıtan ilk kişi olabilir. Olimpos tanrılarının ve onlara tapınmanın değerini düşüreceğinden ve herkesin kendi ruhunu önemsemesini daha değerli kıldığından, bu geleneksel Olimpian anlayışa karşı radikal bir meydan okuma idi.
Büyük ihtimalle, mümkün olan en iyi reenkarnasyonu garantiye alan bir takım özellikleri içeren kişinin kendi ruhunu önemsemesi, “Pisagorcu hayat tarzında” görülebilir. ‘Pisagorcu hayat tarzı’nın karakteristik bir özelliği beslenmeyle ilgili kısıtlamalarda görülebilir.
Bununla beraber bu kısıtlamalarla ilgili kanıtlar çelişkilidir. Örneğin, bazı kaynaklar, her türlü etin yasak olduğunu iddia ederlerken, diğerleri belli bazı etlerin (kurban için kullanılmayan hayvanlar) yasak olduğunu kayda geçmişlerdir. Et yemeyle ilgili hiçbir kısıtlamanın olmadığını iddia eden kaynaklar da mevcuttur.
En meşhur Pisagorcu beslenme kısıtlaması muhtemelen fasulye yeme yasağıydı. Bu yasağın sebebiyle ilgili ortak bir görüş yoktur ve konuyla ilgili antik görüşlerin sayısı bu uygulamanın tuhaf bulunduğunu göstermektedir.
Pisagorcu görüşün fasulyelerden hoşlanmaması ile ilgili ileri sürülen nedenler içerisinde, kişinin uykusunu ve iç rahatlığını bozan gaz yapıcı özelliği, testislere benzemeleri ve gübrenin içine gömüldüklerinde insan şeklini alacaklarına olan inanç yer almaktadır.
Pisagor etkileyici bir figürdü, öyle ki ‘modern görüşe göre tuhaf sayılsa da’ ölümünden yüzyıl sonra, 4. yüzyılda bile ‘Pisagorcu hayat tarzı’ yaşanmaya devam ediyordu. Ayrıca çok sayıda antik yazarın onun hakkında yazmasından dolayı (iddiaları çoğu zaman birbiriyle çelişse de) Pisagor aynı zamanda saygı gösterilen bir figürdü.
Yine de, hiçbir çalışması günümüze ulaşmamıştır. Bu nedenle Pisagor’un öğretileri ile ilgili kesin bir bilgiye sahip değiliz.
Son olarak, felsefeye ve dine olan katkılarından ziyade matematiğe olan katkıları nedeniyle günümüzde tanındığından, filozof Pisagor’un matematikçi Pisagor tarafından gölgelendiğini söyleyebiliriz.
Çeviri: Bülen Avcı
Kaynak: ancient-origins