Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

Arkeolojik Sit Alanlarında Kaz-İşlet Modeli Kabul Edilemez

Arkeoloji, bilimsel bir uğraşdır ve bir taşeronun hafriyat yapmasıyla benzerlik kurulacak bir uygulama değildir

0 700

Son günlerde kaz-işlet modeli ile özel sektörün de arkeolojik kazı yapabileceği belirtildi. Arkeolojinin ve arkeolojik çalışmaların ne olduğu konusunda genel bir kavram karmaşıklığı olduğu izlendi. Bu nedenle de özellikle ülkemiz açısından arkeolojinin anlam ve önemi ile arkeoloji biliminin uygulama alanlarının neler olduğunu tekrar hatırlatmakta yarar görmekteyiz: Arkeoloji, insanoğlunun dünyanın her tarafındaki yerleşimlerini araştırarak gelişiminin maddi kanıtlarını ortaya çıkaran ve uygarlık tarihinin izlerini gözle görülür duruma getiren bir bilim dalıdır. Yaşadığımız coğrafyada ise arkeolojik kalıntılar, insanın dünyaya yayılmaya başladığı dönemden günümüze kadar Trakya ve Anadolu’ya yoğun bir biçimde yerleşildiğini ortaya koymaktadır. Bu açıdan ülkemiz arkeolojisi yakın çevremizdeki, dünya tarihine yön vermiş belli başlı uygarlıkların gelişim süreçlerinin aydınlatılması ve kazı bulgularının değerlendirilmesinde yadsınamaz bir öneme sahiptir.

Anadolu’dan Arkeoloji Haberleri İçin Tıklayınız

Arkeoloji, uygarlık geçmişimizi anlamamızı sağlayan ve elde edilen sonuçlarla bilime, insanlığın bilincine yadsınamaz katkılarda bulunan bir uygulamadır. Yasalarımız gereği arkeolojik kazıları düzenleme yetkisi devlette – Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndadır. Türkiye’de bilimsel arkeolojik kazılar genelde akademisyenler ve devlet müzelerine bağlı elemanlar tarafından yürütülmektedir. Bilimsel kazılar bir akademisyenin ya da bilim ekibinin sorumluluğunda geçmişi aydınlatmaya yönelik sürdürülen uygulamalar olarak arkeoloji bilimine veri sağlayan en önemli çalışmalardır. Arkeolojik kazılarda bilim insanları çalıştıkları çeşitli alanlardaki bilimsel sorulara yanıtlar ararlar. Arkeolojik kazıların yapıldığı arkeolojik dolgular: ister antik yerleşim yerleri, ister prehistorik höyükler, tümülüsler ya da mağaralar olsun, geçmişten gelen bilgilerle dolu bir nevi uygarlık arşivleridir,insanlığın ortak bilincinin kayıtlarıdır. Bir arşive uzman olmayan birinin müdahalesi, oradaki en güzel-değerli evrakı bulup, gerisini yok etmeye yol açar.

İlgili Yazılar

Tahribi yalnızca bu toprakların değil, tüm insanlığın geçmişini siler, yok eder. Değerli kültür varlıklarına sahip olmak, bunlar ile övünmek kadar, bunları kullanılır bilgiye dönüştürmek, korumak, insanlığın yararına sunmak ve gelecek kuşaklara aktarmak sorumluluğunu da beraberinde getirir. Bu nedenle de arkeolojik dolgularda yapılan her türlü çalışma, geçmişe yapılan bilimsel müdahale olarak belirli yöntemler çerçevesinde çok dikkatli yapılmak zorundadır. Belli bilimsel normlara titizlikle uyulması gereken kazı çalışmalarında defineci gibi salt eser bulmaya yönelik hareket edildiğinde yapılacak hataların geri dönüşü yoktur. Bu açıdan bilim ekipleri çalışmalarını belirlenmiş bilimsel kriterlere uygun sürdürürken, kültür varlıklarını koruma sorumluluğunu üstlenen devletimizin de bu konuda en üst seviyede hassasiyet göstermesi bir gerekliliktir.

Anayasamız da bilimin ve bilim insanının bürokrasi tarafından engellenmeden çalışmalarını sürdürmesi esasını kabul etmektedir. Son zamanda arkeolojik kazıların bilimsel bir uygulamadan çok, taşeronlara yaptırılan işler gibi görülerek arkeolojide kaz-işlet modeli ile kazı yapılarak ilgili yerlerin işletilebileceğinin ve bu alanların devredilebileceğinin dile getirilmesi endişe vericidir. Normları ve kriterleri belirlenmemiş bu tarz uygulamalardan kültür varlıkları da, bilimsel çalışmalar da zarar görebilir. Arkeoloji, bilimsel bir uğraşdır ve bir taşeronun hafriyat yapmasıyla benzerlik kurulacak bir uygulama değildir.

Arkeolog Nezih BAŞGELEN

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More