Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

4000 Yaşında Eski ve Gizemli Bir Megalitik Mezar Keşfedildi

Arkeologlar, gizemli çok odalı mezarın ilk çiftçilerin bereketli topraklarda bıraktıkları izleri barındırdığını söylüyorlar.

0 14.958

Golan Tepeleri’nde tavanında eşsiz kaya oymaları yer alan anıtsal megalitik bir mezar keşfedildi. Arkeologlar, gizemli çok odalı mezarın ilk çiftçilerin bereketli topraklarda bıraktıkları izleri barındırdığını söylüyorlar. Aslında 4000 yıl önce inşa edilen Bronz çağı yapısı Orta Doğu‘da keşfedilen en büyük mezarlardan biri ve bazalt kapak taşı üzerinde kaya süslemeleri bulunan mezar yaklaşık 50 ton ağırlığında.

4,000 yıllık taş çember

Oyulmuş şekiller yayın merkezine giden düz bir çizgiyi gösterir. Taş çemberin tavanında buna benzer tavan boyunca dışarı doğru yayılan yaklaşık 15 adet gravür belgelendi. “Orta Doğu’ya ait diğer örneklerde bu gravürlerdeki şekillerin benzeri yoktur; bu nedenle bu süslemelerin anlamı halen gizemini korumaktadır.” dedi İsrail Tarihi eserler Kurulu ‘ndan Uri Berger.

Mezar, yaklaşık 20 metre çapında bir höyük olup, çok miktarda taş ve toprak yığınıyla kaplanmıştı. Gravür sanatının keşfedildiği mezarın iç odalarından biri, iki üç metrelik bir alandan oluşuyordu ve sadece bu tek odalık mezarın incelemesi sonrasında yetişkin ve çocukların gömüldüğü ikinci bir defin alanı daha keşfedildi. (Bedenlerin bir alanda çürümesine izin verilen, sonrasında kemiklerin toplanarak başka bir yere gömülmesi yöntemi). Kazıyı yapan arkeologlar, mezarın içinde renkli boncuklara ve ölen kişinin diğer kişisel eşyalarına da rastladılar.

İsrail Tarihi Eserler Kurulu arkeologlarına göre, “Devasa bazalt levhalarla ayakta duran görkemli mezar, antik ustaların bu anıtı “ özel ölülerin” anısına inşa ettiklerini gösteriyor ki bu durum, karmaşık yönetimi ve ekonomik sistemi olan, anıtsal mühendislik projeleri yürüten ancak geride arkeolojik kanıtlar bırakmayan gelişmiş bir topluma delalet ediyor.”.

Shamir Kibutz[1]’undaki devasa höyük, hiç şüphesiz ki kamusal inşaya dair önemli bir bulgudur.” diyor Profesör Sharon,oldukça fazla zaman ve insan gücü gerektiren bir eser.” Ve bütün bu süreç boyunca bütün o insanlar barınmalı ve beslenmeliydi. Böyle muazzam bir yapının inşası, küçük göçebe grupların genellikle sahip olmadığı mühendislik ve mimariye ilişkin bilgi gerektiriyordu. Ve daha da önemlisi, burada büyük bir miktarda insan gücünün bir araya gelmesi, personel sağlanması ve hepsinden önemlisi büyük ve uzun vadeli bir projenin uygulanmasını ve kontrolünü idare edilmesi için güçlü bir hükümet sistemi gerekliydi.”

[1] İsrail’de ortaklaşa kullanılan yerleşim bölgelerine verilen isimdir.

Höyüğün arkeolojik kazısı ile güm ışığına çıkarılan renkli boncuklar

Kayalık Bir Yer

İlgili Yazılar

Yukarı Celile ve Golan’da kayalık bir manzara hâkimdir. Birçok yerde, bazalt taşından oluşan yüzey yapısı, aşınmış büyük kayalarla birlikte göz alabildiğine uzanır. Aslında tüm Golan bölgesi geniş bir alanı kaplayan geniş bir bazalt taş yatağıdır. Bu “gizemli, düşünceli ay yüzeyi manzarası” nın çoğu, mineral açısından zengin bereketli topraklardan oluşur. Rüzgâr ve yağmurun, bazalt taş döşeme veya döşeme taşlarını harika renk ve şekillerde dönüştürerek Golan’a dramatik, keskin bir güzellik kazandırdığı biliniyor. Fakat binlerce yıl önce buraya yerleşen insanları cezbeden ilk şey Golan manzarasının eşsiz güzelliği değildi. Onlar daha çok Golan’ın sığırları için yıl boyunca otlatma imkânı sağlayan meralarıyla ilgileniyorlardı. Geniş alanlara yayılan bazaltaşı-büyük bir depo ısıtıcısı gibi, yazın sıcağı emiyor ve kış boyunca ısıyı yavaş yavaş dışarı veriyor. Yumuşak kışlar, verimli ve volkanik topraklar, bu yerleşimciler için çok çekici bir tarım ortamı yarattı.

Höyüğün içinden bir görüntü

Golan’daki İlk Üreticiler

İlk çiftçiler gibi önceki nesiller de Golan topraklarında izlerini bıraktılar. Bu coğrafyada binlerce höyük var( Golan’da 5,600 höyük belgelendi; Celile’de bu sayı kabaca 400 kadar.) Şehir, Orta Tunç Çağı boyunca bölgede önemli ve yerleşik bir hükümet sisteminin varlığına tanıklık etmektedir. (M.Ö 2350’den M.Ö 2000’e kadar). Bu “karanlık çağlar” a ait önemli yerleşim yerleri ve anıtsal yapı bulunmadığından, medeniyetin göçebeliğe geri döndüğü, kabile toplulukların hiçbir merkezi hükümet sistemi olmaksızın kırsal köylerde yaşadığı düşünülmüştü.

4000 Yıllık höyük

Şehirleri, büyük yerleşim yerlerini ve anıtsal yapıyı görmememiz o zaman hiçbir şey var olmadığı anlamına gelmiyor.” diyor Sharon. “Tarihteki en büyük imparatorluk Moğol imparatorluğu da arkeolojik hiçbir kalıntı bırakmamıştır. Onlar da Bedeviler gibi göçebeydiler. İnşa ettikleri höyükleri yapmaları için sadece yeteri kadar insana ihtiyaçları vardı. Onları beslemeliydiler, bunun yanı sıra mimari ustalığa ve teknolojik bilgiye ve de planlamaya ihtiyaçları vardı. Höyükler anıtsal bir yapı gösteriyor ve düşündüğümüzden daha önemli bir kültüre delalet ediyorlar.

Bu antik insanları çevreleyen çok büyük bir gizem var. Onlar tam olarak kimdiler? Neye inanıyorlardı? Esrarengiz höyüğü ölüleri için bir anıt olarak mı yaptılar veya bu özel dini ayinler için ayrılmış kutsal bir yer miydi? Kimse gerçekten bilmiyor.

Phrygia (Frigya) Bölgesi Tarihi ve Coğrafyası

5000 Yıllık Höyük Defineciler Tarafından Tahrip Edildi

Oluzhöyük’te 2400 yıllık ateş tapınağı bulundu

Çeviri: Zeynep Şenel Gencer

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More