Nereye Dergisi
Arkeoloji, Tarih, Gezi, Seyahat ve Yaşam Kültürü Dergisi

4.500 Yaşındaki Kenan Hisarının Son Saatlerine İlişkin Buluntular Açığa Çıkarıldı

0 800

Kenan sarayının tavanı çöktüğünde kül ve kararmış kayaların altına gömülen yiyecekler, takılar, baltalar ve hazineler iyi şekilde korunmuş olarak bulundu.

Kuzeydoğu Ürdünün siyah çölünün sınır bölgelerinde bulunan Khirbet al-Batrawy’deki 4.500 yıllık saray kazıları; ironik bir şekilde son büyük yangından geriye kalan korunmuş antikaları korumuş kül ve kayaların yıkıcı tabakası altındaki zengin arkeolojik bulguları ortaya çıkardı. Keşifler arasında arkeologların, sarayın kaya-hisar şefine ait olduğuna inandıkları ve harika durumda korunmuş olarak bulunan özel parçalar da vardı.

Şölenlerde kullanıldığı düşünülen onlarca seramik kap, kavanoz, kupa ve saklama kabının yanı sıra dört bakır balta, bir ayı postu ve oldukça süslü bir bardak da harap olmuş sarayın sütunlu salonu içerisinde bulundu.

kenan-hisari

Büyük Zenginleştirmeler

Khirbet al-Batrawy kalesi kuzey-orta Ürdün’ün verimli ve sulak Zarqa Nehrinin vadisine bakan doğal olarak zenginleşmiş üçgen tepesinin üzerinde bulunur.

Şehir iki önemli ticaret yolunun kesiştiği noktada büyük ölçüde stratejik konumundan dolayı M.Ö. 3 bin yılının ortalarında oldukça popülerdi, bu iki ticaret yolu Arap Çölü ve Mezopotamya’ya giden kuzeydoğu yolu ve Akabe Körfezi’nden Sina ve Arap yarımadasına giden güney yoluydu.

4., 5. ve 6. Mısır Hanedanlarının döneminde (M.Ö. 2600-2100 civarında), – Mısır’ın yakın gözetimi altında – bölgenin gelişiminde önemli rol oynamış bir ticarette değerli taşlar, baharatlar ve egzotik eşyaların yanı sıra tuz, bakır, bitüm ve kükürt gibi maddelerin ticaretinin yapıldığı bir zamandı. (4. hanedanlık zamanına denk gelen dönemde Kızıl Deniz’de keşfedilen limanlar ayrıca Timna’nın bakır madenlerine Sina Çölü’nü geçerek güney yoldan ulaşıldığını da göstermiştir.)

buluntu-hali

Şu anda La Sapienza Üniversitesi ve Haşimi Krallığı Antik Eserler Departmanı tarafından yürütülen kazılarda üç metre yükseklikteki taş temeller üzerinde oturan ağır kerpiç duvarlar, kuleler ve kapılarla güçlendirilmiş etkileyici bir kale ortaya çıkartıldı. Tepenin üzerinde kanatları, salonları, avlular ve geçitler ile girift yapılı büyük saray, 2.000 metrekarelik kale kompleksi içerisinde yer alıyordu.

Arkeoloji ekibi bu zenginleştirilmiş sarayın arazideki bölgenin kalbi olabileceğine inanıyorlar. Ancak M.Ö. 2300 yılında saray kötü bir sonla karşılaşmış ve duman kalıntılarının içerisinde değerini kaybetmiş olabilir. “Bu saldırının ardında muhtemelen Amorluların öncüleri olan çöldeki yağmacılar vardı” varsayımında bulunuyor kazı başkanı Prof. Lorenzo Nigro.

amphora

Sarayın tavanları çıkan büyük yangında kül ve yanmış tuğlalar, kömürleşmiş kirişler ve yanmış kayaların altına gömülerek arkeologlara kuşatılmış kalenin son saatlerine ilişkin bir görüntü bırakmış oldu.

Kimisi yılan ve akrep motifleriyle süslenmiş iyi korunmuş toprak kaplardan büyük miktarlarda eserler ve ithal vazolar ile arpa, bira, kırımızı okra ile hayvan yağı içeren bir çok seramik saklama kavanozu ve bakır ok başları, taştan boncuklar ve toprak tekerlek parçaları bulundu.

Bakır, kil, ahşap, kemik, deniz kabuğu, deri ve kumaşlardan yapılmış araçlar ve objeler saraydan sürekli bir eşya geçişi olduğunu kanıtladı.

İlgili Yazılar

balta-ucu

Bakır Balta Sarayı

Kazı ekibi çatısı dört ahşap sütunla desteklenen, özellikle ilgi çekici üçgen bir salona ait kalıntılar buldu. Kazıda, içerisinde bir sürpriz barındıran ve ana salona giden ince sıvalı yollar ortaya çıktı.

150 litrelik bir depolama kapasitesine sahip 20’den fazla pithos (saklama kavanozu), salonun iki yanında yer alıyordu, bunun yanı sıra kırmızı cilalı testiler ve juglonlar gibi daha küçük kaplar da vardı.

Nigro’nun tek bir yerde bu kadar çok eserin bulunması ile ilgili bir teorisi vardı. “Salon; şehrin son kuşatma günlerinde tüm değerli eşyaların bir araya toplandığı bir yemek salonuydu. diyor Haaretz.

buluntu-balta

Dört bakır balta bıçakları üzerinde bir kumaş kalıntısı bırakan bir beze sarılı halde bir sütunun ayağında bulundu, bu baltalardan dolayı bu bina “Bakır Balta Sarayı” lakabını almıştır.”

Hayvan arkeologu F. Alhaique’nin muhtemelen dondurucu çöl soğuğunda ve Batrawy’nin rüzgarlı tepelerinde giyinmek amacıyla kullanılmış bir ayı postuna ait olduğunu düşündüğü bir ayı pençesi de yakınlarda bulundu. (Orta Doğu’da bal rengi Suriye ayısı gibi bölgeye özgü ayılar vardır ve özellikle kış aylarında çöl çok soğuk olabilir.)

Seramik asemblajları birbirinden ayıran küre gövdeli çift kollu bir kap ve bodur yivli bir kaide de sütunun bir kaç santimetre yakınında bulundu.

“Bu eserler bir güç kuralı ile ilgili ipucu veriyor olabilir: baltalar ve ayı postu bir askeri lider fikri ile bağlantılıdır, bununla beraber şekil, dekor ve temeli açısından diğerlerinden ayrılan eşsiz bir tören kabı muhtemelen bu saraydaki hükümdarın ziyafet şölenleri ile ilgilidir” diye varsayımda bulunuyor Nigro.

kolye-eser

Bu eserleri oluşturan güç sembolü ne olursa olsun çok az yararı olmuş gibi görünüyor. Bildiğimiz kadarıyla saray son saldırıdan daha önce terk edilmişti, çünkü enkazın altında yalnızca hayvan kemikleri bulundu, insana ait herhangi bir kalıntı yoktu.

25 Yeni “Ölü Deniz Parşömeni” Açığa Çıkarıldı

 

Çevirmen: Beyza ÇİFTÇİ

Kaynak: haaretz

Get real time updates directly on you device, subscribe now.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This website uses cookies to improve your experience. We'll assume you're ok with this, but you can opt-out if you wish. Accept Read More